Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, siyasi partilere kamu yardımı konusunda Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin Ankara'ya karşı açtığı davada Türk hükümetini haklı buldu
Abone olÖDP 1999, 2002 ve 2007 yıllarındaki genel seçimlerde kamu yardımlarından faydalanamamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin seçme ve seçilme hakkıyla ilgili ek protokolüne aykırı olduğu gerekçesiyle 2003 yılında Strasbourg Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Başvuruda Türkiye'de siyasi partilerin kamu yardımından faydalanması için bir önceki seçimlerde en az yüzde 7 oy alma şartının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin vicdan, ifade ve örgütlenme özgürlükleri ve ayrımcılıkla ilgili maddelerine aykırı olduğu savunulmuştu. ÖDP özellikle yüzde 7 barajının siyasi partiler arasında eşitsizlik ve ayrımcılığa neden olduğu tezini işlemişti.
Türk hükümeti ise AİHM önünde ÖDP'nin tezlerine karşı, siyasi partilere yönelik kamu yardımlarının bir önceki seçimlerde elde edilen sonuçlar temelinde yapıldığını, meşru ve objektif gerekçelere dayandığını ve kamu yardımı konusunda siyasi partilere asgari şartlar uygulanmasında devletlerin geniş takdir yetkisine sahip olduğunu savundu.
YARDIM İÇİN ORTAK BİR KURAL YOK
Başvuruyu sadece ayrımcılık maddesinden mercek altına alan AİHM, bugün açıkladığı gerekçeli kararında, siyasi partilere kamu yardımı konusunda Avrupa genelinde ortak bir kural bulunmadığını, ancak, Türkiye dışındaki Avrupa ülkelerinde kamu yardımı için aranan oy oranının yüzde 0,5 ile yüzde 5 arasında değiştiğini belirtti.
Mahkeme, buna karşılık, ÖDP'nin seçimlerde elde ettiği yüzde 0,8 ve 0,15'lik oy oranlarının kamu yardımı için birçok Avrupa ülkesinde de yeterli olmayacağı ve ÖDP'nin AİHM önünde "Türk seçmeni gözünde kaydadeğer bir desteğe sahip olduğunu kanıtlayamadığı" görüşlerini kaydetti. Kararda, bu tespitlerden yola çıkılarak, ÖDP'ye yüzde 7 oy oranına ulaşamadığı gerekçesiyle kamu yardımı verilmemiş olmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılığı yasaklayan maddesiyle "uyumlu" olduğuna hükmedildi.
YÜZDE 7'LİK BARAJ YÜKSEK
Karar, aralarında Türk yargıç Işıl Karakaş'ın da bulunduğu 7 yargıçlı bir daire tarafından 2'ye karşı 5 oyla alındı. Daireye başkanlık eden Belçikalı yargıç François Tulkens ile Macar yargıç Adras Sajo karara karşı oy kullandı. Bu iki yargıç, diğer beş yargıcın "ÖDP AİHM'ye Türk seçmeninin desteğine sahip olduğunu kanıtlamalıydı" şeklindeki tutumunun AİHM'nin rolünü aştığını savunan bir karşıt görüş yayımladı. Karşıt görüşte, yüzde 7'lik oy oranı barajının "Avrupa'daki en yüksek oran" olduğu ve kamu yardımı konusunda siyasi partiler arasında "tekelleşme" yarattığı dile getirildi.