BIST 9.109
DOLAR 34,28
EURO 37,65
ALTIN 2.916,66

AIDS'ten ölenler şehit sayılır mı?

1 Aralık Dünya AIDS günü. "Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu" anlamına gelen AIDS, kanda bulunan HIV virüsünün zaman içinde çoğalarak vücutta hastalıklara karşı savunma sağlayan hücreleri yok etmesi ile gerçekleşiyor.

1 Aralık Dünya AIDS günü.

"Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu" anlamına gelen AIDS, kanda bulunan HIV virüsünün zaman içinde çoğalarak vücutta hastalıklara karşı savunma sağlayan hücreleri yok etmesi ile gerçekleşiyor. 

Kişi bu aşamaya geldiğinde, vücudun hastalıklara karşı savunma mekanizması iflas ettiği için, grip bile öldürücü olabiliyor. 

Çağın vebası olarak adlandırılan bu ölümcül hastalık, 80'lerden itibaren kitleselleşerek yayılmaya başladı. 

Dünya Sağlık Örgütü'nün tüm dünyada yaklaşık 34 milyon HIV/AIDS hastası mevcut. 

İlk defa ABD'de eşcinsellerde tespit edildiği için hastalık uzunca bir süre sadece eşcinsel hastalığı olarak damgalanıyor. Fakat daha sonra erkek-kadın arasındaki cinsel ilişki ve kan yoluyla da bulaşabildiği anlaşılınca, hükümetler paniğe kapılarak AIDS'in tedavisine ve aşısına dönük çalışmaları desteklemeye başlıyorlar. 

Bugün bilhassa Afrika kıtasında HIV pozitifli sayısı çok fazla. Hatta kara kıtanın bazı ülkelerinde oran %50'ye kadar çıkıyor. 

Bu durum, AIDS'e dair bazı komplo teorilerinin de doğmasına yol açmış. Bu teoriler arasında en yaygını, AIDS'in aslında, Batı'nın Afrika'da nüfusu azaltmak amacıyla laboratuarda lösemi virüsünü geliştirerek ürettiği, ama kontrolden çıkan bir biyolojik silah olduğu. 

Batı'da bazı kökten dinci Hristiyanlar ise, Afrika halklarının putperest geleneği sebebiyle Tanrı tarafından AIDS hastalığı ile cezalandırıldığını ileri sürüyorlar. 

Türkiye'de resmi kayıtlara göre HIV pozitifli ve AIDS hastası sayısı binlerle ifade ediliyor. Fakat gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır.

Genç nüfusun fazlalığı, yabancı turist sayısı, prezervatif kullanım bilincinin azlığı riski artıran başlıca etkenler. 

Türkiye kamuoyunun genelinde, bulaşma yolları arasında cinsel ilişkinin bulunmasından ötürü AIDS, "ahlaksız" yaşam tarzını sürdürenlere Allah'ın bir gazabı olarak kabul edilse de, hadis kaynaklarında şehitler arasında "çaresi bulunamayan ölümcül hastalıklar sebebiyle hayatını kaybedenler" de sayıldığı için, İslam'da AIDS'ten ölen bir müslümanın da şehit olma ihtimali mevcut.

(Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: "Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishalden ölen şehittir; boğularak ölen şehittir” buyurdu. [Müslim, İmâre: 165. Ayrıca bkz: İbn Mâce, Cihâd: 17.] ) 

Yapılan yorumlara göre, kan nakli esnasında, veya kocasından/karısından bu hastalığı bilmeden kapan birisi için bu hüküm kesinken, kendi eylemleri sonucu virüsü kapanların da, hastalıkları esnasında çektikleri acı ve sıkıntıların bir kefaret olarak kabul edilmesi umulmaktadır. 

AIDS hakkında yanlış bilinenler

AIDS, kişiler arası normal temaslarla, kapı kollarından, yatak çarşaflarından, havlulardan, paradan, sabundan, tabak, bardak, kaşık, çatal vb. mutfak eşyalarından, ortak kullanılan banyo, sauna, kaplıcalar ve plajlardan bulaşmaz. Bunun sebebi virüsün açık hava ortamında hızla ölmesidir. 

Öpüşme yoluyla bulaşma, ancak diş eti kanaması veya ağız içi açık yaraların varlığında olasıdır ama bu çok çok düşük bir ihtimaldir. Çünkü virüsün bulaşması için vücut sıvılarının doğrudan teması gerekmektedir.

Sivrisinekler AIDS bulaştırmaz.