Dünyayı HIV’den kurtarma yönünde büyük bir adımın atıldığını belirten Nature Medicine dergisi, ABD’li biyologların, hücrelerde uyuyan immün yetmezlik virüsü bulunması durumunda devreye giren geni keşfettiğini aktardı.
Abone olDünyayı HIV’den kurtarma yönünde büyük bir adımın atıldığını belirten Nature Medicine dergisi, ABD’li biyologların, hücrelerde uyuyan immün yetmezlik virüsü bulunması durumunda devreye giren geni keşfettiğini aktardı.
Nature Medicine dergisindeki makalede Pennsylvania Üniversitesi'nden Phalguni Gupta, "Bugün dünyanın tüm bilim insanları tek amaç üzerinde çalışıyor: Organizamadan HIV'i temizleme yöntemini bulma ve insanı bu enfeksiyondan kurtarma. Diğer yandan elimizde, HIV'in gerçekten de tamamen organizmadan silindiğini anlamamıza izin verecek yöntemler olmazsa tüm bu çabalar hiçbir işe yaramayacak" diye açıkladı.
Günümüzde HIV hastaları, virüsün çeşitli çoğalma aşamalarını bastıran antiretroviral ilaçlar sayesinde onlarca yıl yaşayabiliyor. Ama şiddetli yan etkiler yüzünden hastalara sıkça bu ilaçlara birkaç haftalığına ara verilmesi tavsiye ediliyor. Bu arayı fırsat bilen HIV, saklandığı yerden çıkarak hızla kendini çoğalmaya başlıyor, böylelikle 2-3 haftaya eski duruma dönülmüş oluyor.
BİLİM İNSANLARI BUNUN ÜZERİEN ÇALIŞIYOR
Bilim insanları son yıllarda aktif olarak, bu karşı saldırıyı önlemeye veya virüsü hücrelerden kovmaya yardımcı olacak ilaçlar veya antikorlar üzerinde çalışıyor.
HIV'in bağışıklık sistemi veya organlarda yanlışlıkla etkilediği hücrelerin bile tedavi sonlandırıldıktan sonra enfeksiyonu canlandıramaya yeterli olduğunu belirten Gupta, "Eskiden böyle hücrelerin arayışı çok zor bir işti, çünkü uyuyan HIV hiçbir şekilde kendini ele vermiyor, bulaştığı hücreler ise antiretroviral ilaçlar içildiğinde normal davranıyor" dedi.
HIV PARÇALARI VE KANSERLİ HÜCRELER
Gupta ve meslektaşları, tam ve kusurlu HIV parçacıklarının kanserli hücrelere nasıl nüfuz ettiğini ve çalışmalarını nasıl etkilediğini gözlemleyerek bu sorunun çözümünü buldu. HIV'in bulaştığı hücrelerin benzersiz bir özelliğe sahip olduğu ortaya çıktı: onlar büyük miktarda beta-galaktosidaz üretiyor. Bu enzim, virüs tarafından zarını oluşturmak için kullanılıyor.
Normal hücreler bu molekülleri üretmiyor çünkü üretiminden sorumlu gen DNA'ya immün yetmezlik virüsü tarafından ekleniyor ve insan genomunda benzeri yok. Yani bu moleküllerin varlığı, hücrede kesinlikle HIV olduğuna işaret ediyor.
Bu yöntemi kullanma yönündeki ilk çabalar beklenmedik sonuçlara yol açtı. Eskiden biyologların HIV'in oldukça az sayıda ‘yanlış' hücrede gizlendiğini sandığını belirten Gupta, "Antiretroviral tedavi gören hastaların organizmasındaki HIV stokunun sandığımızdan daha fazla olduğu ortaya çıktı. Bu tür hücrelerin sayısı, diğer testlerin gösterdiğine göre 70 kat daha fazla olduğunu tespit ettik" dedi.
Bilim insanların görüşüne göre bu sonuçlar, tedaviye ara verildiğinde HIV'in nasıl kayıplarını telafi ettiğini gösteriyor. Gupta, bu keşfin organizmayı uyuyan HIV'den temizleme yönteminin bulunmasına yardımcı olacağını söyledi. TZA adı verilen yöntemin, hastanın organizmaya büyük zarar vermeden ilaçsız ne kadar dayanabileceğini anlamak için şimdiden klinik uygulamalarda kullanıldığı kaydedildi.