Ülkemizdeki aidsli sayısısın resmi olarak 1500 civarında olduğu bildirilirken, bu sayının çok çok üstünde aidsli olduğu iddia ediliyor.
Abone ol1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD), o zamana dek bilinmeyen bir sağlık sorunu teşhis edildi. Daha önce sağlıklı olan ve 1978 yılından yılından beri, bir çeşit zatürre ve Kaposi Sarkomu adı verilen bir çeşit tümör tanısıyla takip edilmekte olan 41 genç homoseksüel erkeğin, Los Angeles, San Fransisko ve NewYork şehirlerinde çalışan doktorlar tarafından Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne (CDC) bildirilmesi üzerine bu konu dikkat çekti. Bu ilk bildirimlerden sonra konuya yoğunlaşan doktorlar 6 hafta içinde 70 yeni hastayı daha bildirdiler. 1983 yılı başına kadar belirlenen hasta sayısı 1000 civarında. İkinci 1000 vaka sonraki 6 ay içinde, üçüncü 1000 hasta ise sadece 5 ay içinde eklendi. Hızla yayılıyor Hastalık o günden bu yana süratle yayılmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü 1983 yılında yayınladığı raporda, önlem alınmadığı taktirde 2000'lerin başında AIDS'lilerin sayısının 20 milyon civarında olacağını, alınacak önlemlerle bunun 10 milyon civbarında tutulabileceğini öngörüyordu. Hastalık insanları korkuttu. Herkes korunmak için bir şeyler yaptığını sandı ama ciddi hiç bir önlem alınamadı. Halen dünya üzerindeki hasta sayısı 43 milyon civarında. Çevremizdeki ülkelerden Rusya, Romanya ve Kafkas ülkelerinde hastalık artış hızı korkunç boyutlarda. Sadece Rusya'da her ay yeni bildirilen hasta sayısı 3500 civarında. Ülkemizdeki durum Ülkemizde bildirilen hasta sayısı yaklaşık 1500 kadar. Ancak tüm uzmanlar bu sayının gerçeği yansıtmadığı görüşünde birleşiyorlar. Bu sayı muhtemelen hastalığın tüm belirtilerini gösteren kişileri yansıtıyor. Oysa hastalık etkeni virüs (HIV) alındıktan sonra AIDS hastalığının belirtilerinin oluşmasına kadar geçen süre 8 yılı bulabiliyor. Bu süre içinde kişiler özel tahliller yapılmadığı sürece sağlıklı görünebiliyorlar. Oysa kanlarında virüs taşıyorlar ve çevre için bulaştırıcı olabiliyorlar. Ülkemiz özellikle son yıllarda kuzey komşularımızdan kaynaklanan kaçak fuhuş ve yoğun turizm faaliyetleri nedeniyle yüksek riskli bir durumda. Çevremizde sağlıklı olarak gördüğümüz bir çok kişi bilmeden hastalığı sürekli yayıyor. İşte bu nedenlerle yakın bir gelecekte hastalığın patlama yapmasından korkuluyor. Zaten ABD örneğinde de görüldüğü gibi ilk zamanlarda yavaş yayılan hastalık daha sonra büyük bir hızla yayılan bir özellik kazanıyor. 'Zararın neresinden dönülse kardır' diye bir atasözümüz var. Hiçbir zaman geç değildir, önemli olan, herkesin korunma yollarını iyice öğrenmesi ve aksatmadan uygulaması gerçeğidir. Kaynak : Türknet