BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA

Ahmet Türk'ü vekil olması kurtardı

Ahmet Türk hakkında, kapatılan DTP'nin 2008'de milletvekillerine gönderdiği kitap nedeniyle açılan davada, Türk'ün vekil seçilmesi muhakemenin durmasını sağladı

Abone ol

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk hakkında, kapatılan DTP'nin 2008'de milletvekillerine gönderdiği "DTP'nin Kürt Sorununa İlişkin Demokratik Çözüm Önerisi" adlı kitap nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "Siyasi Partiler Yasası'na muhalefet" suçlamalarıyla açılan davada, Türk'ün milletvekili seçilmesi nedeniyle "muhakemenin durmasına" karar verildi.

Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Türk'ün avukatı Mehmet Nuri Özmen katıldı.

Avukat Özmen, müvekkilinin 24. Dönem Mardin Milletvekili olarak TBMM'ye girdiğini, bu nedenle yasama dokunulmazlığı bulunduğunu belirtti ve muhakemenin durdurulmasını talep etti.

Yargıç Ahmet Karpuzcu, Türk'ün, 24. Dönem Mardin Milletvekili seçilmesi nedeniyle üzerine atılı suçlardan yargılanabilmesinin Anayasa'nın 83/2. maddesi uyarınca dokunulmazlığının kaldırılması şartına bağlı olduğunu hatırlattı.

Türk'ün, yargılanabilmesi konusunda gereğinin takdiri ve ifası için TBMM'ye sunulmak üzere, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar veren Karpuzcu, bu nedenle CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca "muhakemenin durmasını" kararlaştırdı.

Türk hakkında, 2008'de, milletvekillerine "DTP'nin Kürt Sorununa İlişkin Demokratik Çözüm Önerisi" adlı kitap ve mektup göndermesinin ardından "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "Siyasi Partiler Yasası'na muhalefet" iddialarıyla dava açılmıştı.

İddianamede, "kitaptaki, bölgesel ayrılıkları ortaya koyup, yönetim değişikliği içeren ibarelerde açıkça şiddet içeren tahrik olmasa da toplum yapısı geniş bir mozaik olan ülkelerde, belirlenen hususların hayata geçirilmesi talebinde bulunmanın şiddeti tavsiye eder nitelikte olduğu" savunulmuştu.

"Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılan ve bir kısım milletvekillerine siyaset yasağı getirilen bir partinin eylemlerinde artık soyut tehlike değil, somut tehlike varlığının ortaya çıktığı, suçun oluşumu için tahrikin belirli halk kesimlerini karşı karşıya getirmiş olmasının aranmadığı" kaydedilerek, Türk'ün, toplam 2 yıl 6 aydan az olmamak koşuluyla hapis cezasına çarptırılması istenmişti.