Turgut Özal'ın naaşından alınan örneklerde, 4 farklı zehir belirlendiği iddiası büyük yankı uyandırdı.
Abone olÖzal'ın ölümünü şüpheli bulduğunu her fırsatta dile getiren Ahmet Özal, “Doğru olduğumu düşünüyorum. Mücadelemizde sona geldik” diye konuştu.
Özal'ın son Orta Asya gezisini gündeme getiren Özal, "Ben de o geziye katılmıştım. O yorgunluk babama bir anda geldi." dedi.
Özal'ın kabinesinde bir dönem bakanlık yapan Cengiz Altınkaya da Orta Asya dönüşü Özal'ın ayağının tozuyla katıldığı Bulgar sanatçının sergisine dikkat çekti.
Zaman gazetesinde yer alan iddiaya göre; Adli Tıp Kurumu incelemeler sırasında 4 farklı zehirli madde tespit etti. Ortaya atılan bu iddialarla ilgili Adli Tıp Kurumu'ndan şu ana kadar herhangi bir açıklama gelmedi.
ÖZAL: ZEHİRLENME DOĞRUDUR
Cumhurbaşkanı Özal’ın oğlu Ahmet Özal, konuyu NTV’ye değerlendirdi.
Turgut Özal’ın zehirlenmesinin mümkün olduğunu belirten Özal, şunları ifade etti:
“Ben de o geziye katılmıştım. O yorgunluk babama bir anda geldi. Artık raporların yazıldığını zannediyorum. Adli Tıp bunları hukuken savcıya vermek zorundadır. Bundan sonrası savcının görevidir.
Ben baştan beri bunun böyle olduğunu biliyordum. 14 senedir bunun kavgasını veriyordum. Artık sona gelindi. Zehirlenmenin doğru olduğu kanaatindeyim. Mücadelemizin sonuna geldiğimizi düşünüyorum. 1988 yılındaki suikastin araştırılması lazım. Bu rapor açıklandıktan sonra savcıların suikasti incelemesi gerekiyor.”
Öte yandan Turgut Özal’ın en parlak bakanlarından biri olarak gösterilen 1989-1991 yıllarında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapan Cengiz Altınkaya, Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) önemli açıklamalarda bulundu.
AYNI YEKELER YUŞENKO'NUN YÜZÜNDE DE OLMUŞTU
Turgut Özal’ın 16 Nisan 1993 yılında yurt dışı seyahatinden döndüğünde dünyaca ünlü bir heykeltraş ve şu an Bulgaristan Kültür Bakanı olan Vejdi Raşidov’a Türkiye’de sergi açılışı olduğu zaman katılacağı sözünü verdiğini belirten Altınkaya şunları anlattı:
“Semra Hanım gitmeyelim çok yorgun olduklarını ifade etmesine rağmen 'söz verdim gitmem lazım' demiş. Tek başına gitmiş ve o gece yorgunluk alametleri var. Yüzünde siyah ve kabarık lekeler var. Aynı lekeler 2004 yılında Ukrayna Devlet Başkanı olan Victor Yuşenko’nun yüzünde de oluşmuştu. O genç, kuvvetli ve diri olduğu için hayatta kaldı. Aynı şekilde Lonrda’da vefat eden bir KGB ajanı da bir çeşit zehirle öldürüldü. Bu olaylardan sonra kuvvetli şüphem bir kere daha oluştu, 'Acaba Cumhurbaşkanı'nın bünyesi bir zehirle zayıflatıldı mı?' diye.”
TÜRK CUMHURİYETLERİNE DESTEK VERMESİ ÖZAL'I HEDEF HALİNE GETİRDİ
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetlerinin acemice yönetimler sergilemesi üzerine Türkiye’den Devlet Planlama ve Hazine’den görevlileri bu ülkelere gönderdiğini hatırlatan Altınkaya, şu konulara dikkat çekti:
“Bu arkadaşlarımız devlet başkanlarına mevzuat geliştirmede, Türkiye ile alfabe ve kültür birliğinde, eğitimde, ticarette yeni bir dönem başlıyordu. Bu dönemde başrol Turgut Özal’dı. Bu da onu hedef haline getirdi. Yok edilmesi, ortadan kaldırılması için oldukça güçlü bir sebepti bu. Turgut Özal’ın vefatından sonra o ülkelerde görevlendirilen danışmanların pozisyonları aniden değişti. Görevleri azaltıldı. Hatta kullandıkları odalar başkan odasının yanında koridor sonlarına kaydırıldı. Türkiye oralarda basitleştirildi. Bu da Turgut Özal’ın ölümü ile ilgili ortadan kaldırılması ile ilgili bir tespitim.”