Beyoğlu'nda Türk Ordusu'na destek gösterisinin içine düşen Ahmet Hakan'ı eylemcilerin bir sözü korkuttu.
Abone olHürriyet yazarı Ahmet Hakan Galatasaray Lisesi önünde Türk Ordusu'na destek gösterisi yapan grubun içine düştü. Eylemcilerin Ahmet Hakan hakkındaki sözleri yazarı endişelendirdi!. diyen Hakan, artık Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı iyi bir general olarak tanıyor.
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak:
-İSTİKLALden Tünele doğru ilerliyordum.
Galatasaray Lisesinin önüne gelince, 30-40 kişilik bir grubun korsan eylem patlatma hazırlığı içinde olduğunu sezinlemeyeyim mi?
Madem ki bu "mekan", yani "Galatasaray Lisesinin önü", "dik başlar" ve de "erkek haykırışlar" ile her daim sert eylemlere ev sahipliği yapmıştır...
Ve madem ki benim de sert eylemlere karşı zaafım vardır...
O halde bir "zula" bulup yerimi almalıydım.
Öyle de yaptım.
Ancak...
Ortada bir tuhaflık vardı.
Bir kere polis sayısı hayli azdı.
Ayrıca...
Eylemciler ellerinde gerginlik yaratıcı renklerden oluşan pankartlar taşımak yerine Türk bayrağı taşımayı tercih etmişlerdi.
Poster olarak ise Atatürkün resimleri kullanılıyordu.
Eylemcilerin kılık kıyafetlerinde de bir anormallik vardı.
Hepsi takım elbiseliydi, çoğunda kravat vardı.
Bu durumda...
İnsanın aklına "Takım elbiseyle korsan eylem mi yapılır" sorusundan başka bir şey gelmiyordu.
Kısacası...
Bir "korsan eylem"den ziyade...
"Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları yeniden yapılandırılsın" konulu legalin de legali bir ziraatçı eylemi havası vardı ortada.
***
Çok geçmeden durum anlaşıldı.
Hani kendilerine "Hukukçular Birliği" adı veren "anti Murat Belge" bir grup var ya...
Hani Hasan Cemalin "katıksız hain" olduğuna kesin iman etmiş grup canım.
İşte o grubun eylemiymiş bu.
"Ödünsüz kuvvacı Kemal Kerinçsiz" adlı lider, ön safta yerini almıştı.
Eylemin amacı ise gayet açıktı:
Bir "iddianame darbesi"ne maruz kaldığı öne sürülen Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıtın şahsında Türk ordusuna destek vermek.
Saptadıkları olası sloganlar şunlardı:
"Savcı şaşırma / Sabrımızı taşırma."
"Büyükanıt Paşamız / Sahip çıkarız."
Ve hepimize siyah beyaz 27 Mayıs fotoğraflarını çağrıştıran başka bir slogan:
"Ordu millet el ele."
Ancak...
"Olur mu böyle olur mu" marşı terennüm edilmiyordu.
Yani olaysız dağılacağı baştan belli bir eylemle karşı karşıyaydık.
***
Tam eylem alanından arazi oluyordum ki beni "Hrant Dink" ile "İsmet Berkan" arası bir medya şahsiyetine benzeten eylemci, yanındaki arkadaşlarını dürterek şöyle dedi:
"Bu da ABcilerdendi değil mi?"
Arkadaşı baktı ve şu yorumu yaptı:
"Onun ne olduğu belli değil."
Tehlikeli bir süreç başlamıştı.
En korktuğum ve çekindiğim olay meydana gelmiş, topluluk içinde gösterilmiştim.
Bir hedef arayışı içinde olan grubun menzilinden çıkmak için...
Şöyle bir yol tutturdum:
Bir yandan olay mahallinden uzaklaştım, bir yandan da şu cümleyi söyledim:
"Büyükanıt Paşayı tanırım, iyi generaldir."
Kesmeyince şu cümleyi de ilave ettim:
"Ben Ali Kemal değilim."