Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Başbakan Erdoğan'la özel program yapan NTV'nin deneyimli ismi Oğuz Haksever'e demediğini bırakmadı.
Abone olCumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gece NTV canlı yayınında 'Afedersiniz bana Ermeni dediler' sözü Hürriyet si yazarı 'ın da köşesine konu oldu.
Ahmet Hakan, Erdoğan'dan çok Erdoğan'ın katıldığı programda moderatörlük yapan NTV'nin deneyimli ismi Oğuz Haksever'e yüklendi. "Neden gazetecinin değil de taklacının karşısına çıkıyor" başlığı attığı bugünkü yazısında Erdoğan'a sorulamayan soruları yazan Ahmet Hakan, Oğuz Haksever'e 'Ürkek yaltaklanma dışında hiçbir faaliyet gösteremeyen taklacı' ifadesini kullandı.
"Diyor ki:
"Benim için Gürcü'dür diyenler oldu. Çıktı bir tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu."
Başbakan'ın taraftarlan, çok yoğun bir şekilde bu sözleri tevil etmekle meşgul...
- Öyle demek istemedi.
- Böyle demek istemedi.
- Ermeniliğin çirkin bir şey olduğunu söylemek istemedi.
- "Çirkin şeylerle" derken kendisine "Ermeni dölü" denmesini kastetti.
- "Çirkin"den kasıt "döl" kelimesiydi, "Ermeni" kelimesi değildi.
TAKLACININ KARŞISINA ÇIKMAK YERİNE...
Eğer Başbakan Erdoğan, televizyonda "ürkek bir taklacı"nın karşısına çıkmak yerine, "gazetecilik namusunun binde birine bile sahip olan bir gazeteci"nin karşısına çıksaydı.
O gazeteci derhal sorardı Başbakan Erdoğan a:
- Pardon ama Gürcü olmak çirkin bir şey mi?
- Pardon ama Ermeni olmak, Gürcü olmaktan neden daha çirkin bir şey?
- Pardon ama siz neden Rum ya da Ermeni kelimesini kullanmadan önce "affedersiniz" diyorsunuz?
- Ermeni ya da Rum dediğinizde biz sizi neden affedelim ki?
- "Daha çirkin şeylerle" derken ne demek istiyorsunuz?
- Siz yıllar önce "Ben Gürcü'yüm" dememiş miydiniz?
- Hem siz neden Gürcü, Ermeni, Alevi, Sünni, Kürt, Zaza, Rum meselelerini gündeme getiriyorsunuz ki?
- Siz yaradılanı sevmiyor muydunuz Yaradan'dan ötürü?
- Gürcü, Ermeni, Rum, Alevi, Zaza... Yaradan'ın yarattıklarından değil mi?
Ama gelin görün ki...
Başbakan'ın karşısında gerçek bir gazeteci yerine ürkekçe yaltaklanma dışında hiçbir varlık gösteremeyen bir taklacı vardı.
O taklacı da bu soruları değil sormak, aklından geçirmeye bile korkar haldeydi.