Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Tunus ziyaretine katılan Ahmet Hakan'a Ali Atıf Bir 3 soru sordu.
Abone olHürriyet yazarı Ali Akıf Bir Tunus ziyaretine katılan yöneltti.
Yazı: Ali Atıf Bir
Kaynak:
-Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün Tunusa gittiğini Ahmet Hakandan öğrendim.
İyi ki Ahmet Hakan bu gezilere katılıyor da hükümetin neler yaptığını izleyebiliyorum. O da olmasa resmen "kek" gibi dolaşacağım ortalarda..
Ahmet Hakan, pazar günü Tunusun bir yüzünü, "hızlı laikçilere" tanıttı. Biraz kızım sana söylüyorum gelinim sen anla yazısı..
Ahmet Hakan, yüzeysel bir Tunus analizi ile Tunusu çağdaşlaştırmak isteyen Habib Burgibayı hafiften din düşmanı gösterip yerden yere vurdu, yerine gelip din alanındaki yasakları gevşeten Bin Aliyi göklere çıkardı.
Sonuçta da vurucu mesajı verdi:
İşler baskıyla yürümüyor arkadaşlar. Türbanı serbest bırakın, imam hatiplere de dokunmayın, yasakları gevşetin.
Bir gün sonra (dün) Ahmet Hakan, "Burgiba Atatürk hayranıdır, nasıl onu kötülersin" diyenlere yüklenirken bir maddesinde şöyle yazdı:
"Atatürk hiçbir zaman kadın kıyafetine zorla ve baskıyla müdahale etmemiştir. Kadınların modern bir görünüme kavuşmalarını arzu etmiştir ama bunun için baskı uyguladığına dair tek bir örnek bile gösterilemez. Oysa Atatürkü örnek aldığı söylenen Burgiba, sokaktaki türbanlı kadınların örtülerini polis marifetiyle çıkarttırmıştır."
Şimdiiii...
Ahmet Hakana üç soru soruyorum. Eğer bu üç soruya yanıt verebilirse ben de sembolik olarak ortaya attığım "iliştirilmiş" savımdan sonsuza kadar vazgeçeceğim:
l Atatürk, yaptığı devrimlerin amacı "kadınların modern bir görünüme kavuşmalarını arzu etmiştir" gibi sığ bir cümleye indirgenebilir mi?
l İslam karşıtı, müslümanlık karşıtı ya da din karşıtı olmadan sinsice yürütülen "Türban ve imam hatip dayatmasına" karşı olmak mümkün değil mi?
l Atatürk kalkıp Başbakan, Bakanlar ve birçok devlet görevlisinin eşlerinin "modern görünümlerini" görse neyi arzulardı?