Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesine saldıranlardan biriyle çekilen fotoğrafını bugünkü köşesine taşıdı.
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun HDP'li Aysel Tuğluk'un cenazesine saldıranlardan biriyle çekilen fotoğrafına ilişkin tartışmalar sürüyor. Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan da Soylu'nun fotoğrafına ilişkin tartışmaları bugünkü köşesine taşıyan isimlerden oldu. Ahmet Hakan Soylu'nun fotoğrafını Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın fotorağrafıyla kıyaslanmaya çalışılmasını eleştirdi.
Ahmet Hakan, "...Ogün Samast olayında olduğu gibi... Bir sırt sıvazlama yok. Bir kahraman muamelesi yok. Bir 'aferin benim aslanıma' falan yok. Anında gözaltı var gözaltı. İçişleri Bakanı ile fotoğraf çektirmek, herifi kurtaramıyor yani" diye yazdı.
Ahmet Hakan'ın yazısının detayları şöyle:
"Hrant Dink’i vuran Ogün Samast yakalanmış, karakola çekilmişti. Karakolda polisler, “Aslanım benim, sen kahramansın” falan diyerek katilin sırtını sıvazlamışlardı. Aynı polisler, katilin eline Türk bayrağı tutuşturup poz vermişlerdi. Kahkahalar, kutlamalar, şen şakrak tavırlar falan... Mide bulandıran bir katil sevicilikti söz konusu olan. Türkiye’nin içine düştüğü bataklığı ortaya koyuyordu.
SÜLEYMAN SOYLU FOTOĞRAFI nedir?
Şudur:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine saldırı olayını haber alır almaz olay yerine koşuyor. Olay yerine yakın bir karakolda Aysel Tuğluk’la görüşüyor. Ardından olayla ilgili görüntüleri izliyor. Üç buçuk saatlik çalışmanın ardından olaya karışanların tümünün gözaltına alınması emrini veriyor. Tam karakoldan çıkarken mahalle eşrafından birileri kendisiyle fotoğraf çektirmek istiyor. Çektiriyor. Ancak daha sonra fotoğraf çektirenlerden birinin mezarlığa saldıran güruh içinde yer aldığı ortaya çıkıyor.
Süleyman Soylu fotoğrafının en net, en önemli, en çarpıcı tarafı şu:
Süleyman Soylu ile fotoğraf çektiren adam, mezarlık saldırganı olduğu anlaşıldıktan hemen sonra yapılan operasyonla gözaltına alınıyor.
Ve o adam, hâlâ gözaltında!
Yani Ogün Samast olayında olduğu gibi...
- Bir sırt sıvazlama yok.
- Bir kahraman muamelesi yok.
- Bir “aferin benim aslanıma” falan yok.
Anında gözaltı var gözaltı.
İçişleri Bakanı ile fotoğraf çektirmek, herifi kurtaramıyor yani.
Peki ortada hiç mi sorun yok?
Olmaz olur mu?
Mesela...
Bu adamın, mezarlık saldırısına katıldıktan hemen sonra elini kolunu sallayarak ta karakola kadar gelebilecek cesareti kendinde bulabilmesi sorunu var.
Mesela...
Aynı adamın, olayın hemen ardından ülkenin İçişleri Bakanı’nın ta yanı başına kadar sokulabilmesi ve Bakan’la fotoğraf çektirebilmesi sorunu var.
Sonuç?
Sonuçta olan şu:
- Kendilerini iktidarın yanında hizalayanlar, bu sorunları hiç mi hiç gündeme getirme gereği duymadan sadece gözü kapalı Süleyman Soylu müdafaası yaptılar.
- Kendilerini iktidarın karşısında hizalayanlar ise “İçişleri Bakanı, mezarlık baskını yapan adamın sırtını sıvazladı. Aynı Ogün Samast olayı gibi” dediler.
Bu iki yaklaşım, aynı ölçüde problemli, aynı ölçüde hakkaniyetsiz, aynı ölçüde propagandist...
Ve bugün bu ülkenin en önemli sorunu işte bu iki yaklaşım arasında sıkışıp kalmak...