BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,18
ALTIN 3.003,17
HABER /  MEDYA

Ahmet Hakan Ali Erbaş'a saldıran üç ismi ifşa etti: Utanmaya gerek duymadılar

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında yalan yanlış tweetler atıp haksız yere linç eden 3 hesabı deşifre etti.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, sosyal medyada iftira kampanyasına maruz kaldı. Çok sayıda sanatçı, gazeteci ve siyasetçi, twitter hesaplarında Erbaş'a ait olmayan paylaşımı ona aitmiş gibi paylaşmıştı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, sosyal medyada Ali Erbaş'a atfen paylaşılan "Fakirler cennette, şehit mertebesine yakın yedi kat yüksekte olacaklar. Belki de biz onları kıskanacağız" tweetin uydurma olduğunu belirterek hukuki sürecin başlatıldığını açıklamıştı.

Bir sosyal medya hesabı var
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, konuyla ilgili köşesinde kaleme aldığı yazıda 3 ismi ifşa ederken şu ifadelere yer verdi; ''Palavracı bir hesap. Her tarafından pislik akıyor. Küfürler, hakaretler, kabalıklar, çirkinlikler falan. Bu hesabın işi gücü Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’la ilgili yalanlar uydurmak. “Ali Erbaş şöyle dedi” falan diye adamın hiç söylemediği sözler yazılıyor bu hesapta. İşin buraya kadar olanını hiç yadırgamıyoruz. Çünkü artık şunu anladık: Sosyal medya, her görüşten ahlaksızın cirit attığı bir yer. Ama bu sosyal medya palavracısının palavrasına sorgusuz sualsiz “doğru haber” muamelesi çekenlerin kimliklerine bakınca...

Kimliklerine bakıyorsun:

- Hepsi çağdaş görünümlü.

- Hepsi okumuş yazmış.

- Hepsi ahlaki yozlaşmadan kaygılı.

- Hepsi cahil cüheladan şikâyetçi.

- Hepsi erdemli olmak konusunda iddialı.

- Mesela Sedef Kabaş...

- Mesela İlhan Cihaner...

- Mesela Metin Uca...

Üçü de palavrayı sorgusuz sualsiz benimsedi. Üçü de önüne arkasına bakmaya hiç tenezzül etmedi. Üçü de “Acaba demiş midir” diye zerre kadar merak etmedi.

- Hiç söylenmemiş bir söz üzerinden Erbaş’ı linç ettiler.

- Hiç söylenmemiş bir söz üzerinden Erbaş’la alay edip kafa buldular.

- Hiç söylenmemiş bir söz üzerinden Erbaş hakkında teorik hükümler verdiler.

İşin daha fenasını söyleyeyim:

Yalanı çoğalttıkları ortaya çıktığı anda...

Utanmaya bile gerek duymadılar.

''Şöyle okkalı bir 'pardon' bile demediler''
“Önünü arkasını araştırmadan bir palavraya omuz verdik, ne fena!” demediler. “Araştırmaya bile tenezzül etmedik, ne ayıp!” demediler. “Adamın hakkını çiğnedik, ne çirkin!” demediler. “Bir de erdemli, ahlaklı insanlar olacağız, ne kötü!” demediler. Hepsini geçtim... Şöyle okkalı bir “pardon” bile demediler. Her kesimin kendine özgü bir “utanmaya bile gerek duymama” hali var ya... Bizi toplum olarak yiyip bitirecek olan işte budur.