Almanya Başbakanı Angela Merkel'le ortak basın toplantısı yapan Ahmet Davutoğlu, bir gazetecinin IŞİD sorusuna sert yanıt verdi.
Abone olAlmanya'yı ziyaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, burada Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmenin ardından iki liderin düzenlediği ortak basın toplantısında bir yabancı gazetecinin "Türk hükümetinin IŞİD'e karşı daha fazla önlem alması gerektiğini düşünüyor musunuz?" sorusu karşısında Davutoğlu'nun ses tonunun sertleştiği dikkat çekti ve adeta isyan ederek şu yanıtı verdi:
"Birileri eğer Türkiye'yi suçlarsa, yarın sınırları kapatırız ama öbür tarafta Suriye rejiminin bombaları altında katledilen her çocuğun vebali, o sınırları kapatma kararını almamızı isteyenlerin üzerinde olur."
Paris’te dün düzenlenen terörü protesto yürüyüşünün ardından, resmi bir ziyaret için Almanya’ya geçen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi.
Davutoğlu ve Merkel, Berlin'de yaptıkları görüşmenin ardından bir ortak basın toplantısı düzenledi. İkili, toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlarken, bir gazetecinin "Türk hükümetinin IŞİD'e karşı daha fazla önlem alması gerektiğini düşünüyor musunuz" sorusunun Davutoğlu'nu kızdırdığı gözlendi.
FİKİR, DÜŞÜNCE, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ELE ALDIK
Merkel ve Davutoğlu’nun ortak basın toplantısında ilk sözü alan Angela Merkel şunları söyledi:
"Türkiye'deki siyasi konuları ele aldık. Fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü bu konulardan bazıları. Sayın Başbakan Davutoğlu'nun da desteklediği dini konulardaki olumlu gelişmelerin, tarafımızdan çok önemsendiğini dile getirdik.
Tabii ki terör konusunu da ele aldık. Türkiye IŞİD'den yakından etkilenmektedir. Irak'taki yeni hükümetle ilgili iki ülkenin de benzer düşüncelere sahip olduğumuzu tespit ettik.
Suriye konusunda Türkiye insani yardım açısından çok katkılarda bulundu. Türkiye'nin katkıları olmasaydı durum çok daha kötü olabilirdi."
'TERÖR ÖRGÜTLERİ, ADLARIYLA ANILMALIDIR'
Merkel’in ardından söz alan Davutoğlu'nun sözlerinden öne çıkanlar ise şu şekilde:
"Her şeyden önce çok nazik davetleri ve verimli toplantı için Sayın Merkel'e teşekkürü borç biliyorum. İki ülke arasında sadece hükümetlerarası değil, toplumlararası dostluklar vardır. Zannediyorum ki Avrupa'da çok az halk böylesine iç içe geçmiş ilişkilere sahiptir.
Dün Paris'te ortaya konan büyük bir önem taşıyor. Buradan da bir kez daha Fransa'yla dayanışmamızı ifade ediyoruz.
İnsanları dışlayan, yabancılara karşı tutumların da karşısında olmalıyız. Almanya'da son dönemde camilere saldırılar gibi İslamofobik gelişmeler yaşandı. Terör faaliyetleri karşısında gösterdiğimiz tavrı, bunlara karşı aynen sergilemeliyiz.
Terör örgütü neyse onun adıyla anılmalıdır. El Kaide ise El Kaide. Ama İslam ile terör yan yana kullanılmaması gerekir. Hristiyanlık da Musevilik de Hinduizm veya Budizm ile de kullanılmaması gerekir. Aksi takdirde tam da teröristlerin tuzağına düşmüş oluruz."
Türkiye'nin AB'ye girmesi, medeniyetlerin bir kıtada buluşmasına katkı sağlayacaktır. Almanya'nın üyelik konusunda şu ana kadar verdiği desteğe teşekkür ediyoruz.”
İslam ile terör yan yana gelmez. Bu terör örgütlerinin Müslüman olmayanlardan çok, Müslümanları öldürdüğünü görüyoruz. 'İslam terörü' denildiğinde Müslümanlar potansiyel terörist olarak görülebilir."
DAVUTOĞLU'NU KIZDIRAN SORU
Basın toplantısında liderlerin açıklamalarının ardından soru cevap kısmına geçildi.
“Almanya’da yaşayan Türklerin, Müslümanların endişe duymasına gerek var mı? Schengen’le ilgili bir karar alınacak mı” sorusuna Merkel şu yanıtı verdi:
“Kesinlikle Alman yasalarına saygı duyanların, burada yaşayan herkesin Başbakanı’yım. Sayın Aydan Özoğuz Devlet Bakanı. Daha birçok Türk vekil ve eyalet bakanı var.”
Bunun ardından bir Alman gazeteci Başbakan Davutoğlu’na “Türk hükümetinin IŞİD'e karşı daha fazla önlem alması gerektiğini düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Ses tonundan bu soruya tepki duyduğu anlaşılan Davutoğlu ise şu yanıtı verdi:
“Kesinlikle bunu haksız bir suçlama olarak görüyoruz. IŞİD'den en fazla zararı Türkiye gördü. Dünya mülteci akınına belki de Türkiye şahit olmuştur. Şu an bu sayı 2 milyon. Biz sınırlarımızı açtıysak, teröristlerin geçişi için değil, babası annesi öldürülen çocuklara, eşlerini kaybedenlere açtık. Türkiye'ye her sene 35 milyon turist geliyor. İstihbarat gelmesi lazım ki Türkiye bu kişileri listeye alsın.”
“Türkiye 911 kilometrelik sınırını azami önlemle koruyor. Paris saldırısından bir gün önce, İstanbul'da da bir saldırı oldu. Bütün müttefiklerimizden bekleriz ki aynı duyarlılık Türkiye’deki saldırı için de gösterilmeli. Reyhanlı saldırısında Türkiye 50'ye yakın vatandaşını kaybetti. O zaman da Paris'teki tavrı görmek istemek Türkiye'nin haklı talebidir.”
“Eğer biz sınırlarımızı açık tuttuysak, teröristlerin geçişi için değil, babası, annesi öldürülen çocukların, kocası öldürülen masum kadınların ülkemize gelip güvenlik bulmaları için sınırı açık tuttuk. Birileri eğer Türkiye'yi suçlarsa, yarın sınırları kapatırız ama öbür tarafta Suriye rejiminin bombaları altında katledilen her çocuğun vebali, o sınırları kapatma kararını almamızı isteyenlerin üzerinde olur. Uluslararası toplum bu meseleyi çözmek zorunda."
Davutoğlu, Fransa’daki terör eylemlerini gerçekleştirenlerden biriyle bağlantılı olan ve saldırılardan kısa bir süre önce Türkiye’ye giriş yaptığı ortaya çıkan Hayat Boumeddiene ile ilgili soru üzerine ise şunları söyledi:
“Bize herhangi bir istihbarat yapılmamasına karşın, biz kendi imkanlarımızla tespit ettik. Ve hemen Fransa'ya bildirdik. Bu kişi Madrid'den gelmiştir. Kalkıp İspanya'yı suçlayabilir miyiz?"