Ahmet Davutoğlu'ndan AİHM'in Selahattin Demirtaş kararıyla ilgili açıklama
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AİHM'in Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması çağrısıyla ilgili olarak "Tutuklu yargılanmaya parti olarak esastan karşıyız" dedi.
Abone olGelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı İshak Sağlam'a ziyarette bulundu.
Davutoğlu ve Sağlam parti genel merkezindeki ziyaret sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.
HÜDAPAR'a iadei ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, partilere ziyaretlerini sürdüreceklerini dile getirdi.
Cezaevinde çıplak arama iddialarına da değinen Davutoğlu, "Eğer bu iddialar doğru bir zemine dayanmıyorsa kapsamlı bir araştırma yapılıp kamuoyuna paylaşılsın. Doğru bir zemine dayanıyorsa bu iddiaların kesinlikle kamu vicdanı açısından devletin, kamu düzeninin itibarını ciddi bir şekilde sarstığını görüyoruz." diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin soruya Davutoğlu, şu yanıtı verdi:
"Bazı hukuk ilkelerinin belli isimler üzerinden tartışıldığında o hukuk ilkelerinden sapmalar yaşandığını acı bir şekilde tecrübe ederek gördüğümüz kaanatindeyim. Dolayısıyla ilkesel olarak bir şeyin kabul edilmesi lazım. Sayın Selahattin Demirtaş olur, başka isimler olur, kim olursa olsun, bir suçlamayla muhatap olmuş kişi hukuki anlamda, yargılanırken istisnai bir durum olmadığı sürece tutuklu bir şekilde yargılanmaması gerektiği kanaatindeyim. Tutuklu yargılanmaya parti olarak esastan karşıyız. Tutuklu yargılanma, yargılanma neticesinde tahliye, beraat söz konusu olsa dahi hiç tazmin edilmesi mümkün olmayan insan hakları ihlalleri doğurur."
HÜDAPAR Genel Başkanı Sağlam da siyasi partilerin ülke yararına faaliyet gösteren kurumlar olduğunu ifade etti.
Davutoğlu ile ülke meseleleriyle ilgili konuştuklarını belirten Sağlam, bu görüşmelerin devam etmesinin ülke yararı için önemli olduğunu dile getirdi.
Sağlam, yeniden Çözüm Süreci'nin olması durumunda düşüncelerinin ne olacağıyla ilgili soruya şu karşılığı verdi:
"Biz bunu temel insan hakları olarak gördüğümüzden dolayı daha önce yaşadığımız gibi birileriyle masa etrafına oturup konuşmanın aslında gerekli olmadığı, temel insan haklarının pazarlık konusu yapılamayacağı, isteğe bağlı da olmayacağını düşünüyoruz. Kürt meselesine, temel insan hakları meselesi bazında baktığımızda yeni bir sürece, yeni bir oluşuma gerek yok. Yeni bir zihniyete ihtiyaç var. Bunu hiç kimseyle muhatap olmadan Anayasa önüne koyarak, bu konuda yapılması gereken, ihtiyaçları karşılayacak ne gerekiyorsa bunu Anayasa'ya yerleştirelim. Hiç kimseyi de muhatap almayın ve Anayasamıza koyalım. Bundan sonra insanlar huzurlu bir şekilde güven içerisinde bu ülkede yaşasın."