Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'ye tehdit ve hakaret içeren ABD Başkanı Trump'ın mektubuyla ilgili Erdoğan'a akıl vererek "Eğer Dışişleri Bakanı bana getirseydi onu görevden alırdım." dedi.
Abone olGelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Trump'ın tepki çeken mektubuyla ilgili açıklamaları tartışma konusu oldu.
Erdoğan Barış Pınarı ile mektuba cevap vermişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'ın mektubunun ulaştığı gün Barış Pınarı Harekatı'nı başlatarak, mektuba bir anlamda cevap vermişti. Erdoğan o mektubu ABD ziyaretinde Trump'a iade etmişti.
Davutoğlu'nun eleştirilen Suriye politikası
Karar gazetesi yazarlarına konuşan Davutoğlu, o mektupla ilgili açıklamalarda bulundu. Dışişleri Bakanıyken ABD'nin peşine takılarak Suriye politikasında Türkiye'yi batağa sürüklemekle suçlanan Davutoğlu, dış politikada esti gürledi. İşte Davutoğlu'nun röportajının dikkat çeken o bölümü:
Ama ABD ile öyle bir kriz yaşamadık
"Dış politikada benim dönemimde de ABD ile gerilimler çıktı. Ama bugün olduğu gibi Trump'tan bir ABD başkanından bu kadar rezil bir mektup almadı Türkiye. Aksine gerektiğinde 1 Mart tezkeresindeki gibi parlamentonun saygın kararıyla ABD ile karşı tavır da aldı ama kriz yaşamadı. Mavi Marmara krizini yaşadık. Nükleer anlaşmayı yaşadık İran ile. Ama ABD ile öyle bir kriz yaşamadık.
Aynen iade ederdim
Eğer böyle bir mektup ben Dışişleri Bakanı iken bizim bir büyükelçimiz tarafından bana getirilseydi, ben önce o büyükelçiyi görevden alırdım. Nasıl bu mektubu kabul edersin diye. Sonra da aynen iade ederdim. Eğer Dışişleri Bakanı bana getirseydi onu görevden alırdım. Her şey geçer, o mektup Türkiye Cumhuriyeti’nin kayıtlarında kalır. Bütün dünya kayıtlarında kalır.
Uluslararası alanda utandım
O mektup iade edilirken Cumhurbaşkanı’nın kullandığı tabir Türkçe’den İngilizce’ye çevrildiğinde bu sefer uluslararası alanda utandım. “Takdim ettim mektubu” diyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı kimseye böyle bir mektubu takdim etmez. Bu mektup ancak iade edilir. Çok kriz yaşadık ama hiçbiri bunu yapamadı. Benim eleştirildiğim dönemde Rusya ile olan politikalara bakarsanız. Vize muafiyeti anlaşmasını imzalayan benim. Stratejik işbirliği anlaşmasını imzalayan benim. Dış ticaret ilişkilerimiz en yüksek seviyeye çıktı. Konjonktürel olarak bir uçak düşürülme krizi yaşadık. O krizin tırmanmasının temel sorumlusu, o sabah bizim talimatlarımıza rağmen Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamadır. “Rus uçağını biz düşürdük” açıklaması. Rusya ile gizli diplomasi yapma şansımız varken, o şansı yok eden o açıklamadır.”