Taraf Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın 35 köylünün ölümüne yas tutmayanlara ateş püskürdüğü yazı çok konuşulacak.
Abone olTaraf'ın tepesindeki isim çok sertti. Yazısında Kürtlerin neden dağa çıktığını anlatan Ahmet Altan, bombardımanda hayatını kaybeden 35 köylü için yas tutmayanlara öfkeliydi.
ACILARINI PAYLAŞMIYORSUNUZ
“Biz bölündük, burası Kürdistan” diyen Demirtaş'ın neden haklı olduğunu Altan, sorular sorarak eleştirilerini sıraladı.
(...)Bu yalnız bırakılan cenazeler, bu gösterişli kutlamalar, bu aldırmazlık, Türklerin zihnindeki bölünmeyi açıkça ortaya koyuyor. Ne yaşamına, ne ölümüne aldırdığınız bu insanlardan ne istiyorsunuz? Ne istiyorsunuz Kürtlerden?
Leyla Zana, “Referandum yapalım, özerklik mi, federasyon mu, ayrılık mı ortaya çıksın” deyince, “savaş meydanına gel de al” deyip silahı gösteriyorsunuz. “Eşit olalım” dediklerinde, “Kürtlerin anadilde eğitim yapması ülkeyi böler” deyip kendi çocuklarınıza tanıdığınız hakları Kürt çocuklarına tanımıyorsunuz. Eşit olmuyorsunuz, ayrılmıyorsunuz, acılarını paylaşmıyorsunuz."
KÜRTLER KÖLE OLMAYACAK
Ardından "nedir istediğiniz?" diye soran Altan, Kürtlerin neden dağa çıktığını anlatıyor.
(...)Ne istediğiniz aslında açıkça görülüyor, siz efendi olmak, Kürtleri de köle yapmak istiyorsunuz. Kürtler köle olmayacak. Asla gerçekleştiremeyeceksiniz bunu.
Bu bencilliğiniz, bu kibriniz, bu nobranlığınız, bu hoyratlığınızla öyle nefret tohumları ekiyorsunuz ki Kürtlerin yüreğine, böyle giderseniz bu ülkede savaş hiç bitmeyecek.
Neden anlamıyorsunuz? Kürtler dağlara isyanını, öfkesini, “bu aşağılamaya” karşı direnişini göstermek için çıkıyor. Bunun için ölümü, ölmeyi, öldürmeyi göze alıyor. O insanları öldürüyorsunuz, özür dilemiyorsunuz. O insanları öldürüyorsunuz, aldırmıyorsunuz.
Türkler öldüğünde ağlıyor, Kürtler öldüğünde havaifişekli kutlamalarda gülüyorsunuz. Otuz yıldır bu insanlar dağa çıkıyor. Niye çıktıklarını sanıyorsunuz?"
AYRILMAK İSTEMİYORSANIZ KÜRTLERE SAYGI GÖSTERİN
Devletin özür dilememesine isyan eden Altan, niye dağa çıktıklarını anlamayanlara bu sözlerle sesleniyor.
(...)Bu yaşananlara bakıp da Kürtlerin dağlara çıkmasını anlamayan biri haysiyetten, gururdan, onurdan nasibini almamış biridir, Kürtlerin dağlara çıkmasını anlamayan biri kendisine böyle davranıldığından sesini çıkarmayacak, sinecek, korkacak, onursuzluğa razı olacak biridir.
Kürtlere saygı göstermeyecekseniz, ayrılın. Ayrılmak istemiyorsanız Kürtlere saygı gösterin.
Onlar yas tutarken İstanbul’un her yanında havaifişekler patlatarak barışı ve huzuru bulamazsınız. İstanbul’da patlayan o rengârenk fişekler ülkenin her yanına simsiyah bir acı olarak dökülür, hep birlikte o acıdan payımızı alırız."