BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  SAĞLIK

Ah o öldüren bakışlar

17 yıl önce yakalandığı meme kanserini uzun yıllar mücadele ederek kazandı. Ama yaşadıklarını bir de ona sorun.

Abone ol

17 yıl önce meme kanserine yakalanan ve başarılı bir tedaviyle hastalığı yenen, Mart 2009’a kadar sürecek olan “Annemle Biz Kanseri Yeneriz” kampanyasının yüzü, ünlü oyuncu Serra Yılmaz, 36 yaşında çıktığı yolculukta kendisini en çok insanların zorladığını söylüyor.

Kanseri yenen Serra Yılmaz o zorlu yolculukta kendisine eşlik eden duyguları NTVMSNBC’ye anlattı.

“Mide bulantılarını, halsizliği, ağrıları ve acıları çabuk unutuyorsunuz ama insanların hissettirdiklerini unutamıyorsunuz. Önceden etrafınızda olanların bir anda uzaklaştığını görüyorsunuz. Bu, sanki üzerinizde ölümü taşıyormuşsunuz gibi bir duygu” diye konuşuyor.

“İnsanların düşüncesizliğinin sınırsızlığı beni hep hayrete düşürmüştür ama hasta olunca bunu daha çok gördüm” diyen Yılmaz, başkalarının hastalığına tanık olanlara, yani kanserle birebir yüzleşmeyip ona dışarıdan bakanlara çarpıcı mesajlar veriyor.

"BEN  KANSER OLDUM" DEDİĞİNİZDE

Altı kür kemoterapi ve radyoterapi gören Yılmaz, hastalık sürecinde önemli fiziksel zorluklar yaşadığını söylüyor. “Beni en olumsuz etkileyen şey, insanların kanser hastalarına bakışı oldu” diyen ünlü oyuncu, başa çıkmaya çalıştığı bu sıkıntıları ve kendisini yoran yaklaşımları şöyle açıyor:

“Fiziksel zorluklar en kolay unutulan zorluklardır. Yani kendinizi nasıl kötü hissettiğinizi, nasıl midenizin bulanıp kustuğunuzu, halsizliğinizi, ağrılarınızı, acılarınızı çabuk unutuyorsunuz ama psikolojik sıkıntıları unutamıyorsunuz. Bence kanser sürecindeki en sıkıntılı şeylerden biri çevre. Çünkü özellikle ülkemizde insanlar tıp konusunda çok cahiller. Tıp konusundaki cehaletin şaşırtıcı kesimlerde olması daha da ilginç. Mesela adam mühendistir ama tıbbi cehaleti o kadar fazladır ki şaşırırsınız. O nedenle çevredekilere ‘Ben kanser oldum’ dediğinizde birden bire size karşı beden dilleri ve bakışları değişiyor ve bir anda sizden uzaklaştıklarını hissediyorsunuz. Sanki bulaşıcı bir şeymiş gibi. Bu durum sanki üzerinizde ölümü taşıyormuşsunuz gibi bir duygu yaratıyor insanda.”

KANSER SUÇLULUK DUYGUSUNDAN KAYNAKLANIYOR

Araştırmalar, içe atılmış ve bastırılmış yıkıcı duyguların kanser oluşumunda etkili olduğunu gösteriyor. Serra Yılmaz, ‘Neden kanser oldum?’ sorusunun, ‘suçluluk duygusu’ adı altında genellediği ve ‘özelim’ dediği cevabını bulduğunu söylüyor:

“O zaman çok düşündüm ve bir neden buldum. ‘Şundan dolayı kanser oldum’ dedim. Ama aradan yıllar geçti, bugün düşündüğümde o gün yaptığım değerlendirmenin hatalı olduğunu görüyorum. Tamamen başka bir nedenden kanser olduğumu, bunun büyük bir suçluluk duygusundan kaynaklandığını düşünüyorum.

Biri bana ‘Nedir o sebep?’ diye sordu. Ben yöntemi söylüyorum ama o yöntemde kendi hayatımın içinde ne buldum, o kimseyi ilgilendirmez, çünkü o benim özelim. Türkiye’de ve dünyada şu sırada her şey öylesine çığırından çıkmış durumda ve öylesine arlanmaz bir özel hayat teşhirciliği var ki insanlar böyle bir şeyi size sormakta beis dahi duymuyorlar. Oysa o çok bana ait bir şey. Ben hayatımda neden suçluluk duyuyorum, neden bunu düşündüm ve ne durumdayım kimseyi ilgilendirmez.”

SUÇLULUK DUYGUSU İNSANI ZEHİRLİYOR

Yılmaz’ın meme kanserine karşı kadınlara tavsiyesi ise şu: “Adet döneminden sonra kendi kendilerine meme muayenesini öğrenmelerini ve meme taramalarına katılmalarını öneriyorum. Ama her şeyden önemlisi olumsuz düşüncelerden uzak kalmaya çalışsınlar. Hakikaten suçluluk duygusu insan hayatını zehirleyen bir şey ama hayatta suçluluk duygusunu yükleyen o kadar çok şey var ki...”