BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Ah o kahreden bakışlar

Annenin çaresiz bakışları. Ölen oğlunun bakışları kurşunlardan daha ağır..

Abone ol

Bu fotoğraf çok acı.. Psikolojimizi bozabilecek nitelikte ama su kadar ateş kadar gerçek.. Tokat gibi insanın suratında patlıyor. Acımasız savaşın yüzünü gösteren bu kare Bakuba'dan..  İşte can yakan bir hikaye...

Irak ne Ramazan dinliyor ne çocuk.. Orada da okullar açıldı. Kusay da bu öğrencilerden biriydi. Kardeşi Ziya ve annnesi ilk günde bu heyecanına ortak olmuşlardı..

Oturdukları yer Bakuba'ydı. Bombaların eksik olmadığı, ceset tarlalarına dönen bir bölge..

Hani şu her gün saldırı haberlerinin geldiği ölüm vakalarının hiç eksik olmadığı yer..


Okul bitmiş eve dönüş vakti gelmişti. İki küçük öğrenci otomobille evlerine yol aldılar. Araçta tatlı bir heyecan vardı. Annesine ilk günü anlatıyorlardı.

Annesi hem sevinçli hem de de endişeliydi.. Seviçliydi çünkü oğullarının yaşıtları kör bir saldırının kurbanı olduğu yerde hayattaydı..

Ne tuhaf ki hayatta kalabildiğin her gün bir nimet olarak görülüyordu.

Endişeliydi çünkü serseri bir bombnın ya da kurşunun ne zaman ve nereden geleceği belli değildi.

Yüzlerine bakıp iç geçiriyordu. Kendi hayatları umutsuz bir girdabın içindeydi.. Çocuklarını nasıl bir gelecek bekliyor bilmiyordu.

Onlara güvenli ve refah dolu bir gelecek dilemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.

Tam bunlar düşünürken makineli tüfek sesleri duyuldu. Gürültü giderek yakınlaşıyordu. Kulakları sağır eden patlama sesleri işitiliyordu.

Annesinin korktuğu başına gelmişti. Otomobilleri makineli tüfeklerle taranıyordu. Kusay şanslıydı seken kurşunlar onu yaralamıştı.

Ama 6 yaşındaki Ziya için aynı şey söz konusu değildi.. Ağır yaralıydı. Can vermek üzereydi.. Annesi gözyaşları ve feryat içinde oğluna sarıldı.. Kollarının arasına aldı..

6 yıl kahrını çektiği, büyüttüğü can ve kan verdiği oğlu ellerinin arasında kayıp gidiyordu. Bu bir annenin isteyeceği en son şeydi.

Annesi onu son kez morgda ziyaret etti. Bir kez daha ellerinin arasına aldı onu.. Pantolonu kandan kırmızıya bulanmıştı..

Çarşafı son kez kaldırdı.. Gözleri açık gitmişti.. Elleriyle başını okşadı.

"Ben neden öldüm, suçum neydi" dercesine bakıyordu sanki..Anne merhametiyle sarılan anneyi kurşunlar değil de oğlunun o bakışları öldürmüştü..