BIST 9.911
DOLAR 35,43
EURO 36,34
ALTIN 3.069,66
HABER /  POLİTİKA

Ağzı bozuk siyaset!

Siyasette küfür aldı başını gitti. Küfürlü siyasetin zirve yaptığı 59. hükümet döneminde tarihe düşen polemikler...

Abone ol

Başta Başbakan Tayyip Erdoğan'la CHP Genel Başkanı Deniz Baykal olmak üzere siyasilerin son dönemde kullandığı üslup değme kabadayılara taş çıkaracak nitelikte. Üsluptaki bozulma Erdoğan'ın başbakanlığının ilk günlerinde başladı.

Erdoğan, "Bekâra karı boşamak kolay" gibi ifadelerle başladığı muhalefetle kavgasında "Ananı da al git ulan"la zirve yaptı, Baykal aşağı kalmadı. Küfürlü siyasetin zirve yaptığı 59. hükümet döneminde tarihe düşen bazı polemikler:

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki gensoru önergesi TBMM'de görüşülürken..

Erdoğan: Yattınız kalktınız, bakanıma belden aşağı vurmaktan başka bir iş yapmadınız. Oğlundan başladınız, eşinden çıktınız. Bir edep var, adap var ya!.. Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. İddiasını ispatlayamayan... Oraya üç tane nokta koyuyorum...

Baykal: Üç nokta yakasına bir rozet gibi yapıştı. Ben üç nokta için yakasını uygun gördüm. Ama o uygun görüyorsa, oradan alıp başka bir yerine koysun.Erdoğan, bütçe görüşmelerinde konuşurken, elini sallayan Baykal ve CHP'lilerle diyaloğa girdi:

Erdoğan: El kol hareketi yapma.. Bir genel başkan el kol hareketiyle konuşmaz, diliyle konuşur. Bunu bil. (..) Ben bütçeyi konuşuyorum ama, biraz sonra o dille de konuşabiliriz! Sayın Baykal diyor ki; 'sanayi çöktü, özel sektör çöktü'.

Baykal: Bunlar benim sözlerim değil. Sen tercüme ediyorsun. Sana tercüme hakkını ben vermedim. Sen uyduruyorsun..

Erdoğan: Canım gülüm benim, biraz sabırlı ol, onu da söyleyeceğim. Bak, Mustafa Bey (Özyürek), çok ileri gittin; sana şimdi bir şey söyleyeceğim. 'Zaten bu millet mazoşisttir. Ne kadar eziyet yaparsanız, o kadar 'diyorsun. Bu ne be! Bu millete mazoşist diyecek kadar seviye kaybına uğramıştır; özür dileyeceksin bu milletten, özür!.. Terbiyesiz!..

Cumhurbaşkanı Sezer'in MHP' nin yeni yönetimini kabulünden sonra basına nisanda erken genel seçim istediği yansıdı, muhalefet de bunu destekledi:

Erdoğan: Birileri böyle taleplerde bulunuyormuş. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır. Hayatında iki koyun gütmemiş olanlar diyorlar ki erken seçim. Size ne yahu?

Sezer: Kime söylediniz?
Erdoğan: Muhalefete...

'İki koyun tartışması'na Baykal da karışınca şu atışma yaşandı:

Baykal: Bu hâlâ başbakan olamamış. Lise münazara ekibinde hatip zannediyor kendisini. Kaba, küstahca bir üslup. Cumhurbaşkanı'na, ana muhalefete yönelik yakışıksız bir üslup.

Erdoğan: Görüyorum ki, sizler de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına 'adam ol, adam', 'küstah' derken ayna karşısındaydınız herhâlde.. Benim kullandığım ifadeler, deyim olarak, atasözü olarak lügatlerimize geçmiş olan ifadelerdir. Oraya geçmiş ifadelerdir...

TBMM Başkanı Bülent Arınç da, zaman zaman 'düzeyli' tartışmalara katkıda bulunmayı ihmal etmedi. Arınç, Nisan 2004'te düzenlediği basın toplantısında 23 Nisan resepsiyonu davetiyesine eşinin adını neden yazmadığını soran bir gazeteciye "Şeyini şey ettiğimin şeyi! Niye tekrar soruyorsun canım kardeşim" diye çıkıştı.

TBMM'de Enerji Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Bakan Hilmi Güler'in açtığı seviyeli diyalog da tutanaklara şöyle yansıdı:

Hilmi Güler: Doğalgaz anlaşmalarıyla ilgili bilgi notunu kitapçık halinde yarın hepinizin kutularına koyacağız.

CHP: Ne kutusu?

Hilmi Güler: İsterseniz elinize verelim; arzu ederseniz elinize veririm. (..) Her yıl 4 milyar dolar denize gidiyor beyler, bu sidik yarışından dolayı, affedersiniz...

ANAP: Bugün ağzınız çok bozuk sayın bakan; kutuya koydun, ele verdin!..

Hilmi Güler: Peki, şöyle diyelim, idrar yarışı diyelim...

Son kavga ise Erdoğan'ın kurban bayramında bilbordlara astırdığı 'Kurban olam ayına yıldızına' yazılı ilanlar nedeniyle koptu.

Erdoğan: Bizim bayrakla ilgili yaklaşımımıza gölge düşürmek isteyen zavallılar, şuursuzlar, nasipsizler var. Derinliği olmayanlara cevap vermem.

Bahçeli: Bugüne kadar siyasi literatüre kazandırdığı yakışıksız ve argo sözlerle üslup kirliliği konusunda zirveye ulaşan başbakanın siyasi hayatımızda nezaket ve zarafeti temsil etmediği bir gerçektir. Seviye ve irtifa kaybediyor. Bizim kendisine tavsiyemiz, altından kalkamayacağı hezeyanlarda bulunarak haddini aşmamasıdır.

Baykal: Başbakanın Türk bayrakları önünde, 'kurban olam ayına yıldızına', diye afişleri çok ilgi çekti. Niye? Ağzına yakıştıramadılar. Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?

Erdoğan: Bayram günlerini de şaşırmış. Sayın Baykal belki haberiniz olmayabilir, ama onlar bayram afişi. Okuma yazma bilenler zaten altında kurban bayramını, yeni yılı kutladığımızı görüyor.

Baykal: Bu afişler bir coğrafyada var, bir başka coğrafyada yok.

Erdoğan: Sizi fena halde yanıltmışlar. Lütfen bir daha öküz altında buzağı aramadan önce iyice araştırır öyle konuşursun.

Erdoğan'ın öfkesinden siyaset dışı isimler de nasibini aldı:

YÖK Başkanı Teziç'e: (Kafasını göstererek) Burası basmıyor. Hayatta iki koyun gütmediği ve hayatı yaşamadığı için kavrayamıyor. Erzurumlu çiftçiye: Yahu bu millet, yatıp kalkıp size mi çalışacak? Mersinli çiftçiye: Lan, terbiyesiz. Ananı al da git buradan.