BIST 9.949
DOLAR 35,17
EURO 36,66
ALTIN 2.979,20
HABER /  GÜNCEL

Ağca'ya tezahürat Gül'ü üzdü!

Dışişleri Bakanı Gül, gazeteci Abdi İpetçi'nin katili Ağca'nın tahliyesi sırasında Türk bayrakları ile tezahürat yapılmasının kendisini rahatsız ettiğini ifade etti.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, gazeteci Abdi İpetçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesi sırasında Türk bayrakları ile tezahürat yapılmasının kendisini rahatsız ettiğini ifade etti. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Brezilya'ya giderken uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. “Son günlerde bazı anketlerde AKP ve hükümeti hırpalamaya yönelik çabalar olup olmadığı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bu çabaların odağında olduğu iddiaları ve Demirel'in yeniden siyasete dönüp dönmeyeceğine” ilişkin soru üzerine şunları söyledi: “Herkesin siyaset yapma hakkı var ama hiçkimse bizi hırpalayamaz. TBMM'de çok sağlam bir grubumuz var. Biz yaptıklarımızla ve yapacaklarımızla meşgulüz. Programımız ve istikametimiz belli. Bizi farklı tartışmalara çekmek isteyenlerin taktiğini çok iyi biliyoruz. Bizi ideolojik tartışmalara çekmek isteyenler, Türkiye'de tekrar istikrarsızlığı özleyenler var. Bunu çok iyi biliyoruz. Ama bunların oyununa düşmeyeceğiz. O bakımdan herkes konuşabilir, biraz kendilerini tüketirler, ondan sonra susarlar ve biz de yolumuza devam ederiz.” Son günlerde yayınlanan anketlere aldırış etmediklerini, kendilerinin yaptırdıkları anketlerden farklı sonuç aldıklarını kaydeden Gül, “Türk halkı çok vefakardır, kadirşinastır, yapılan hizmetlerin farkındadır. AK Parti halkın gönlündedir” diye konuştu. AĞCA'NIN TAHLİYESİ Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesi sırasında Türk bayrakları ile tezahürat yapılmasının kendisini rahatsız edip etmediğinin sorulması üzerine de Gül, bu olayın kendisine 1970'li yılları hatırlattığını, o yılların Türkiye için büyük kayıp olduğunu ve Türkiye'nin artık o günlere hiç dönmemesi gerektiğini belirtti. Gül, Ağca ile ilgili son kararı mahkemelerin vereceğini, mahkemeler ve kanunların kişilere göre özel biçimde uygulanamayacağını kaydederek, “Yargıtay'ın vereceği karar kesin bir karar olacaktır” dedi. Gül, hükümetin yargıda köklü reformlar yaptığını, ancak af yasalarının daha önceki hükümetler döneminde çıkarıldığını ve birçok şeyi dejenere ettiğini belirterek, “Af yasaları Türkiye'de suçu teşvik etmiştir. Ama şunu da unutmayalım ki af yasaları çıkarken çok büyük destek görmüştür, hatta siyaset baskı altına alınmıştır. O açıdan biz her türlü affa karşıyız. Çünkü insanlar suç işlerlerse suçun cezasını çekeceklerdir. Caydırıcılık böyledir” dedi. 301. MADDE Gül, bir gazetecinin, “son zamanlarda TCK'nın 301. maddesine dayanılarak üstüste açılan birçok soruşturmanın farklı bir Türkiye görüntüsü ortaya çıkardığı ve hükümetin bu konudaki görüşünün ne olduğunu” sorması üzerine, “Türkiye'de eğer bir düşüncenin arkasında şiddet ve şiddete teşvik yok ise, düşünceyi sevelim sevmeyelim bunlar konuşulacaktır, yazılacaktır. Nitekim böyle olmuştur. Birkaç yazarla ilgili konular bir sansasyon havası içine girmiştir” dedi. Gül, daha önceleri Türkiye'de daha sert ve keskin yorumların, en çok satan gazete ve dergilerde yayınlandığını ve bir dava konusu olmadığını anımsatarak, “Ayrıca hakimler de kararlarını doğru verdiler. Mahkemelere ve hakimlere haksızlık etmememiz lazım. Dolayısıyla Yargıtay'a gidecek bir karar da yoktur ortada” diye konuştu. Türkiye'nin bir geçiş döneminde olduğunu ve konulara sakin bakmak gerektiğini belirten Gül, “Biz uygulamaları takip edeceğiz. Eğer uygulamalar neticesinde özlediğimiz Türkiye'den uzaklaşıcı bir durum olursa, tabii ki bu kanunların hepsi gözden geçirilebilir, yenileri çıkarılabilir. O açıdan siyasi iradede herhangi bir noksanlık yoktur. Siyasi irade gayet açıktır, Türkiye'yi en gelişmiş demokratik ülkelerin seviyesinde bir demokrasiye ulaştıracaktır” dedi. İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI Gül, İran'ın nükleer güce sahip olmasının Türkiye'de silahlanma ve savunma anlayışında bir değişikliğe yol açıp açmayacağına ilişkin soru üzerine, silahlanmanın dünyaya ne tür problemler getirdiğini iyi bildiklerini belirterek şöyle dedi: “Daha çok silahlanma demek, kaynaklarınızı ekonomik kalkınmaya, halkın refahına değil savunmaya harcamanız demektir. Ama şüphesiz ki güvenlik sağlanmadan da kalkınma olmaz. Bölgede bir silahlanma yarışı olmamalı. Ortadoğu'nun tamamen kitle imha silahlarından arındırılması politikasını takip ediyoruz. İran ile görüşmelerimizde yaptığımız tavsiye şudur: Madem ki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile sözleşmeye tarafsınız, ilişkilerinizi şeffaf bir biçimde götürün.” İran'ın AB üçlüsü ile diyaloğunu kesmemesi gerektiğine işaret eden Gül, Kurban Bayramı'ndan önce İran Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, bu yöndeki tavsiyeleri kendisine ilettiğini söyledi. Gül, İran'ın nükleer programının BM Güvenlik Konseyi'ne taşınması konusunda Türkiye'nin tavrının ne olduğu sorusuna, “Türkiye ne UAEA yönetimindedir ne de BM Güvenlik Konseyi üyesidir. Bizim yapacağımız birşey yok. Ama biz diyaloğun sürmesini istiyoruz” dedi. HAC GÜVENLİĞİ Hac sırasında aralarında Türklerin de bulunduğu birçok hacının ölümüyle sonuçlanan olayların önlenmesi konusunda Türkiye'nin bir girişiminin olup olmadığı sorusu üzerine Gül, “Bu, öncelikle Suudi Arabistan Hükümeti'nin alacağı tedbirlerle ilgilidir. Zaman zaman bu tür üzücü olaylar oluyor. Ancak bunlarla ilgili Suudi Hükümeti de birçok tedbir alıyor” dedi. Gül, bu tür olayların meydana gelmesinde insanların eğitimsiz oluşunun da önemli rol oynadığını vurgulayarak, ziyaretlerin daha iyi düzenlenmesi gerektiğini ve gerek ev sahibi ülke olarak Suudi Arabistan'ın gerekse hacı gönderen ülkelerin işbirliğinin bu tür olayların önlenmesinde yarar sağlayacağını söyledi.