BIST 9.643
DOLAR 34,63
EURO 36,46
ALTIN 2.930,75
HABER /  GÜNCEL

Ağar'dan törere ilişkin açıklama

Londra'da yaşanan terör dünyada korku yarattı. Siyasiler ve halk endişeli. Panik devam ediyor. Siyasiler yaptıkları açıklamalarla terörü kınıyor.

Abone ol

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Londra'da yaşanan törer saldırısından dolayı İngiliz halkına geçmiş olsun dileklerini ileterek, "Hiçbir sebep terörü meşru gösteremez" dedi. Partisinin Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sırasında bir basın toplantısı düzenleyen Ağar, Londra'da meydana gelen terör olayları ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dünyanın neresinde olursa olsun özellikle sivil hedeflerine yönelik terör olaylarını kabul edebilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Ağar, "Hep söylemeye çalıştığımız asimetrik terör tehdidi dediğimiz mesele budur. Çok yoğun güvenlik tedbirleri alındığı ifade edilen ve bir aday ülkesi olan İngiltere'de küçük sayıdaki bir gurubun dünya çapında aynı anda ne kadar büyük ses getirici bir terör eylemini yapabildiği ve bundan dolayı da ölü ve yaralı gibi can kayıplarının da olduğu ortadadır" dedi. Terörle mücadele de terörün kaynağını besleyen ekonomik ve sosyal nedenlerle mücadelenin ihmal edildiğini ifade eden Ağar, "Hiçbir sebep terörü meşru gösteremez. İngiliz halkının acılarını paylaşıyoruz" diye konuştu. Türkiye'de de Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde artan terör saldırılarının Başbakanlığa kadar ulaştığını hatırlatan Ağar, hükümetin meseleleri 'yok farzettiğini' ve 'görmezlikten' geldiğini savundu. Ağar, "Keşke görmezden gelmekle, yok farz etmekle Türkiye'nin meseleleri çözülebilse. Bu hükümet açısından 'işsizlik' diye bir mesele de yoktur, 'sosyal güvenlik' diye bir mesele yoktur, 'tarım, köylü, çiftçi' diye de bir mesele yoktur ve 'terör' diye de bir mesele yoktur. Görünen o dur ki, bütün bunları yok farz ettiğiniz vakit ortada hükümet de yoktur" diye konuştu. Ağar, varolan meselelerin tek çözümünün ise 'sandık' olduğunu yineledi. Ağar, bu ve buna benzer terör eylemlerinin her yerde olma ihtimali olduğunu, Türkiye'nin de bunların arasında yer aldığını belirterek, bunun için terörü besleyen ekonomik ve sosyal konularda hükümetin tedbir alması gerektiğini vurguladı. Gazetecilerin, "G-8 zirvesinin yapıldığı bir dönemde böyle bir saldırı yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Ağar, "Terör örgütü açısından doğru bir zamanlama diye gözüküyor" karşılığını verdi. G-8 ülkelerinin dünyaya karşı sorumluluklarının olduğu belirten Ağar, şunları kaydetti: "Ne olursa olsun bu yapılan terör eylemine meşru bir mazeret olamaz. Ancak G-8 ülkelerinin dünyanın mevcut şartlarını iyi değerlendirmek suretiyle dünyadaki ekonomik sosyal dengesizlikleri, gelir dağılımı adaletsizliklerini kalkınmışlıktaki aşırı derecedeki farklılıkları giderici, iyileştirici tedbirler içerisinde olmaları gerekir. Ama bunların hiçbirisi terörün tehdidi ve şantajı altında değil, insancıl düşüncenin barışçı bir dünyanın, bir büyük dünyanın varedilmesi iradesinden kaynaklanmaktadır. Terör hiçbir işin şantaj aleti olarak kabul edilemez ve teröre boyun eğmek diye bir şey söz konusu olmaz." İktidarın, birçok yasayı muhalefetsiz Meclis'ten geçirmesinin hatırlatılması üzerine Ağar, durumun demokrasi açısından sakatlılıkla dolu olduğunu öne sürerek, "Uzlaşma zemini gibi bütün gelenekleri yok farzederek, iktidarlarının başlangıcında geniş bir uzlaşma zemini içerisinde toplumda geniş beraberlikleri temin edeceğini ifade edenler bugün kendi kabukları içinde kavrulmaktadırlar" açıklamasında bulundu. TELEKOM'UN ÖZELLEŞTİRİLMESİ Ağar, söz konusu yasaların Meclis'in demokratik zemini içerisinde tartışılmasının daha doğru olacağını ve bundan doğacak zaman kaybının ise herhangi bir kayba yol açmayacağını ifade ederek, "Biraz geç çıkar kanunlar ama sonuç olarak millet vicdanı adına orada hür kürsüde konuşacak olan insanlar da konuşur" ifadesini kullandı. "Bu hükümet geçmişte ne söylemişlerse bunu reddetmektedirler. Bunun adına da 'değiştim' demektedirler" diyen Ağar, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün elimde olan bir belge vardı. Telekom'la ilgili bugün yere göğe sığmayıp çok iyi fiyata verdiklerini ifade edenler, Anayasa Mahkemesi'nde geçmişte yapılan özelleştirmeyi iptal etmek için imza atabilmişlerdir ki, bunların içinden birisi Abdüllatif Şener imzasıdır, birisi de Abdullah Gül imzasıdır. Bugün Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarına imza atarak başka bir iradeyi sergilemektedirler ve her konunun da mazeretini 'değiştim' diyerek içinden ıyrılabilmektedirler. Mübarek olsun değişmelerine filan bizim bir sıkıntımız yok ama siyaset tutarlılık, siyaset temel felsefesinde sağlamlık. Yarın hangi konuda değişecekleri konusunda milletin bir kanaati yoktur. Bugün böylelerdir yarın nerede olacakları belli değildir. Her dakika parti, isim, kavram değiştirmektedir. Çünkü ne olduklarına hala karar verememişlerdir. Bugün özelleştirme yanlısı, yarın bir başka şey yanlısı, öbür gün daha farklı bir şey olabilirler. Muhalefette demokrat, iktidarda otokrat kesilmenin anlaşılabilir bir tarafı yoktur. Demokratlık vazgeçilmez ve değişmez bir özelliktir." Ağar, TBMM Başkanı Bülent Arınç bugün yaptığı açıklamada "Konuşması gerekenden çok konuşmaması gerekenler konuşuyor. İnsanları korkutuyorlar" sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "Bence Meclis Başkanı'nın Sayın Başbakanla bir konuşması lazım. Her dakika rota değiştiren bir Başbakan yerine çizgisinde doğru duran bir Başbakana Türkiye'nin ihtiyacı olduğu ortadadır" dedi. "Türkiye konuşan bir Türkiye'dir. Türkiye'de herkesin aynı şeyi düşünmesi veya konuşması söz konusu değildir" diyen Ağar, "Bugün Başbakanın ifadesiyle yeni bir açılım getirilmiştir. Zengine serbest fukaraya yasak açılımı getirmiştir başörtüsünde. Bu iktidarın da temel ekonomik felsefesini ortaya koymuştur bu" şeklinde konuştu.