DYP lideri Ağar Adana'da esnaf odasının genel kurulunda konuştu. Hükümete yüklenen Ağar, iktidarın alt ve üst kimliğini tarif etti.
Abone olDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, kimlik tartışmalarının bazı konular kapsamında siyaset gündemine taşınmasının yanlış olduğunu vurgulayarak, ''Bu hükümetin alt kimliği yoksulluk, üst kimliği işsizliktir'' dedi. Mehmet Ağar, Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odası Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Demokrat Parti'den bu yana, toplumda, huzurun, dengenin Türkiye'nin tüm kesimleri tarafından paylaşımını sağlayabilmek açısından her zaman destekleyici politikaların sahibi olmaya gayret ettiklerini söyledi. Ağar, istihdam yaratacak, ekonomiyi geliştirecek, esnaf, sanatkar ve KOBİ'lerin desteklenmesinin en temel politika olarak parti gündemlerinde yer alacağını belirtti. İşçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi ve köylülerin ekonomik yönden sıkıntılı olduğu bir dönemde kimlik tartışmasının yaşanmasının doğru olmadığını ifade eden Ağar, şunları kaydetti: ''Toplumun problemlerini çözemeyen iktidarın, olayı, kimlik, yasaklar gibi bir takım konular çerçevesinde siyaset gündemine taşıması yanlış. Açıkçası bu hükümetin alt kimliği yoksulluk, üst kimliği işsizliktir. Bütün bu meseleleri çözmek zorunda olanlar, yüzyıllardır bir arada yaşayan ve zaman zaman ortaya çıkmış sıkıntıları yüksek sağduyuyla aşanları, kimlik tartışmasına sokması doğru değil. Türkiye'nin kendine güvenen insanlarının, helal seçimlerle ortaya çıkardığı hiçbir yönetici, bugüne kadar ülkesinde kimlik tartışmalarının öncüsü olmamıştır.'' Osmanlı ve Selçuklu gibi köklü imparatorluktan bugünlere gelindiğine işaret eden Mehmet Ağar, bu nedenle genç bir cumhuriyetin hür ve eşit vatandaşları olarak farklı kökenden gelen kişilerin olmasının doğal olduğunu anlattı. Amaçlarının 70 milyonun bütünlüğünü sağlamak, adaletli bir şekilde zenginleştirmek olduğunu dile getiren Ağar, ''İşimiz, Türkiye'nin ay yıldızlı pasaportunu dünyanın en itibarlı pasaportu haline getirmektir. 3 tarafı denizlerle çevrili, dağı, ovası, yaylası, dünyanın en değerli topraklarında gözleri olanları defetmektir. Amacımız, bu topraklara kaderini bağlamış, burada yaşamayı kendisine hedef edinmiş kişileri ayrım gözetmeksizin modernliğe ve zenginliğe taşıyabilmektir'' dedi. Ağar, 2001 krizinde Türkiye'de toplam 1.1 katrilyon lira senedin protesto edildiğini, bu yılın 10 ayında ise bu rakamın 2.1 katrilyon liraya çıktığını vurguladı. Firmaların cirolarının bir türlü eski dönemlerdeki rakamlara ulaşamadığını ifade eden Ağar, işverenlerin maliyetleri kurtarabilmek için işçi çıkarmak zorunda kaldığını iddia etti. Gelir dağılımındaki uçurumun genişlemeye devam ettiğini ifade eden Ağar, şöyle konuştu: ''Yüksek gelir grupları cirolarını, karlarını olağanüstü boyutlarda artırırken, orta sınıf dediğimiz, esnafın, köylünün, çiftçinin olduğu kesimlerde süratli bir aşağıya düşüş oluyor. Yoksulluk sınırında 25 milyona yakın insan var. Bu insanlar, çabalamaya, ayakta durmaya çalışıyor. IMF politikasının 2001 yılındaki uygulamasında cari açık 1.5 milyar dolardı, bugün 25 milyar dolara çıkıyor.'' Ağar, üretim, yatırım gibi ekonominin sağlam ayaklara dayalı olan bütün unsurlarının unutulmaya başlandığını, Türkiye'nin kazanamadığı dövizi harcamaya devam ettiğini savundu. Türkiye'nin en zor dönemlerinde yapılmış tesislerin satılmasının da başarı gibi takdim edildiğini dile getiren Ağar, ''1990'lı yıllarda Türk Telekom'un yüzde 49'u 20 milyar dolara satılacağı zaman, bugünkü hükümetin dışişleri bakanı, grup başkan vekilleri ve bazı bakanları imzalarla Anayasa Mahkemesi'ne giderek özelleştirmeyi iptal ettirmişti. Bugün ise Türk Telekom'un yüzde 55'inin 6.5 milyar dolara satılması bir başarı gibi gösteriliyor'' dedi. -''HÜKÜMETİ İKTİDARA TAŞIYAN 3Y...''- Ağar, 2002 seçimlerinin hala iyi okunamadığını belirterek, şöyle konuştu: ''Bugün mevcut hükümeti iktidara taşıyan 3Y var. Bunlar yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardır. Siyasetin, yolsuzluğa bulaşan bütün alanlardan kesinlikle dışarı çıkarılması, şeffaflığın hakim olması, ihalesinden, uluslararası anlaşmalara kadar bütün süreçlerin millet tarafından bilinmesi gerekir. Bunların yerine gelmediği açıkça ortadır. Milletin tatmini söz konusu değildir. (Ben ülkemi pazarlarım) diyen bir dili milletin kabul etmesi mümkün değildir.'' Halkın artık, demokrasi dışında bir çare olmadığı kararlığını mutlak şekilde göstermesi gerektiğini savunan Ağar, ''Demokrasinin kurallarını, vazgeçilmez unsuru olan şeffaflığı var etmeyen bir düşünce, demokrasiyi taşımakta zorlanacaktır. Onun da çaresi var. Çare seçimdir'' diye konuştu. Mehmet Ağar, Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odası Olağan Kongresi'nin ardından DYP Adana Kadın Kolları Olağan Kongresi'ne katıldı.