BIST 9.972
DOLAR 35,34
EURO 36,59
ALTIN 3.008,53
HABER /  POLİTİKA

Ağardan günübirlik eleştiri

DYP lideri Mehmet Ağar, sınır ötesi operasyon ile ilgili Erdoğan'ın açıklamalarını eleştirdi.

Abone ol

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, sınır ötesi operasyonu her derdin çaresi gibi gösteren yanlışlıktan kaçınılması gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda ''günübirlik hareket ettiğini'' savunan Ağar, ''Biz bu konuyu her zaman için iç siyasetin üzerinde tuttuk.

Biz bunu siyasetin vıcık malzemesi haline getirsek, sokağa bir tane bakan veya AK Partili milletvekili çıkamaz'' dedi. Sağlık-iş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı ziyaret etti. Başoğlu, ziyaret sonrasında yaptığı açıklamada, ülkede işsizliğin en büyük sorun olduğunu, sadece çalışanlar ve devletten fedakarlık beklenmemesi gerektiğini, ülke sermayesinin bazı gerekçelerle başka ülkelerde yatırıma yönelmesinin doğru olmadığını söyledi.

Mustafa Başoğlu, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere de değinerek, işçi ve memur sendikaları konfederasyonlarının bu konuyla ilgili kapsamlı bir toplantı düzenlemediklerini ifade etti. DYP Genel Başkanı Ağar da sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesiyle demokrasinin de güçleneceğini söyledi. İşsizlik, sağlık ve eğitimdeki sorunlar nedeniyle ülkede milyonlarca kişinin mağdur olduğunu ifade eden Ağar, ''Bu iktidar kendisine verilen büyük gücün, nimetin farkına varamayan, eline geçen büyük mirası mirasyedi, hovarda edasıyla tüketen bir iktidar olmuştur. Bu iktidarı işbaşına getiren kesimler, ilk seçimlerde iktidardan alacaklardır'' diye konuştu.

''SOKAĞA ÇIKAMAZ HALE GELİRLER''

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ağar, terör olayları, sınır ötesi operasyon ve Başbakan Erdoğan'ın bu konulara ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine şunları kaydetti: ''Sınır ötesi operasyonu her derdin çaresi gibi gösteren yanlışlıktan kaçınmak lazım. Başbakan günübirlik hareket etmektedir. O gün şehit sayısı fazladır, bir şey söylemek ihtiyacı duymuştur. Söylediği sözün bugüne kadar hiçbir karşılığı olmamıştır, olacağı da gözükmemektedir. Dünün şartlarıyla bugünün şartları arasında büyük fark vardır. Sınır dışı operasyonun teknik ayrıntılarına inmem ancak kendi sınırlarınızın dışında bir operasyon yaptığınız vakit, orada bu operatif faaliyete kolaylık gösterecek unsurların var olması gerekmektedir. Bugün böyle bir şey gözükmemektedir.

Biz bu konuyu her zaman için iç siyasetin üzerinde tuttuk. Biz bunu siyasetin vıcık malzemesi haline getirsek, sokağa bir tane bakan veya AK Partili milletvekili çıkamaz. Hepsi evlerinden sokağa çıkamaz hale gelirler. Biz sorumluluk sahibiyiz. Bu iktidarın meselesinden öte Türkiye'nin meselesidir.'' İktidarın, sorunun günübirlik tedbirlerle çözülemeyecek kadar önemli olduğunu 4 yılda hala kavrayamadığını ileri süren Ağar, ''Türkiye'nin içinde doğup büyümüş bir insan kendi devletine karşı silah çekemez hale gelmelidir. Türkiye'nin başaracağı esas iş budur. Türkiye'nin dağlarını boşaltıp düze indirmek, yeni insanların dağa çıkmasına mani olacak bir yönetim anlayışını sergileyebilmek lazımdır'' diye konuştu. Ağar, sınır ötesi operasyon yapılması durumunda Türkiye'nin mutlaka başarılı olması gerektiğini, aksi bir durumun kabul edilemeyeceğini belirtti.

''NATO'NUN ORADA İŞİ YOK''

Ağar, Lübnan'a asker gönderilmesine yönelik soruyu yanıtlarken de orada henüz ateşkes sağlanamadığına dikkati çekerek, ''Şu noktada uluslararası hukukun gerektirdiği ölçüler içinde, Birleşmiş Milletler aracılığıyla bir ateşkes temin edilemediğine göre bir askeri gücün gönderilmesi söz konusu olamayacaktır diye düşünüyorum. Bu meselenin uluslararası hukukun gerektirdiği niteliklere sahip bir ateşkes temin edildiğinde düşünülmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum'' dedi.

Bir gazetecinin ''Başbakan'ın PKK'ya karşı Kuzey Irak'ta NATO'yu göreve çağırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ise Ağar şöyle karşılık verdi: ''Herhalde sürçü lisandır diye düşünüyorum. Böyle bir şey olamaz. Bu telaffuz dahi edilemez. NATO'nun orada bir işi yok. Bunun ileride çok olumsuz ve tehlikeli yansımaları olur. Çok ayaküstü söylenmiş bir söz. Bu konularda Türkiye Başbakanının çok dikkatli ifadelerde bulunması lazım. Bunun orta ve uzun vadede ne sonuçlar getireceğini düşünmeden, çok ezbere konuşulmuş bir şey. Herhalde bir düzeltme gelir diye düşünüyorum. Kabulü mümkün değil.''