KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın danışmanlarını değiştirmesi gerektiğini söyleyen Başbakan Erdoğan'ı, DYP lideri Mehmet Ağar sert bir şekilde eleştirdi.
Abone olDoğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, Türkiye'nin hükümetin yanlış dış politikalarıyla bölgedeki güçlü ülke durumundan fonksiyonelliğini kaybeder hale getirildiğini savunarak, yerel seçimlerden sonra genel seçimlerin gündeme geleceğini iddia etti. Artvinli Sanayici ve İşadamları Derneği (ARSİYAD) tarafından Fethiye Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Dünyada ve Türkiye'deki son gelişmeler" konulu panele konuşmacı olarak katılan Ağar, hükümetin iç meselelerde olduğu gibi kendisini yakından ilgilendiren Kıbrıs ve komşu ülkelerdeki gelişmeleri kararsız ve tavırsız bir tutumla seyirci gibi izlediğini belirtirken, bunun Türkiye'nin asırlardır bölgede varolan manevi prestijine zarar verdiğini söyledi. Hükümetin dış meselelerde kararsız ve tavırsız bir görüntü sergilediğini savunan Ağar, "Türkiye'nin meseleleri Brüksel'den değil ülkemizin topraklarında konuşulup, çözümlenmeli" diye konuştu. AĞAR, BAŞBAKAN ERDOĞAN'I ELEŞTİRDİ Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) iktidara geldiğinde Kıbrıs'a bir haftada çözülür sloganıyla baktığını ileri sürerek, Erdoğan'ın başbakan olduktan sonra ilk ziyaretini Atina'ya yapmayı planladığına değinen Ağar, hükümetin Kıbrıs'la ilgili politikalarını şöyle eleştirdi: "Erdoğan, ilk ziyaretini Atina'ya yapacağını açıkladığında uzmanlar bunun yanlış olacağını söylediler. Türkiye'nin Başbakanı'nın ilk gezisini Kuzey Kıbrıs'a veya Türk Cumhuriyetleri'ne yaptığını belirterek, Erdoğan'ı uyardılar. Erdoğan da Denktaş'ın Amerika'da tedavi gördüğü bir dönemde acil olarak Kıbrıs gezisi icat etti. Erdoğan, buradan sonra da Atina'ya Simitis'i ziyarete gitti. Döndüğünde Erdoğan ve diğer partinin üst düzey yöneticileri Denktaş'ın çözümsüzlüğün sembolü olduğunu ve bu tavrını sürdürdüğünde çözümün olmayacağı yönünde görüş dile getirdiler. AK Parti hükümetinin bu tavrı, Rum ve Yunan basını tarafından sevinçle karşılandı. Simitis, Erdoğan'ın ziyaretinden sonra Kıbrıs Rum Kesimi'ne gitti. Burada ziyaretini 'Ensosis' hayallerinin gerçek olduğu gün olarak ilan etti. Aynı dönemde de AB Kıbrıs'ı bir dayatma olarak önümüze koydu. Dışişleri Bakanı Gül ise AB raporunun olumlu olduğu yönünde görüş açıklama gafletinde bulundu. Seçimlerden önce Türk halkının hassasiyetini göz önünde bulunduran hükümet, Kıbrıs'ı sanki yeni bir milli davaymış gibi göstermeye çalıştı. Bütün bu gelişme ve baskılardan sonra AB'nin de adil olmayan taraflı bir yaklaşımla baskı yaptığı Kıbrıs'taki seçimler yapıldı. Başbakan Erdoğan hala Kıbrıs'ta Denktaş'ı çözümsüzlüğün sebebi olarak göstermeye çalışıyor. Erdoğan bunlar yetmiyormuş gibi Özbekistan'da yerli ve yabancı basının önünde Denktaş'ın Mümtaz Soysal'ı kastederek, danışmanını değiştirmesi yönünde açıklama yaptı. Sayın Başbakan siz önce bu beyanatı size verdiren danışmanlarınızı değiştirin. Denktaş'la basın önünde değil, telefonla veya yüz yüze görüşün. Gelinen nokta, Kıbrıs'ın meşru müdafaasında kırılma noktasıdır. Kıbrıs, Türkiye'nin güvenliği açısından stratejik öneme sahip bir kara parçasıdır. Kıbrıs giderse Türkiye, hem güneyde, hem de doğuda hava kontrolünü kaybeder. Her türlü hava hücumunun kontrolü altına girer. Türkiye, Kıbrıs'taki garantörlük hakkından vazgeçmemeli. Denktaş'ın görüşmeciliği devam etmeli. Kıbrıs, Türkiye'nin direnç ve kırılma noktasıdır. Türkiye'nin AB müzakere sürecini Kıbrıs'la paralel götürmeli ve 2004 yılının haziran ayındaki görüşmelerde tarih alabilmeli." Ağar, panelde Kıbrıs'ın 1570 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesinden bugüne kadar olan tarihi geçmişini ve stratejik önemini de anlattı. "TÜRKİYE, MANEVİ GÜCÜNDE PRESTİJ KAYBINA UĞRUYOR" Hükümetin sadece Kıbrıs'ta değil, en yakın komşusu Gürcistan'daki olaylarda da milli duruşunu gösteremediğini iddia eden Ağar, Türkiye'nin Osmanlılar'dan günümüze kadar bölgedeki var olan manevi gücünde prestij kaybına uğradığını söyledi. Ağar, "Hükümet, Gürcistan'da yaşanan olaylara hiç olmamış gibi bakıyor. Gürcistan bizim hem komşumuz açısından, hem Türkiye'de yakınları bulunanlar açısından stratejik bir öneme sahip. Yeni gelen başkan adayının da Ermeni kökenli olması meselenin önemini bir kat daha artırıyor. Kafkasya'da sözü ve varlığı olmayan bir ülkenin Orta Asya ile ötesinde bir yere varabilmesi mümkün değildir" diye konuştu. "DOKUNULMAZLIKLAR KALKMALI" DYP Genel Başkanı Ağar, konuşmasının son bölümünde dokunulmazlıkların kalkmasına yönelik hükümetin attığı geri adımla yargıya yönelik yaptığı eleştirilere de tepki gösterdi. Hükümetin 70 milyon vatandaşa layık gördüğü yargının kendilerine yeterli olmadığını açıklamasını talihsizlik olarak değerlendiren Ağar, Türkiye'de yargı ve hukuk reformu yapılması gerektiğinin altını çizdi. Ağar, 3 Kasım seçimlerinde milletin sözünde durmayan siyasileri tasfiye ettiğini hatırlatırken, hükümetinde aynı gaflete düştüğünü ileri sürerek, yerel seçimlerden sonra Türkiye'nin genel seçim sürecine gireceğini sözlerine ekledi. Partililer tarafından 'Başbakan Ağar' sloganıyla uğurlanan Ağar, Bursa İl Başkanı İlker Özarslan'ın görevden alınıp alınmayacağı yönündeki soruyla ilgili basın mensuplarının sorularını cevaplamadı.