BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,28
ALTIN 2.842,80
HABER /  GÜNCEL

Ağar'dan ek protokol iddiası

DYP lideri Mehmet Ağar, ''hükümetin, 1963 Ankara Anlaşması'na Ek Protokolü imzalamaya kendisini şeklen yetkili görmesinin yeterli ve geçerli olmadığını'' savundu.

Abone ol

Mehmet Ağar, yaptığı yazılı açıklamada, 1963 Ankara Anlaşması Ek Protokolü'nün, Güney Kıbrıs Rum yönetimini de içine alacak şekilde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Londra'dan dönüşünde imzalanacağının açıklandığını belirtti. Ağar, şöyle dedi: ''Dışişleri sözcüsü, bu imza işleminin hangi gerekçe ve zorunlulukla bu derece aceleyle yapıldığı hakkında bir açıklama getirmemiş, bu hususta Yüce Meclis'i ve kamuoyunu bilgilendirmeye her zaman olduğu gibi gerek görülmemiştir. Aslında hükümet, hem Başbakan hem de sıkça Dışişleri Bakanı'nın ağzından bu konuda şimdiye kadar yaptığı açıklamalarla işi olabildiğince hafife almış ve kamuoyunu, bunun basit, sıradan ve olağan bir işlem olduğuna inandırma çabasını sürdürmüştür. Böylesine büyük ve tarihi sorumluluğu gerektiren bu imza yükümlülüğünü hükümet aslında 2004 yılı Aralık ayında Brüksel'de yapılan AB Zirvesi'nde kabullenmiş ve üstlenmiştir. Hükümet, bunun ne KKTC'nin fiiliyatta tasfiyesi anlamına geleceğini ne de Türkiye'nin Kıbrıs'taki antlaşmalara dayalı konumu ve hukuku üzerinde önümüze konacak iddia ve talepleri umursamıştır.'' Hükümetin, 1963 Ankara Anlaşması'na Ek Protokolü imzalamaya kendisini şeklen yetkili görmesinin yeterli ve geçerli olmadığını savunan Ağar, ''Hükümet, bir yandan Kıbrıs'ı, diğer yandan bütün Türkiye'yi telafisi mümkün olmayacak yükümlülükler altına soktuğunu kamuoyundan gizlemeye çalışmaktadır'' dedi. Ağar, şunları kaydetti: ''Rum Yönetimi Lideri Papadopulos, İngiltere Başbakanı Blair ile daha dün Londra'da görüştükten sonra protokolü imzalayacak olan Türkiye'nin artık Kıbrıs'ı tanımamasının söz konusu olmayacağını açık bir dille ilan etmiştir. Biz,hatalı tutumdan vazgeçmesi için sürekli uyardık. Bunun siyasi sorumluluğumuzun bilinci içinde hükümeti bu için, daralsa dahi hala zaman vardır. Hükümet, bu fırsatı da kaçırdığı takdirde halkımızın kendisinden hesap sormak ve demokratik çerçevede eylem gücünü kullanmak hakkı kaçınılmaz olacaktır.''