DYP Lideri Ağar, "Kutsal emanetler devlet emriyle ziyaret edilmez. Onların gelenek içinde nasıl ziyaret edildiği bellidir" dedi.
Abone olKazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Amanjol Kazıbekulı Jankuliyev ile Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Zakir Haşimov, DYP Genel Başkanı Ağar’ı parti genel merkezinde ayrı ayrı ziyaret etti. Ağar, Jankuliyev’in ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kazakistan Cumhuriyeti’nin çok büyük gelişmeler yaşadığını ve geleceğe doğru ümitle koştuğunu söyleyen Ağar, 4 Aralık’ta Kazakistan’da devlet başkanlığı seçimi olacağını anımsattı. Büyükelçinin, kendilerinden de gözlemci talep ettiğini belirten Ağar, "Biz de büyük bir memnuniyetle bunu kabul ettik. Demokratik bir seçimin yapılmasından duyduğumuz memnuniyeti ifade ettik" dedi. Ağar, Yüksek Haysiyet Divanı üyesi, Türkiye’nin ilk Kazakistan Büyükelçisi Mustafa Aşula’nın, DYP adına seçimleri izleyeceğini söyledi. Ağar, Azerbaycan Büyükelçisi Haşimov’la görüşmesinde yaptığı konuşmada da iki ülke ilişkilerinin dostane münasebetlerle artarak devam ettiğini belirterek, "KKTC ile ilgili yaptıkları jestler, yaptıkları çalışmalar, milletimizin dikkatindedir ve takdirindedir" dedi. Azerbaycan’da gerçekleştirilecek parlamento seçimlerinin, büyük bir olgunluk içerisinde, elde edilen mesafeleri göz önünde tutarak, başarıları süsleyecek, geliştirecek biçimde sonuçlanacağına inandığını belirten Ağar, göreve yeni başlayan Haşimov’a başarılar diledi. SORULAR Ağar, bir gazetecinin "Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un Sakal-ı Şerif’i havaalanına getirtmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, şunları kaydetti: "İslam adabına, usulüne uymayan bir yol izlenmiştir. Ben Turizm Bakanı’nın meseleyi bu ölçüde geçiştiren ve milleti güldüren komik mazeretler çerçevesine sığınan açıklamalarının doğru olmadığına inanmak istiyorum. Kendisi zeki, bu meseleleri bilen bir insandır. Kendi de, kendi yaptığı açıklamaların tatmin edici olmadığının farkında olduğunu görüyor. Anlaşıldığı kadarıyla başka bir şey yapılmak istenmiştir. Tepkilerin çok sert olacağı anlaşılınca vazgeçilmiştir. Günahı üzerine almaktadır, suçu üzerine almaktadır. Yıllarca Sakal-ı Şerif, sessiz sedasız bakanlarca, Başbakanlarca ziyaret edilmiştir. Ama bunlardan hiç kimsenin haberi olmamıştır. Devlet zoruyla ibadet olmaz. Kutsal emanetler devlet emriyle ziyaret edilmez. Onların yüzyıllardan beri bir gelenek içinde nasıl ziyaret edildiği bellidir. Bu ülke, kıtalara hükmeden bir ülkeyken, halifelik gibi bir unvan üstünde varken yapılmayan işin şimdi yapılmasının da kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Ama herhalde daha başka bir sıkıntının önüne geçmek için bu işin yanlış olduğunu kavrayacak noktada olan bir bakanın bu yükü üzerine almak mecburiyetinde kaldığı anlaşılıyor" Ağar, "Ramazan ayındayız. İftar yardımlarınız olacak mı?" sorusu üzerine ise Ağar, "Bizim iftar yardımlarımız oluyor ve olacak, devam da ediyor. Ama bunların hiçbirinden sizin haberiniz olmayacak. Onlar kendi usulüne göre yapılacak" dedi. Türkiye’de yardımların insanları rahatsız eden, yardım alanı rencide edici hale çevrildiğini söyleyen Ağar, "Bunlar, ne siyasetle ne siyasi pazarlamayla ilgili olmayan hayır, hasenat işleridir. Türkiye’de bu hale çevrildi. Bundan dolayı vatandaşın şikayeti vardır, ıstırabı vardır. Kamera eşliğinde, yardım diye iftar davetlerine gitmeye inşallah bir son verirler" diye konuştu.