BIST 9.673
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.959,51
HABER /  GÜNCEL

Ağar'dan ağır bombardıman

Ağar muhalefeti de "Milletin hislerine tercüman olamadılar, iktidarı dengeleyemediler" diye suçladı.

Abone ol

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin büyük bir milli davada bile 'statükocular ve çözümcüler' diye ikiye ayrıldığını belirterek, "Ülke iktidarın tutarsız davranışlarıyla, milli davasında göbekten ikiye bölündü" dedi. Ağar, 28 Mart yerel seçimlerinde başarılı olan DYP'li belediye başkanları ile Büyük Anadolu Oteli'nde biraraya geldi. Burada bir konuşma yapan Ağar, belediye başkanlarına, "Sizler ananızın ak sütü gibi helal makamlara geldiniz" diye seslendi. Belediye başkanlarını tebrik eden Ağar, siyasetin şahsi çıkar değil haysiyet yeri olduğunu belirterek, "Siyasette her türlü imkanı kullanan bir iktidar var. İktidar, bu imkanları seçimlerlerde de kullandı. Ama bu imkanları seçimler için değil de üretim, yatırım ve istihdamın artırılmasında kullanmalıydı" dedi. Kabine üyelerini de eleştiren Ağar, "Mağaza ve lokanta açılışı dışında elinde makas görmediğimiz bakanlar tüten bacaları da söndürdüler" ifadeseni kullandı. Türkiye'nin şartlarını düzeltecek, ekonomiyi rahatlatacak önlemlerin alınamadığını savunan Agar, hükümetin sorunları çözecek iradesinin de bulunmadığını ileri sürdü. Konuşmasında CHP'yi de eleştiren Ağar, CHP'nin iktidarı dengeleyemediğini, milletin vicdanına tercüman olamadığını kaydetti. Birtakım kişi, odak ve güçlerin, DYP'nin bir daha 'ayağa kalkmaması' için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini öne süren Ağar, "Siyasette hiç bir nokta, tek başına iktidar olma dışında bizi tatmin etmez" diye konuştu. Kıbrıs konusuna da değinen Ağar, "Türkiye, büyük bir milli davada bile 'statükocular ve çözümcüler' diye ikiye ayrıldı, iktidarın tutarsız davranışlarıyla, milli davasında göbekten ikiye bölündü" dedi. Türkiye'de siyasetin bir yandan hazineden alınan yardımlarla, diğer yandan da kaynağı ve rakamları belli olmayan şekilde finanse edilerek yürütüldüğünü savunan Ağar, "Siyaset parasal imkanlara sahip insanların yönlendireceği alan olamaz. Aksi takdirde siyaset, zenginler demokrasisi haline gelir. Bu da demokrasinin eşitlik ve adalet prensibiyle örtüşmez" diye konuştu.