BIST 10.007
DOLAR 35,28
EURO 36,73
ALTIN 2.979,17
HABER /  POLİTİKA

Ağara Diyarbakırdan telefon

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar olayların patlak verdiği Diyarbakır'dan çok sayıda telefon aldı.

Abone ol

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Diyarbakır'da dükkanları yağmalanan onlarca esnafın kendisini telefonla aradığını açıkladı.

Ağar, “Bana (Can pahasına kurulan huzuru koruyamadılar, ama biz yine de size güveniyoruz, inanıyoruz. Ülkemizin, devletimizin, bayrağımızın yanında olmaya kararlıyız.) dediler. O gün Diyarbakır'da açık olan esnaf kepenkleri cumhuriyetin namusu idi. Ama bu aciz, korkak hükümet, cumhuriyetin namusunu koruyamadı.” dedi. DYP lideri, 9 Kasım’daki bombalamanın ardından başlayan olaylarda mahsur kalan bir polis memurunun da kendisini aradığını ileri sürmüştü. Ağar, “Bir polis memuru telefonla aradı. Ateş altındayız, diyordu. Hakkari Emniyet Müdürü’nü aradım, müdahale ettiler ve onları kurtardılar. Şimdi buradan yola çıkıp iki gündür olay yaratmak istiyorlar. Soruyorlar. O kadar adam varken niye Ağar’ı aramışlar? Demek ki ortada o kadar adam yok.” açıklamasını yapmıştı.

Partisinin Rize il kongresine katılan Mehmet Ağar, hükümete yüklendi. Türkiye'nin çaresizlikler, sıkıntılar, zorluklar içinde olduğu her dönem bir güce ihtiyaç duyulduğunu, ülkeyi bu sorunlardan kurtaracak hizmetlerin her zaman kendilerine nasip olduğunu savundu. Türkiye'nin son günlerde Güneydoğu'da bazı sıkıntılar yaşadığını anlatan Ağar, hükümeti zafiyet içinde olmakla suçladı. Ağar, şöyle konuştu: “Hiç kimse birtakım bahanelerin arkasına saklanarak, acizliğinin, korkaklığının, öngörü sahibi olamadığının, davul çala çala gelen olayları önleyemediğinin mazeretini anlatamaz. Elbette Türkiye suçu olanla olmayanı ayıracak akla ve ortama sahiptir. Ama bu olaylarda, AK Parti iktidarının başlangıcından bu yana bölgedeki birtakım makam sahiplerinin sorumsuz beyanatları, bölgede gittikçe gelişen olaylar karşısında UEFA gözlemcisi gibi kenardan seyreden bu beceriksiz hükümetin hiç mi günahı yok. Orada üç gün olay oluyor. Meşru otorite ortadan kalkıyor, üçüncü günün sonunda ancak hükümet üyeleri teşrif edebiliyor. O gün gideceksin, hem orada örselenen, çaresiz kalan esnafa sahip çıkacaksın, hem de canı pahasına orada görev yapan güvenlik güçlerine sahip çıkacaksın. Bu hükümet, bu konulara ne şekilde müdahale edeceğinin talimatını ya Avrupa Birliği'nden (AB) ya da Amerika'dan almaktadır. Bunlar hep kâr ortağı. Tatlı zamanlarda televizyonlara çıkıp nutuk atacaklar. Zor olduğu, kan gövdeyi götürdüğü zaman da uzaktan bakacaklar. Ben, Şemdinli olaylarından dolayı konuşunca bana cevap vermeye kalktılar. ‘Ben oralara gittim siz de gidin.' dedi. Bizi oralar kesmez, gel yüreğin yetiyorsa Kandil'e gidelim. Biz oralarda milletin yanında, güvenlik güçlerinin önünde görev yaparken siz o zaman İstanbul'da balık tutuyordunuz.”

Haber: Hasan Demir
Kaynak: