BIST 9.640
DOLAR 34,65
EURO 36,66
ALTIN 2.942,05

Ağar ol Can efendi Ağar!..

Bakan Soylu'nun terör ile mücadeledeki başarısını fitne gölgelemeye gücünüz yetmez.Çünkü biliyor ki Allah var gam yok.

Türkiye’ nin şöyle son 30 yılına baktığımız zaman İçişleri Bakanı olarak tarihe not düşen, terör ile mücadelede son derece başarılı olmuş iki isim öne çıkıyor..

Biri Mehmet Ağar..

Diğeri Süleyman Soylu..

Ağar bürokrasiden geldi, Soylu ise siyasetin tabanından tavanına kadar teşkilatlarında büyüyerek ve genç yaşta genel başkanlık yaparak geldi..

Ağar 90’ lı yıllarda Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı görevleri boyunca büyük işlerin altına imza atarak PKK’ nın ve bütün kaynaklarının çökertilmesinde ekibi ile büyük rol oynadı…

Milletin huzurunda ‘Unutulmaz Emniyet Genel Müdürü.. İçişleri Bakanı’ olarak adını tarihe başarı ile yazdırdı…

Güvenlik güçleri içerisinde hala Ağar ismi büyük saygı görür..

Arkasında ise terörle mücadelede her yolu açık tutan Başbakan Tansu Çiller vardı. Sayın Çiller o dönem terörle mücadelede Ağar ve ekibini desteklemek için  unutulmayacak şu sözü söylüyordu:

“Bu ülkede devlet için kurşun atan da, yiyen de bizim için şereflidir ve saygı ile anılır.”

O tarihten sonra bu sözü nedeniyle Çiller’e karşı linç kampanyası başlatılmıştı!

Asala nasıl, kimlerle çökertilmişti?

PKK o yıllarda bütün kaynakları ile nasıl bitirilme noktasına gelmişti?

Çiller’in o mesajı güvenlik güçlerine sahip çıkışın belgesiydi aslında…

Ama birileri rahatsız olmuştu…

Yıllar sonra o günlerin sözde hesabı soruldu..

Ağar, Aydın’ın Yenipazar İlçesi Cezaevi’nde yatmak zorunda kaldı..

Ama isyan etmedi, cezaevi önündeki sözleri ilede ders verdi..

Dedi ki:

"Benim içeride olmam terörle mücadelede devlete yardımcı olacaksa bu süreci de bir görev olarak addediyorum. Bin şükür ki bugüne kadar olan hizmetimizde, halk tabiriyle söyleyeyim, ehli imana da, ehli namusa da, ehli vatana da ve kimseye bir zararımız dokunmamıştır. Sonuçta böyle bir tecelli olmuşsa, bu önce Allah'tan, sonra devletten gelendir. Başımızın üzerinedir.

Bizim meselemiz Türkiye'nin geleceği ve 75 milyonun kardeşçe, birlikte, huzur içinde yaşamasıdır. Allah devlete millete zeval vermesin. Ne milletimi ne sevenlerimi üzecek veya mahcup edecek hiçbir davranışım olmamıştır. Allah yardımcımız olsun. Hiçbir kimseye kırgınlığım olamaz. Bu tür hizmetlerde çalışan insanların Cumhuriyet öncesinde de Cumhuriyet sonrasında da örnekleri vardır.”

Ağar devleti için bedel öderken böylesine “Helal olsun” dedirtiyordu.

Mehmet Ağar zaten buydu…

Ağar cezaevinde yatarken birileri mutlu olacaktı!

Kimdi onlar..

Demokrasiyi terör örgütü ile  örtüştüren siyasetçiler, sözde aydınlar!

Bugün de bu tipler var!

Bakmayın seslerinin fazla çıkmamasına..

Oraya geliyoruz zaten!

                                                ***

Aradan uzun yıllar geçti…

2016 yılı  Ağustos ayı geldi..

İçişleri Bakanlığı öyle bir adama emanet edildi ki o adamla yeniden tarih yazılmaya başlandı…

Güvenlikte ‘yüzde yüz milli duruş’ başladı.

Ömrünü siyasete vermiş, ‘Yeter söz milletin’ diyerek teşkilatlarda büyümüş, genç yaşta genel başkanlık yapmış sonra “Erdoğan’da Adnan Menderes’i görüyorum. Onu bu demokrasi yolculuğunda yalnız bırakamam” diyerek AK Parti’ye katılan bir adam geldi…

Önce partinin teşkilatlarına ona emanet edildi, ardından Çalışma Bakanlığı sonrasında İçişleri Bakanlığı…

Uzun yıllar sonra özlenen bakan profili geldi…

Tıpkı o 90’lı yıllarda olduğu gibi…

Ama bu kez sadece PKK ile değil DAEŞ, PYD, FETÖ ve PKK gibi Türkiye’nin başına aynı anda musallat olan bütün terör örgütleri ve siyasi uzantıları ile mücadele etmek zorunda  kalan, hainlerin üzerine gece gündüz demeden cesaretle giden, Doğu ve Güneydoğu illerini asla ihmal etmeyen bir bakan  milletiyle buluştu

O bakan Süleyman Soylu…

Hiç kuşkusuz tıpkı Ağar döneminde olduğu gibi hainlerin kafasına balyoz gibi inilmesi, Güneydoğu’da devletin şefkatli elinin milletin üzerine değmesi, silahlı silahsız bölücülük yapan hainlere hadlerinin bildirilmesi üzerine milletin ‘İşte özlediğimiz bakan’ diyerek bağrına bastığı bir  adam yine birilerini rahatsız edecekti..

Etti de..

Öyle ki…

’İçişleri Bakanlığı’nı Mehmet Ağar’ın yönettiği’ şeklinde haddini aşan bir yorumla milletin kafası karıştırılmak isteniyor...

Bunu yapan Can Ataklı..

Bu bir algı operasyonuyla devletin güvenlik politikasına sekte vurmaya çalışılmasından başka ne olabilir ki!

Can efendi mesnetsiz iddiasını ‘Mal bulmuş mağribi’ gibi ortaya attı.

Bir gün sonrada kaynağını da “eski bir DYP' li” olarak açıkladı...

Kim bu DYP’ li!

Can efendi Gölgeler üzerinden fitne üretmek gazetecilik değildir. Mert olan, konuşan DP’linin adını da verir...

Bu açık ve net  bakan Soylu’ya karşı fitne harekatıdır. Fitne yaparak Soylu’nun terörle mücadeledeki başarısını gölgelemek istenmesinden başka bir şey değildir...

Ve AK Parti içerisinde de ona karşı muhalefet oluşturmaktır.

Ama nafile çabalar!..

Can efendi bu ülkenin içişleri bakanını fitne ile “Yöneten değil  dışarıdan yönetilen bakan” konumuna sokma hakkını kim veriyor sana  diye sormak gerekmez mi?

Bu ülkenin asayişinin son derece önemli olduğu bir noktada sadece emri Başbakan ve Cumhurbaşkanından alan İçişleri Bakanının eski içişleri bakanı ile fikir alışverişinde bulunduğu doğru ise bundan övgü ile bahsetmek gerekirken, neden  gocunur sun Can Efendi!..

Bak PKk'nın  ' Halo dayı' kod adlı kilit isimlerinden biri daha yakalandı!..

Rahatsız mı oldunuz?

Açıkçası  bu algı operasyonu ile kime, kimlere hizmet ediyorsun Can Efendi?

Bu kafalar olsa olsa 'Sabetayist' kafa olur..

Unutma ki bu ülkeye hizmete kendini adamış Soylu gibi adamların arkasında önce Allah sonra millet vardır…

Sizler sırça köşkleriniz de varsanız  bizler de Anadolu’da varız!.. 

                                           ***

Peki Sayın Mehmet Ağar ne diyor?

Yazımdan sonra aradı.Duyarlılığım nedeni ile teşekkür ederken“Bütün kalbim ile Sayın Bakan Soylu’ yu destekliyorum. Son derece başarılı işler yapıyor. Terör ile mücadelede  devlet ve millet topyekun hareket etmeli.Kim bundan rahatsız olabilir ki.”dedi.

Ağar bu çirkin iddiaya karşı avukatı Abdullah Egeli aracılığı ile Can Ataklı’ya ‘Tekzip’ metni  gönderip cevap verdiğini söylerken bize de gönderdi. Fakat 13 Şubat’ta gönderilen tekzip metni düne kadar Ataklı tarafından yayınlanmadı…

Peki ne diyor Sayın Ağar o metinde;

“Belirtilen yazıda geçen ‘Mehmet Ağar’dan aman dilenmiş’, ‘Ağar sık sık İçişleri Bakanlığı’na gidiyormuş’, ‘Ağar emniyetten atılan polislerin listesini belirliyormuş’ gibi benzeri ifadelerle ve ‘Artık İçişleri Bakanlığı Ağar’a emanet’ gibi söylemlerle, gerçek dışı asılsız anlatımlara yer verilerek kamuoyunda yanlış ve yanıltıcı algı oluşturulmaya çalışılmıştır.

Bu anlatımlar hiç kuşkusuz gerçeğe aykırıdır. Müvekkilim, Sayın Bakan göreve geldiğinde devlet terbiyesi çerçevesinde sadece tebrik ziyaretinde bulunmuştur.

Sayın Bakan görevini, kimsenin rehberliğine ihtiyaç duymadan büyük gayret, fedakarlık ve güçlü bir irade ile sürdürmektedir. Müvekkilim pozisyonunda bulunan kişilere düşen ise başarıları için manevi destek ve dua etmekten ibarettir.

Söz konusu yazıdaki ifadelerin bir hak ihlali teşkil ettiğini, gerçek dışı ve hayal mahsulü olduğunu kamuoyunun bilgisine saygı ile sunarız.”

                                                ***

Sayın Ağar’ ın  cevabı bu…

Şu unutulmasın ki…

Bu vatan topraklarında devleti, milleti ve bayrağı için canla başla çalışmış ve çalışan Süleyman Soylu’lar bu milletin sinesine, duasına ve itimadına emanettir..

Onların..

Ehli imana da, ehli namusa da, ehli vatana da ve kimseye bir zararı dokunmamıştır…

Süleyman Soylu’ da budur..

Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Temmuz 2015’te de demişti:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti sözde siyasetçi, sözde aydın, sözde STK temsilcisi herkesten şehitlerinin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir.”

Devlet şimdi hesap soruyor!..

Meydan boş değildir..

İşte bütün  rahatsızlık budur...

Can Ataklı  ve onun gibilere de söylenecek söz şudur..

AĞAR OLUN AĞAR!..

Bu büyük devletin arkasında tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi SOYLU  bir millet iradesi vardır...

Millet biliyor ki;

ALLAH VAR GAM YOK…