İnternet Haber'e konuşan DYP lideri Ağar, röportajın son bölümünde, kamusal alan ve türban tartışmalarına değindi. Ağar, bu konuda sorunu çözen sistemi çoktan bulmuş..
Abone ol Tanyel Yılmaz: Türkiye'nin durumu ve komşularımız hakkındaki fikirlerinizi öğrenmek istiyoruz. Bir değerlendirme yapar mısınız. Şu anki görünüme bakılırsa Türkiye tam bir ateş çemberinin ortasında.Mehmet Ağar- Rusya'nın geçmişten kalan stratejik üstünlüğünü kaptırmama kaygısı var. Amerika'nın Avrasyanın enerji hammaddelerine geçiş yolları olması dolayısıyla burada hakimiyet kurma arzusu var. Bütün bu çerçeve içerisinde Türkiye'nin üzerinden geçecek Türkiye'ye gelecek olan enerji boru hatlarının sağlıklı şekilde devam edebilmesi ve yaşaması problemi var. Bütün bunlar biraraya geldiğinde Kafkasyada seyirci kalma ihtimaliniz yok bugün. Ortadoğu'da seyirci kaldığınız gibi Kafkasya'da da yarın seyirci kaldığınız vakit Bakü-Ceyhan boru hattının akıbetinin ne olacağını bilemez hale gelirsiniz. Buralar Türkiye'nin ilgilenmek zorunda olduğu yerlerdir. Türkiye buralarda varolmak zorundadır. Rusya'nın buralardan vazgeçme ihtimali yoktur. Dolaylı olarak Çin ve Rusya'nın buralarda birtakım girişimleri vardır. Birtakım ilgileri vardır. Görünen o ki, Türkiye bu işin uzağında görünmektedir.
Bir yandan Gürcistan tabii en problemli yer olarak görünmektedir. Yukarıdaki Güney Ostesya da oterite temin edilmemiştir. Acara daki bugün geçici olarak ortaya çıkan çözüm Osetya'da alacağı tavizlere yönelik Rusya'nın bir ikramı gibi gözükmektedir. Her ne kadar Amerika'nın baskısı da varsa Gürcistan'ın doğu tarafında Pangisi vadisinde çeçen gruplar vardır. Bu grupların karapara ve uyuşturucu trafigini kontrol ettikleri iddia edilmektedi. Bunlara yönelik Amerika'nın bir askeri birliği vardır. Rusya'nın Gürcistandan aldığı askeri üsler devam etmektedir. Buşavaidi'de Ermeni bölgesi vardır. Ruslar Ermenistan'la bir koridor açmak istemektedirler ve onun güneyindede Azerilerin yoğun yaşadığı bir bölge vardır. Onlarda azerbaycanla birtakım kontaklar içerisindedir bütün bunların varolduğu yerde bizim çok cılız bir askeri birliğimiz vardır. Gürcistanda yoğun taleplere rağmen daha ileri seviyede orada eğitim gibi bitakım işler yapmak zorunda daha ileri taleplere rağmen bu bağlantılar kurulamamıştır. Geleceğin en önemli yeri olarak ben şimdiden işaret ediyorum. Burada hükümetin hiçbir aktivitesi görünmüyor. Irak meselesine gelirsek. Irak çok uzun sürecek istikrarın sağlanması çok kolay olmayacak bir bölge görünümünde. Meselenin başından beri elimizde yeterli derecede bilgi yok. Krizin başlangıcında Türkiye'de hepimizi rahatsız eden boğaz pazarlığı laflarını falan neler konuşuldu neler edildi bunları bilebilmemiz mümkün değil. Burada yeni bir yapılanmanın olduğu süreçte Türkiye daha farklı politikalar izleyebilir miydi? Bu müzakerelerde Amerikayla neler konuşuldu bunlardan yeteri derecede bilgimiz yok. Türkiye birtakım anlaşmalar karşısında duruma daha aktif bir şekilde dahil olabilir miydi veya Türkiye daha farklı ne şekilde bölgede olablir miydi? Bugünki durum itibariyle gelecekte neler olabileceği hakkında öngörüler içerisinde bulunmak lazım. Görünen odur ki, Irakta bugün gruplar arasındaki iktidar mücadelesi bitmeyecektir. Kısa sürede bir istikrar düzeninin sağlanacağı çok kolay gözükmemektedir.
Hadi Özışık- İç savaş korkusu var
Mehmet Ağar- Var öyle bir gelişme. Bu şartlar altında nasıl seçim yapılacak anlayabilmek mükün değil. Petrol gibi dünyanın en önemli kaynaklarından birinin olduğu Kerkük bölgesinin ne şekilde statü kazanacağı aydınlık kazanmış değil. Amerikalıların bizati kendi ağzından söyledikleri zoraki göç politikalarının gerek orada Araplar gerekse Türkmenler arasında ne sorunlar yaratacağı çok açık bir şekilde ortada görünmektedir.
Tanyel Yılmaz- Türkiye'de Güneydoğudaki terör olaylarının dağınık yerleşimden kaynaklanmasından kaynaklanan köylerin boşaltılması olayı vardı. Şimdi bakıyoruz benzeri bir şey içok daha hızlı şekilde şiddet kullanarak Amerika yapıyor. Köyler boşaltılıyor, insanlar göçe zorlanıyor yoksulluk içerisinde ölümcül tehlikeler içerisinde.
Mehmet Ağar -Şimdi tabi bunlara uzun vadeli bakmak lazım. Amerika'nın sürekli o bölgede bu kadar güçlü bir şekilde kalma ihtimali yoktur.Amerika gittikten sonra o bölgede neler olacaktır ona iyi bakmak lazım.
Hadi Özışık-Sayın Dışişleri Bakanı, "Biz bu sefer sözle geçiştirmeyeceğiz. Bu konuda gereken neyse yapılacak" ifadesi var. Amerika'ya böyle bir demeç Türkiye tarihinde ilktir. Burada akla gelen tek bir şey var; müdehale. Bu da çok ciddi tepki topladı. Bu konuda ne diyorsunuz?
Mehmet Ağar- Mesele bir soykırıma bir katliama doğru gideceği görüldüğünde Türkiye bunun için her türlü tedbiri almalıdır. Bu seçeneklerin birisi de müdehaledir tabiki. 1959 Temmuz'unda burada bir Türkmen katliamı yapılmıştır. Dönemin Irak yönetimi tarafındanyapılan bu katliam hala hafızalardadır. Kerkük'te de Musul'da da büyük katliamlar yapılmıştır. Buralar yüzyıllardır bizim olan yerlerdir. Ben herşeye rağmen Barzani Talabani gruplarının böyle bir çılgınlığa varan eylemlere gireceğini tahmin etmek istemiyorum. Çok ciddi şekilde ikaz edilmelidir.Buralarda gezilip görüşülüyor ne görüşülüyor ne ediliyor bunu bilmiyoruz. Ciddi temel sağlam ayaklara oturtulan politikanın varlığından sözetmek mümkün değildir. Buralarda nihayetinde bizimle komşu ve huzurlu bir şekilde oturmak istiyorsan bizi ilerde rahatsız edecek üzecek hiçbir şeye evet diyememeleri lazım.
Tanyel Yılmaz- Barzani, Ankaradan ayrılmadan önce yaptığı bir açıklamada, "Kerkük için gerekirse savaşırız" demiş.
Mehmet Ağar- Sınırın öbür tarafında farklı, bu tarafından farklı açıklamalar yapıyor. Yani kimle savaşacaksın Kerkükle ilgili olarak.
Hadi Özışık- Aslında orada Amerika var. Amerika'ya karşı böyle bir ifade kullanılması ne kadar doğru? Müdahaleden söz ediliyor.
Mehmet Ağar-Aslında onun arkasında durdukları bir söz olarak görmedim. Daha önceden söyledikleri bir söz var "yanlış anlaşıldık" biçiminde. Şimdi öyle kesin bir müdahaleden müeyyideden söz ediyorsanız. Bu daha farklı bir şekilde geliştirilecek bir diplomatik araçlarla ortaya konulacak olan bir iştir.Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete'de güçlerin kullanımıyla ilgili bir hükümet kararı çıktı, onu devam ettiriyor musunuz ,ettirmiyor musunuz? Şimdi işte Kızılay konvoyumuz gidiyor. İnşallah sağ salim gidip oraya yardımları ulaştıracaktır. 6 kişilik bir irtibat timi gidiyor. İhtiyaç hasıl olduğunda şu kadarlık bir özel kuvvet oraya göndereceği biçiminde Amerika ile bir anlaşmanız varsa buradan bir netice çıka. Kaldıki tabi bizim açımızdan önemli olan orada bu iç savaş niteliğindeki çatışmaların olmamasını sağlayabilmektir. Sonuç olarak burada Irakla istikrar inşallah hakim olsun. Hepimizin temennisi bu noktada. Kuzeyde huzurlu bir düzen olacaksa bu Türkiyenin himayesinde olacaktır. Bunun çok iyi anlatılması lazımdır. Bu pek iyi anlatılmıyor gibi geliyor bana. Geçici düzenin sürgit devam edebilmesi mümkün değildir; yani ırak endişe ederiz ki uzun yıllar devam edegelecek. Bir iç mücadelenin alanı haline gelebilir. Bu bakımdan bölgedeki yerleşik olan ahali Kürdü, Türkü, Arabı hepsi bilmelidir ki, burada yabancı güçlere sürgit dayayarak hayatı idame ettirebilmek mümkün değildir. Sonuç olarak burada karşılıklı diyaloglar biçiminde hukuka riayet etmek suretiyle barışcıl bir düzeni kurmaktır. Doğru olan bu. Aksi takdirde üzerinize baki olabilecek hücumları defetmekte büyük zorluk çekersiniz ve altındanda kalkamazsınız. Bu bakımdan durumdan istifade ile birtakım haklar alırım ve bunu da muhafaza ederim diye düşünüyorlarsa fevkalade yanlıştır bunlar. Çok açık dille anlıtılıp izah edilmesi lazımdır. Türkiye bu bölgelerinde oksijen borusudur. Bu gerçeği de hiçkimsenin unutmaması lazımdır. Türkiyesiz bir dtüzenin oralarda huzurlu bir şekilde devam edebilmesi mümkün değildir.
Baki Karakol- Sayın Ağar eşleri türban takmış Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay başkanı olan bir Türkiye'yi içinize sindirebilir misiniz?
Mehmet Ağar- Böyle bir süreç yok ortada. Türkiye kendi geleneğiyle göreneğiyle modernleşmeye doğru giden bir Türkiye'dir nihayetinde. Bu üniformalı hizmetlerin kendine özgü kuralları kaideleri vardır ve bunlar devamedegelecektir. Türkiye bu tür problemlerle karşı karşıya kalmayacaktır.Türkiyede bir sorun demeyelim de bir mesele çözülmesi gereken bir mesele..
Hadi Özışık- Baki Bey'in sorusuna tercümanlık yapayım. Siz bir Türk vatandtaşı olarak Emine Hanım'ın başındaki örtüyle olimpiyatlara katılmasından rahatsızlık duyuyormusunuz?
Mehmet Ağar- O kendisinin tercihi. Örtünme konusu her kadının kendi tercihi ben niye rahatsızlık
duyayım.
Tanyel Yılmaz- Ama özel bir toplantıya katılmıyorlar ki... Türkiye Cumhuriyeti' ni temsilen katıyorlar.
Baki Karakol- Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olarak..
Mehmet Ağar- Ben Türkiye'deki hiç kimseyi hakir görmem. Başörtülüde bizimdir başörtüsüzde bizimdir. Ben böyle bir ayrımın, hakir görmek gibi bir ayrımın içinde olmam..
Baki Karakol- O zaman eşi türban takmış Cumhurbaşkanını ve Genelkurmay Başkanını gelecek olabilirse kabul edebilirsiniz.
Mehmet Ağar- Şimdiden bir şey söylemeye gerek yok. İnsanları başörtü takmasından dolayı hiçbir zaman hakir görmedim.
Hadi Özışık-Modern Türkiye kavramları kullanılıyor "Bu görüntüler modern Türkiye'ye yakışıyor mu?" türünden. Siz bu konuda ne diyorsunuz?
Mehmet Ağar- Ben onları o çerçeveler üzerine sıkıştırmam. Türkiye modern görünümündeki yüzünü muhafaza edecektir ama bütün bunları yaparken içinde yaşayan insanları rencide etmeden yapacaktır.
Tanyel Yılmaz- Aslında modern görünmek mi modern olmak mı?
Mehmet Ağar -Yani şimdi çok modern görünen tipler var. Bunların arasında da Türkiyeye bir getirisi olmayan tipler var.
Baki Karakol-Siz Çiller'i açık kapınızdan içeri alacak mısınız? Cevabınız üzerine devam edeceğim.
Mehmet Ağar-Kapı açık zaten. "Alacak mısınız" dediğiniz, partimizin eski genel başkanı. Biz onları alacağız, bunları almayacağız diye bir tartışmanın içerisinde hiçbir zaman olmayız.
Baki Karakol- Çok güzel ama bugün ki Türkiye'nin durumundan sorumlu tuttuğunuz halka şikayet ettiğiniz AKP iktidarının iktidara gelmesinde pay biçtiğiniz nedenlerden birisi de Mesut Yılmaz'la DYP eski Genel Başkanı'nın birbirlerinin yolsuzluklarını aklamaları değil midir?
Mehmet Ağar- Onların yolsuzlukları vardır gibi bir iddia içinde olmam mümkün değil .Bu iddialar oldu ve bu iddiaların hukuk çerçevisi içinde çözmek yerine bir siyasi kavga halinde birbirlerini eritir duruma getirdiler. Tabii böyle bir şey var buna yok demekle olanı kimse ortadan kaldıramaz
Hadi Özışık- Türkiye'de muhalefet yapılırken meclisteki yasalar üzerine muhalefet yapılıyor ve ne yazık ki türban, Atatürk ilkeleri, "aman şeriat geliyor" söylemleri üzerine yapılıyor. Bunlar çok kolay başvurulan argümanlar. İkinci kez söylüyorum; bunlarla ne kadar puan alınır bilemiyorum. Ben özellikle bunun üzerinde duruyorum çünkü bu konuda sizin görüşlerinizi önemli. Yani modern Türkiye konusunda sizin görüşleriniz nedir?
Mehmet Ağar- Bizim net görüşlerimiz var. Mesela Cumhuriyetin değerleri bizim için vazgeçilmez hiç tereddüte mahal yok. Demokrasinin değerleri bizim için vazgeçilmez. Milletimizin milli ve manevi değerleri ile bu kavramlar arasında bir zıtlaşma olmaz diyoruz. Benim "benden olmayan" ayrımını yapmam, hele hele kılık kıyafet üzerinden yapmam mümkün değildir. Bu bürokraside de, siyasette ve toplum hayatında da böyle. Benim tavrım tarzım öyle. Kamu hizmeti veren verenlerin belli kurallar çerçevesi içerisinde hizmetleri vermesi söz konusudur. Dolayısıyla burada çeşitli kılık kıyafet yönergeleri vardır. Bunlar uygulanmaktadır ve uygulanmaya da devam edegelecektir.
Hadi Özışık -Siz Cumhurbaşkanı olsaydınız, Başbakan ve türbanlı eşini davet edermiydiniz Çankaya'ya?
Mehmet Ağar-Olduğumuz vakit görürler. Siz de hiç merak etmeyin. Benim her zaman söylediğim bir şey var. Türbanlı insanları hiçbir zaman hakir görmedim. Ayrıma tabi tutmadım.
Baki Karakol-Şu anda Mehmet Ağar bir siyasi konum taşıyor. Bulunduğu şu anki ortam bile bana göre bir kamusal alandı. Onun için siyasetçilerin ve devlet görevlilerinin bu kamusal alan tanımını yaparken soyutlamamaları lazım diye düşünüyorum. Burası bir kamusal alan mı?
Mehmet Ağar- Yok hayır yani siyasetçinin olduğu alan niye kamusal alan olsun. Biz burada devlet hizmeti yapmıyoruz; millet hizmeti yapıyoruz. Siyasette herkesle beraber olmamız lazım bizim.
Merve Aysan-Çok karizmatik bir yapınız var iyi giyiniyorsunuz. Bu da size doğal olarak birçok kadın seçmen kazandırıyordur. Bu özelliğinizi bilinçli olarak kullanıyor musunuz?
Mehmet Ağar- Çok teşekkür ediyorum böyle söylediğiniz için. Ben çok tabii bir insanım. Özel giyinmem sözkonusu olamaz. Hayatımda ben hep içimden geldiği gibi davranıyorum. "Profesyonel bir imaj danışmanıyla çalışıyor musunuz?" deseniz, hayır çalışmıyorum ama herkesin eleştirilerine kulak veriyorum. Yakın çevremden arkadaşlarımdan, partililerden, dostlarımızdan herkesin eleştirilerinede kulak veriyorum. Belki ileriki süreçte profesyonel danışmanla çalışmak gereğide olabilir. Ona da karşı değilim.
Merve Aysan- 18 saat çalışıyorum dediniz. 365 günde 1 gün olsun ne yapıyorsunuz sosyal hayatınız ne durumda. Sosyal hayatınız var mı daha doğrusu?
Mehmet Ağar- Var tabi... Kışın sinemaya gidiyoruz tiyatroya gidiyoruz fırsat bulduğumuz vakit 18 saatin içinde bunlar da var. Şimdi bir arkadaşım yeni bir metot öğretti bana. Bir doktor arkadaşım "haftanın bir yarım gününü kendine ayır" dedi. "Cumartesi ve Pazar hariç o yarım gün mutlaka spor yap, hoşuna gidecek şeyler yap" dedi. Ben de günün bir tanesini öyle ayarlamaya çalışıyorum. Özellikle spor yapıyorum.
Hadi Özışık -Uyabilecek misiniz?
Mehmet Ağar- Ben çok rahat uyurum. Arabada uyurum. Sandalyede uyurum, hiç uyku problemim yok
Hadi Özışık -Hayır uyabilecek misiniz?
Mehmet Ağar -Uyacağım uyacağım.
Merve Aysan- Zaman yönetimi konusunda başarılı mısınız? Türkiyede başarılı olamadığımız bir konu...
Mehmet Ağar- Bazen zamanı çok iyi planlayamıyoruz. Bunu bir noksan olarak itiraf etmem lazım. Türkiye'de bu çok geleneksel bir huy hepimizde aslında. Zamanı çok iyi kullanmamız lazım. Hepimizde bir kabahat var, bu konuda kullanamıyoruz. Genetik bir huy.
Hadi Özışık- Mehmet Bey'in karizması herşey dört dörtlük tamam da internetle arası nasıl?
Mehmet Ağar -İnternetle aramız iyi daha da iyi olacak inşallah.
Hadi Özışık-İnternet medyasını siz ilk ziyaret eden genel başkanısınız. İnternet ve bilişimle ilgili görüşleriniz neler?
Mehmet Ağar- Bizim gelecekteki iktidar programımızın içinde bilişim çok önemli yer tutacak. Yazılım çok önemli yer tutacak. İnternet çok önemli yer tutacak. Bunların hepsini açacak yasal alt yapıyı süratle oluşturacağız. Eğer bu hükümette oluşturursa hepsine biz bunların destek vereceğiz. Yazılımın ben çok önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Çok kabiliyetli gençler var. Hindistan ve İsrail örneklerinden aşan bir başarıyı elde edeceğimizi ben şahsen düşünüyorum. Türkiye’nin çok ciddi anlamda yatırım yapmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu konu ile ilgili çalışan arkadaşlarımız var. Ciddi projeler var edeceğiz burada ve bunu da mutlaka uygulama alanına sokacağız. Serhan Bey'in bu sene belediye seçimlerinde bir siberkent projesi vardı. Büyük bir memnuniyetle görüyorum ki ODTÜ şimdi bu projeyi sessiz sedasız almış uygulama alanına sokuyor. Telif hakkınıda vermeksizin; onu da burada şikayet olarak söyleyeyim...
Merve Aysan- Gençler genelde politikaya soğuk bakıyor ama yeni liderlerin yetişmesi lazım. Gençleri politikaya yönlendirmek için ne yapmak lazım. Mesela oğlunuzun politikacı olmasını ister miydiniz
Mehmet Ağar- Şimdi gençlere yönelik bizim yapacağımız önemli işler var. Ben isterdim aslında oğlum politikacı olsun; ama Türkiye’nin şartları maalesef genel başkansanız ailenizden birinin aktif politikada olması bizim bazı şartlarımız bakımından uygun değil. Onun için kendisi de uzak duruyor. Bu işten şartlar gereği maalesef uzak duruyor.Yapacağımız önemli iki tane iş var. Birincisi bu yazılım projeleri ile ilgili önemli hazırlıklarımız var. Bunları seçimlerden önce çok net ve anlaşılır tarzda açıklayacağız. Bir diğeri de işsizlik... Yine gerçi çok bağlantılı bir şey birbirine de sadece yazılımla tabi kilitlemek mümkün değil.İşsizliği önlemeye yönelik projeleri öne çıkaracağız. Gençlerin politikaya girmesi şart. Kaçınılmaz olarak sonradan gireceğiniz politikaya daha önceden girebilmek lazım ama bugünün ekonomik şartları insanlar kendi hayatlarını ve bir ölçüde katkıda bulunmak zorunda kaldıkları aile hayatlarını yeteri ölçüde tanzim edemeden siyasete girebilmelerende zorluklar var. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Türkiyede bugünkü rakamlarda görüldüğü gibi milli gelir denildiği gibi doğru olsa 10.000-15.000 $ çıkdığımızda herkesin politika ile uğraşmasında bir zorluk olmayacaktır.Bizim politikada yapacağımız katılımın daha çok olacağı alanı yaratabilmemiz lazım. Herşey siyasete herşey politikaya bağlı. O zaman burada bir toplumsal sorumlulukta hisse sahibi olmalısınız ki, söz hakkınız olsun. Sadece eleştiri yetmiyor fiilen işin içinde olalım fiilen yerinde olalım. Bugünkü Siyasi Partiler Kanunu ve parti tüzükleri bu işe çok el verir gibi gözükmese de Türkiyenin ilk demokratik tüzüğünü gerçekleştirmek inşallah bize nasip olacak. Ana muhalefet partisi ve iktidar partisinin tek adam tüzükleri yaptığı bir süreçte demokratik tüzük nasıl olur. Türkiye bunun örneğini ilk parti kongresinde görecektir. Bunu mutlaka yapacağız.
Süleyman Özışık-Gerçi her kafadan bir soru çıkınca biraz doğaçlama oluyor ama araya girip İnternet Haber okurlarının sorularını da ben size sormuş olayım: Türkiye garip bir ülke.. Bazen ilginçlikler gariplikler olduğunda herkesin ağzına aynı laf düşüyor: Derin devlet.. Okurumuz Tolga Hamza soruyor" Türkiye'de derin Devlet var mı? Varsa tam olarak ne anlama gelmekte ve ne gibi görevler yapmaktadır bu tip bir sistemi tasvip ediyormusunuz" diye?
Mehmet Ağar- Derin devlet tarifini ben parti kongresinde yaptım aslında. Belki onu arkadaşa tekrar ekmek lazım. Orada dedim ki: Türkiye'nin en son kaybettiği topraklar Kerkük ve Musul'dur ve o kayıptan sonra milletin şuurunda bir daha geri çekilmeme iradesi teşekkül etmiştir.Bugün bu şuur işte devletin derinliklerinde değil milletin derinliklerindedir.Yani Türkiyenin bird aha geri çekilmeme iradesidir. Böyle bir tehlike veya sıkıntı varit olduğu vakit devletin kendi kurumlara burada üzerine düşen görevleri yapmak konusunda yetkilidirler. Zaten hukuken de kanunen de yetkilidirler. Böyle bir şey söz konusu olduğu vakit millet zorluyor zaten devleti bu yönde tedbir almaya. Türkiye'de terörün anarşinin en yoğun olduğu zamanda ne yapıyordu millet? "Bu işi çözün başka bir şey istemem! Bu kanı biri durdursun nasıl durduracaksa durdursun" İşte bu derin millet iradesi bu .
Süleyman Özışık- İnternetle ilgili daha ucuz ve daha yaygın kullanabilmek için neler düşünmektedir Mehmet Ağar demiş bir Salih Başer isimli okurumuz
Mehmet Ağar- Belirli meydanlarda şehirlerde bedava internet kullanımı hücreleri alanları yapmak lazım kabinleri yapmak lazım.
Süleyman Özışık-Aliye Dal isimli bir okurumuz da İnternethaber için verdiğiniz pozu beğenmemiş "imaj danışmanı yok" galiba demiş
Mehmet Ağar- Doğru söylemiş daha iyi bir poz verelim bundan sonra..
Süleyman Özışık- İşsizlik hakkındaki çözümleriniz merak ediliyor. Türkiye'nin bir kaosa götürüldüğü şeklindeki sözleri nasıl değerlendireceğiniz sorulmuş, bölücülüğe karşı siyasi tedbiriniz sorulmuş. Diğeri de DYP nin yıllardır süregelen çizgisinin sizinle nasıl değişeceği daha nerelere varacağı şeklinde...
Mehmet Ağar-Şimdi tabi kitle partileri gelenek partileri süre içerisinde oluğu vakit sancısız oluyor. Bu yenilenme talepleri taban talepleri biçiminde olmalıdır. Türkiye'deki yenilenme harekelerinin tutmayışının nedeni hep tepeden inme yapıldığı içindir. Türkiye'deki devrimler yapılanmalar yenilenmeler zorluklar oradan kaynaklanıyor. Yenilenme reform taban talebi biçiminde geliştiği vakit sağlam ayaklar üzerinde durur ve kalıcı olur. Biz bu süreci sabırlı olarak geçirerek taban talebi biçiminde gelişiyor bu iş ve tabandaki böyle talepler canlanarak devam edecektir. Bu bakımdan biz sağlıklı bir yoldayız doğru bir yoldayız diye düşünüyorum.
Süleyman Özışık-Çok keyifli oldu. Teşekkür ediyoruz.
Mehmet Ağar- Evet bize müsaade edin gidelim tam 1,5 saat oldu.
Süleyman Özışık- Sizi zaman zaman ağırlayıp bu tür söyleşilere devam etmek isteriz.
Mehmet Ağar-Daha yaparız hepsini bir seferde bitirmeyelim.