Başbakan Erdogan'ın gerçek demokrasi için 30 yıl sonrasına gün vermesi DYP lideri Ağar'ı kızdırdı.
Abone olDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''Demokrasi ve özgürlükler için 30 yıl sonrasına gün veren Başbakanı da bu ülke ilk defa gördü'' dedi.
Mehmet Ağar, yaptığı yazılı açıklamada, ''Başbakan'ın, grup toplantılarında okuduğu propaganda metinleriyle milleti yanıltmaya, gerçekliğin üstünü örtmeye çalıştığını'' ileri sürdü.
Ağar, şunları kaydetti:
''Üç buçuk yıldır iktidarda değilmiş, Türkiye'de olup bitenlerden payı yokmuş gibi muhalefet yapıyor, şikayette bulunuyor. Hukuka ve demokrasiye gölge düşürenlerden, egemenliğin millette olduğunu içlerine sindiremeyenlerden bahseden Başbakan'a sesleniyorum: Senin görevin bu kişilerin yakasına yapışmak, milletin karşısına çıkarak suçluları teşhir etmek değil midir? Eğer adresi ve kimliği belirsiz sözler ediyorsanız ortada bir ahlak sorunu var demektir. Hayır, biliyor ve millete anlatmıyorsanız o zaman suçlu sizsiniz. Milletin oyuyla Meclis'te oturacaksınız ama millet iradesine karşı kasıt içinde olanlar hakkında sadece mahiyeti belirsiz laflar edeceksiniz? Korkuyor musunuz, çekiniyor musunuz, yoksa kendi kendinize yaptığınız gölge boksuyla milletin hissiyatını mı tahrik ediyorsunuz? Bunların hiçbirisi şık değil, ahlaki değil.''
''Başbakan'ın, millete karşı kimsenin dayatmada bulunmayacağı, herkesin inancına göre yaşayacağı Türkiye için, 30 yıl sonrasına tarih verdiğini'' ifade eden Ağar, ''Demokrasi ve özgürlükler için 30 yıl sonrasına gün veren Başbakanı da bu ülke ilk defa gördü'' dedi.
İktidarların görevinin, vatandaşlarının layık olduğu şartları bugünden sağlamak olduğunu vurgulayan Ağar, şöyle dedi:
''Ancak acizler, beceriksizler, kendilerini çaresizliğe mahkum edenler, zamandan medet umarlar, kendi işlerini takvime havale ederler. Başbakan'ın tek doğru sözü, 'milletin hissiyatıyla bağını koparanların, millete karşı sağır olanların acıklı akıbetine' ilişkindir. Geçmiş iktidarlardan farksız olan AKP'yi de bekleyen aynı akıbettir. Kendi söyleyen kendi dinleyen Başbakan, biraz da millete baksa, yaklaşan bu akıbeti bütün çıplaklığıyla görebilecektir. Ama 'kalbi mühürlenen' bu iktidar, görme ve duyma yetisini de artık kaybetmiş, milletten aldığı emaneti teslim noktasına gelmiştir.''