BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Ağar, AK Parti iktidarını topa tuttu

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AK Parti Hükümeti'ni topa tuttu. Türkiye'nin tek hedefinin AK Parti İktidarı olduğunu belirten Ağar, Başbakan Erdoğan'a yüklendi.

Abone ol Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, partisinin Balıkesir İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, hükümete ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi.

Ekilmiş Restourant'ta gerçekleşen kongrede, önce başkan adaylarının konuşmalarını dinleyen Mehmet Ağar, eşi Emel hanımla birlikte geldiği Balıkesir'deki kongre salonunda partililer tarafından, "Başbakan Ağar" sloganlarıyla karşılandı. 602 delegeli DYP İl Kongresi için salonu tık tıklım dolduran çok sayıdaki partili, Genel Başkan Mehmet Ağar'a uzun süre sevgi gösterisinde bulundu. İl Başkanlığı'na aday olan Haydar Altıntaş, Yunus Baysal ve Mehmet Ali Özcan'ın delegasyona hitaplarını dinledikten sonra kürsüye çıkan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AK Parti hükümetini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir şekilde eleştirdi.

Hükümeti, SEKA'ları rantiye arazisi haline getirmeye çalışmakla suçlayan Ağar, "SEKA arazileri yok pahasına peşkeş çekiliyor, üretimin dışına çıkarıp arsa haline getiriyorsunuz. Yarın arazi rantı haline getirmek için uğraşıyorsunuz. Üretim sürecekse, teknoloji yenilenecekse bunun adına özelleştirme denir. Sizin yaptığınıza ise güzelleştirme denir, eşe dosta yaptığınız güzelleştirme" dedi.

Türkiye'de okumuş genç nüfusun işsizler ordusu içinde yer aldığını, bunun Türkiye ekonomisinin küçültülmesinin bir sonucu olduğunu söyleyen Ağar, "Ama parlak ekranlara ve parlak sayfalara bakın ki, Türkiye'nin ekonomik rahatlık içinde olduğunu yazabilmek insafsızlığını gösterenler var" diye konuştu.
Türk çiftçisinin tasfiye edildiğini kaydeden Mehmet Ağar, hükümetin ilk genel seçimde düşeceğini savundu. Bunun bir erken seçimle de sonuçlana bileceğini vurgulayan Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TÜRK ÇİFTÇİSİNİ ASLA EZDİRMEYECEĞİZ"
"Tarımı sadece Brüksel'den, Washington'dan aldığı emirlerle uygulayan zalimane bir anlayıştır. Tarım Bakanı, 'Gözünüzü kara toprak doyursun' derken, hükümetin başkanı da kalkıp, 'Bu millet sizi mi besleyecek?' der. Sen milletin ne olduğunu bilmiyorsun daha. Türkiye'nin tarihinde hiçbir iktidar, kendisini iktidar gücüne taşıyan çiftçisine, işçisine, memuruna, esnafına, milletine hiç bu kadar ihanet etmemiştir. Bunlar iktidar deyince kibirlenmişlerdir, büyümüşlerdir. Tepelere çıkmışlardır, gözleri kimseyi görmez. Söyledikleri her sözün altında kalmışlardır. Bunlar çiftçiyi defterden silmişlerdir. Bunlar çiftçinin, köylünün ne anlama geldiğini bilmiyor. Bizi yıllarca iktidara getirmiş çiftçiye karşı tarihi ve vicdani görevlerimiz vardır. Sonuna kadar bunu yapacağız. Türk çiftçisi, Balıkesir çiftçisi müsterih olun, biz varız. Yanınızda olacağız, sizi asla ezdirmeyeceğiz. 3 Kasım günü meydanlarda geziyordunuz, 'Verin oyları, kotaları aşağı çekelim' diyorlardı ama unuttular. Çünkü onların işi çiftçiyle köylüyle değil, onların işi ağababalarla, tuzu kurularladır onların işi. Yıllardır söylediklerinin hepsinden tornistan yaparak Türkiye'de milletle alay eden bir siyasetin sahibi oldular. Hani faizcilerle mücadele edeceklerdi? 2003'ten beri tüm bütçelere bakın azalmayan bir tek kesim vardır, faiz ödemeleri, 65 katrilyonun altına düşmedi. Bu da Allah'ın bir cezasıdır. Attınız tuttunuz yıllarca. Sonra gelip faizcilerin, rantiyenin iktidarı oldunuz. Siz fakiri, fukarayı çaresizi, kimsesizi unuttunuz, onların iktidarı oldunuz, size mübarek olsun. DYP milletin yanındadır, darda olanın, ihtiyacı olanın yanındadır. O emekliler sizin bu, zam yaptık diye adeta sadaka ihsan eder tarzdaki politikalarınızı adamın başına nasıl geçirirler bunu da göreceksiniz siz. Türkiye'nin ekonomisi kumar ekonomisi üzerine döndürülmüştür. Bu hükümetin ekonomi anlayışında 3 ayak var. Borsa, döviz ve faiz. Halbuki, düzgün, sağlıklı, milletin içinde olduğu ekonominin başka ayakları vardır, yatırım ve üretim. Bu iki ayağın ortaya çıkaracağı nur topu gibi 2 çocuk vardır, biri ihracat, diğeri istihdamdır. Türk tarihinin gördüğü en büyük işsizlik bu hükümetin dönemidir. Çünkü yatırım ortadan kaldırılmış, tüten bacalar söndürülmüştür. Türkiye'de insanlar çaresiz, gençler gelecek sıkıntısı içinde. Anaların kafası karışık, gözleri yaşlı. İş bulamayan çocuklar umutla gittikleri şehirlerde suç batağının içinde. Buna karşı sesini yükselten çiftçiye, işçiye, ülkenin millet oyuyla gelmiş Başbakanı çıkıp, 'Bu millet sizi mi besleyecek? Artık o devirler geçti' diyebiliyor. Sen o sesini oralara falan yükseltme, senin sesini yükselteceğin zaman, bu memleketin tarihinde görmediği, gözünün bebeği askerinin başına çuval geçirilirken yükseltecektin. Sizi ikaz ettiğimiz vakit, 70 şoförümüz öldürüldüğünde, 5 tane polisimiz şehit edildiğinde senin sesin çıkacak. Kendi memleketinde kendi insanına efelenmeye gerek yok, varsa kabadayılığın git oralarda yap da görelim bakalım. Habur, Cizre, Silopi' deydim, 55 kilometre kamyon kuyruğu var. İnsanlar sürünüyorlar. Yiyecek, içecek yok, güvencesi yok, ailesi merak ve korku içinde. Ne olduğunu bilmez haldeki insanlar, korku içinde geleceklerinin kaderini bekliyor. Sebebini sorduk sınır kapalı dediler. Irak kapatmış. Bizim devlette yönetimde egemen olduğumuz zamanda, bizim karar sahibi olduğumuz zamanda o sınırların açılıp kapanmasına biz k arar veriyorduk, şimdi başkaları karar veriyor. Bu mudur sizin itibarlı dış politikanız? Bu mudur bu coğrafyanın en büyük gücü olan Türkiye'nin karşı karşıya bırakıldığı durum? Türkiye başkasının karar verdiği günlere döndürülmüştür. Bu hükümet, Türkiye'nin içerisinde adaleti, dışarısında itibarı yok etmiştir. Bugün Türkiye'ye bu hükümet olduğu için herkes pervasızca dayatmalarda bulunmaktadır. Elbette nüfus kağıtlarında ne var diye, okullarınızda ne okutuyorsunuz diye sorabilirler, çünkü muhatapları bu hükümettir. Yurt dışından ne gelirse boyun eğen, hangi talep gelirse dik duramayan, tavır koyamayan bu yapı, bu milletin mukaddesatı için, imanı ve inancı için, biz ucu darağacında biten mücadelelerin sahibi olduk ama sizin gibi hiçbir gün istismar etmedik. Gezdiniz meydanlarda atıp tuttunuz başörtüsüne özgürlük diye. Milleti el ele tutuşturdunuz, döktünüz garip çocukları meydanlara. Çıkıyorsunuz ortaya bir yorum yapın, ben de buradayım, hadi arkanızdayım yapın. Ondan sonra tornistan. Bu siyaseti bırakın. Milletin inancı, özgürlükleri ve hissiyatı üzerinden size bu Türkiye'de bu siyaseti asla yaptırmayacağım."

Hükümetin başörtüsü meselesinde de aciz kaldığını ve insanların duygularını istismar ettiğini savunan Mehmet Ağar, bugün Türkiye'nin en temel meselesinin hükümetin kendisinin olduğunu iddia etti. Türkiye'nin meselelerinin bu hükümetin gitmesiyle çözüleceğini ve milletin yegane umudunun DYP olduğunu belirten Mehmet Ağar, şöyle devam etti:
"Biz, 1946'dan beri buradayız. Siyasetimizin temelinde demokrasi inancı, eşitlik, hürriyetlerin ve özgürlüklerin savunulması vardır. Biz ideolojik anlamda yasakları kaldırmak için uğraşmayız. Biz milli ve manevi değerlerinin hassasiyetlerinin incitilmesi karşısında bir kale gibi oluruz. DYP'nin varlığı bütün bunlar için milletin, Türkiye'nin geleceğinin teminatıdır. Bizim temel vasıflarımızdan biri milliliktir. Milleti arkasında hissederek dayatma ve baskıların karşısında milletin tarihsel çizgisine sadakat ile hizmet eden biz varız, işte merkez sağın partisi budur. Onun içindir ki bizim sağlam politikalarımız rahmetle andığım Menderes-Zorlu ikilisiyle Kıbrıslı Türk'ü hediye etmiştir. Bugün o şehit kanları üzerinde kazanılan siyaset davasını savunmaktan uzak, aciz bir iktidarın çırpınışları yüce milletimizin ibretli bakışları içerisindedir. Bu mu sizin milli politikanız? Bu mu sizin dış politikanız? Bir yandan AB'den gelen dayatmalara tavır koyamıyorsunuz. AB'nin şerefli yolunu açan biziz, elbette Türkiye'yi onurlu ve haysiyetli bir şekilde AB üyesi yapacak olan da DYP'dir. Ama sizin görüşleriniz buna yetmiyor. Yarın tarım görüşmeleri başlayacak. 8 milyon çiftçi topraklarından edilip ekemez, biçemez, dikemez duruma gelecek. Avrupa ülkelerine izinsiz gidip gelme meselesi Türkiye için kalıcı bir kısıtlama olmuştur. Bu hükümet, müzakerelerin sonucunda ne olacağı önceden garanti edilemezi kabul etmiştir. Bu dünyada, bu Avrupa'da hiçbir devlete, hiçbir ülkeye konulmamış şartları ancak bel kemiği, omurgası olmayan bu hükümet kabul edebilirdi, maalesef bu hükümet kabul etmiştir. Ama milletimiz müsterih olsun. DYP iktidarı bütün bu zorları aşacak imkan, kabiliyet ve kadroların sahibidir. Türkiye, Adalet Kalkınma Partisi iktidarından çok büyüktür. Bugünkü iktidar Türkiye'nin meselelerinin altında kalmıştır, bu iktidarın Türkiye'nin meselelerinin üstüne çıkabilme imkanı olmadığı görülmektedir. Bu hükümet gidecek Türkiye'nin meseleleri çözülecektir. Milletimizin yegane umudu DYP'dir. Bugün her kesimin karşısında baskı uygulanmaktadır. Tüccarı, taciri, vergi memurları, maliye müfettişleri, Türkiye'de halkın yaşadığı gerçeklerle yaşaması gereken medyanın üzerinde TMSF, BDDK, her şeyiyle bir büyük devlet baskısı. Türkiye'yi tek sesli, sadece kendilerinin istediklerini konuşan adamlarla doldurmak istiyorlar. Herkesi korkuttuğunuz bu Türkiye'de korkutamayacağınız bir tek adam vardır, Mehmet Ağar'dır, DYP'dir, kırattır. Tüm bu zorlukları aşa aşa geliyoruz. Hayatımız zoru kolay yapmakla, imkansızı olabilir yapmakla, başarılamazı başarmakla geçmiştir. Kalbimiz temiz, imanımız kavidir. Bu inançlı yolda bizi millet uğruna uğraşımızdan vazgeçirecek hiçbir güç olmaz. Türkiye'nin önünü açacak bütün plan ve projelerin sahibi biziz. Bakın bakalım iki iktidarın arasındaki farkı millet nasıl görecek. Bugün gözyaşlarıyla sulanan topraklar yeni baraj ve sulama projelerimizle sulanacak, çiftçimiz bereketli, güçlü ve haysiyetli günlerine yeniden dönecektir. Türkiye, kendi dinine, inancına, imanına uzanacak dilleri kesecek itibarda bir güçlü devlet olacaktır. Türkiye'nin mukaddeslerine uzanacak hiçbir din bizim karşımızda var olamayacaktır. Türkiye'nin menfaatlerini bozacak hiçbir el bizim karşımızda var olamaz. Siz hiçbir meselede öngörünüz olmadığı için Türkiye'nin geleceğini kucaklayacak politikalarının sahibi olamadınız. Sizi iktidara getiren gücün ne olduğunu anlayamadınız. Bu insanlar size Türkiye'nin birikmiş dertlerini çözeceğiniz umuduyla oy verdiler, ama siz onlara sırtınızı dayamak yerine gelip geçici rüzgarların arkasına sığındınız. Bunlar olmaz, Türkiye büyük bir devlettir. Türkiye kendine güvenen, kendine inanan, insanına inanan, her şeyi aşacak bir Türkiye vardır. Siz bunu kavrayabilmiş değilsiniz, kavramanız da zor. Siz ülkenin temelindeki hadiselerin gidebileceği noktaları görebilme şansına sahip değilsiniz. Ama millet görüyor ve bu işin farkındadır. Bunların üzerinden bir rüzgar geçer yerle bir olurlar. İşte bu çizginin üstünden tanklar, toplar geçer, yasaklamalar, müdahaleler geçer, dimdik kale gibi hala ayakta olmasının sebebi dibinde haklılık, sadakat, inanç vardır. Dibinde davasına bağlı olmak vardır."

"TÜRKİYE, BU İKTİDARI DEĞİŞTİRECEK"
Sözlerinin sonunda kongredeki adayların listelerini de inceleyen Mehmet Ağar, delege seçimlerinde eski bakan, milletvekili ve belediye başkanlarının isimlerinin yer almamasını da eleştirip, teşkilata kızdı. Ağar, "Burada üzülerek ifade ediyorum, bir daha asla böyle bir şey olmamalıdır. Bu partide emeği geçen bakan, milletvekili, belediye başkanını delege olmamasını kabul edebilmem söz konusu olamaz. Siyasi hayatın içinde herkesin hatası, yanlışı olabilir. Benim de hatam olabilir, kul hatadan hariç değildir. Bunları birbirimizi daha fazla sevip, saygı göstererek tamir etmek lazımdır. Başka türlü bir yere varabilmemiz mümkün değildir. Türkiye yeni genel seçimiyle bu iktidarı değiştirecek. Bu zulme, işsizliğe, fukaralığa, bu yoksulluğa millet dayanamaz. Yolsuzluktan hesap soracağım diye, Hortumdan hesap soracağım diye ortaya çıkanların hortumların rengini ak hale getirdikleri millet tarafından görülmüştür. Kendi getirdiklerinizle kendiniz dara düşmektesiniz. O yüzden millet bizim önümüze imkan açmıştır, çare açmıştır. Bu kongrenin kaybedeni yok, herkes kazanacaktır ve sonuç olarak ortaya başarı çıkacaktır" şeklinde konuştu.
Mehmet Ağar, Balıkesir'deki kongrede İl Divanı'nda yer alan eski AK Parti'li yeni DYP Afyon Milletvekili Reyhan Balandı ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan' ı kongrede tanıtarak katıldıkları için teşekkür etti. Konuşmasının sonunda başkan adaylarındı yanına alarak ele ele partilileri selamlayan DYP Lideri Mehmet Ağar, Balıkesir'den İstanbul'a hareket etti.

Bu arada, Genel Başkan'ın konuşup salondan ayrılmasının ardından seçimlere geçilen kongrede, 602 delegeden 544'ü oy kullandı. Yapılan sayım sonucu oyların 273'ünü alan Haydar Altıntaş en yakın rakibi olan Yunus Baysal'dan 2 oy fazla ile DYP Balıkesir İl Başkanı seçildi. 271 oy alan Yunus Baysal, Altıntaş'ı tebrik etti. Mehmet Ali Özcan isimli diğer adaya ise hiç oy çıkmadı. Haydar Altıntaş'ın başkanlığındaki DYP İl Yönetimi şu isimlerden oluştu:

"Salih Akça, Metin Baykan, İdris Ekilmiş, Kazım Özgen, Selahattin Şimşir, Mustafa Karaca, Mustafa Özcan, Önder Özaltın, Çiğdem Beçene, Yusuf Kültozatan, Mehmet Çetin, Ahmet İşlek, Ahmet Battal, Necati Genç, İlhan Işık, Ekrem Çoban, Mehmet Ulutaş, İlhan Erdinç, Ercan Gültekin, Mehmet Özcan, H. İbrahim Koyunoğlu, Levent Ayman, Suat Zerengil, Gökhan Yeğin, Raşit Özdemir, Akın Emiroğlu, Nihat Bülbül ve Zeki Karanfil".