BIST 9.751
DOLAR 35,22
EURO 36,77
ALTIN 2.979,66
HABER /  GÜNCEL

Aganini reklamı imdada yetişecek!

Fındık sektörü için kullanılan 'aganigi-naganigi' reklamı satışları kabarttı. Şimdi de bu reklamın bir benzeri zor günler geçiren narenciye için kullanılacak.

Abone ol

Fındık tüketimini artırmak için kullanılan ve "aganigi naganigi" gibi sözcüklerle ilgi uyandıran televizyon reklamının benzerinin, dalında çürüyen narenciye için de çıkış yolu olabileceği belirtildi. Türkiye’nin narenciye üretiminin önemli bir bölümünün gerçekleştirildiği Adana, Mersin ve Hatay’da üreticiler satamadıkları narenciye ürünlerini son günlerde ya bedava dağıtarak, ya da ayaklarının altına alıp çiğneyerek protesto gösterisinde bulunurken, satışı artırmak için de çözüm yolları üretiliyor. Adana’nın merkez Seyhan İlçesi Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, televizyonlarda son yılların en ilgi çekici reklamı olarak gösterilen ve fındığın iç pazarda tüketimini artırmaya yönelik reklamın benzerinin narenciye için de çıkış yolu olabileceğini savundu. Girmen, fındığın insan sağlığına olan yararlarını konu eden ve ünlü sanatçı Özkan Uğur’un rol aldığı "aganigi naganigi" sloganının yer aldığı reklamın benzeri için önemli bir finans kaynağına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "Oluşturulacak tanıtım komisyonuyla reklam filmi için finans kaynağı sağlanabilir" dedi. Türkiye’de 2,5 milyon tonu aşan narenciye üretimine karşı tüketiminin yeterli olmadığını, bu yıl ihracat primlerinin tatminkar olmaması ve nakit ödemenin yapılmaması nedeniyle dış piyasanın da tıkandığını anlatan Girmen, şunları söyledi: "Şubat ayına gelinmiş olmasına rağmen şu anda binlerce ton narenciye dalında çürümeye terk edildi. Buna karşılık büyük kentlerde birkaç YTL’ye satılan portakal, mandalina ve limon, üretim bölgelerinde 10 katı daha az fiyattan bile alıcı bulamıyor. Buna rağmen narenciye ürünlerinin hal yasası kapsamı dışına çıkarılması ve üreticiden direkt üreticiye ulaştırılması yönündeki taleplerimiz dikkate alınmıyor. Bütün bunlar yetmiyor gibi iç piyasada tıkanan satışa karşın dış pazarda da rekabet gücümüz yok. Tek dayanak olarak gösterilen ihracat primleri tatminkar değil, üstelik zamanında ve nakit olarak ödenmiyor. Dalında çürüyen servetin sadece üreticinin değil, ülke ekonomisinin de olduğu dikkate alınmıyor." REKLAMIN ÖNEMİ Girmen, günümüz toplumunun artık televizyon bağımlısı haline geldiğini, yapılan araştırmalarda reklamların tüketici üzerindeki etkilerinin de bilimsel olarak kanıtlandığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Öyleyse bu imkanı neden kullanmayalım? Son dönemlerde tüm televizyon kanallarında sıkça yer alan ve (aganigi naganigi) gibi argo sözcüklerle ilgi uyandıran fındık reklamını son yılların en etkili reklamı olarak görüyoruz. İki kadın sohbet ediyor. Birinin kocası ateşi, diğerinin kocası ise fındığı bulmuş. Burada fındığın kişiye enerji ve güç veren özelliği vurgulanmaya çalışılıyor. Oysa, yine bilimsel araştırmalara göre C vitamini deposu olan narenciye ürünleri de fındıktan geri kalmaz. Güç, enerji ve zindelik vermesinin yanında C vitamini deposu olan narenciye ürünlerinin sağlığa faydaları yeterince bilinmiyor. Biz bunları ilgi çekici reklamla halkın beynine yerleştirmeliyiz. Aksi takdirde narenciye üreticisi, bugününü arar hale gelecek." Kamuoyuna narenciyeyi tanıtacak kampanyalar yürütülmesi gerektiğine işaret eden Girmen, şunları söyledi: "Başta limon olmak üzere narenciye ürünlerinin, yemeklerde alınan gıdalardaki vitamini enerji maddesine dönüştürme özelliği var. Bu meyve vücutta enerji oluşumuna büyük katkı sağlıyor. Vücudun örtü dokusunu, bağ dokusunu ve iç organları örten dokuları sağlam ve sağlıklı kılıyor. Üstelik, kış meyvesi olduğu için de soğuk algınlığının en doğal ilacı olan narenciyenin yeterince tüketilmemesinin tek nedeninin tanıtım yetersizliği olduğunu düşünüyoruz."

ani