BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,74
ALTIN 2.962,64
HABER /  GÜNCEL

Ağa gibi oturmak diz kapağına zarar

Oturuş bozuklukları diz kapağı kaymalarına neden oluyor. Sandalyede bacakların aralanarak oturulması, bacakların birinin yere 90 derece eğimle kırılması yani ağa gibi oturuş, rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor.

Abone ol

Büroda tüm gün sandalyede oturanların diz kapaklarında sorun oluşma oranı artıyor. Oturuş bozukluklarının yanı sıra merdiven inip çıkmak, step yapmak, koşu bandına eğim vererek koşmak gibi hareketler diz kapağının kaymasına neden olabiliyor. Kayma, dizlerde ortaya çıkan şiddetli ağrı ile kendini belli ediyor.

Ofiste oturma biçiminiz, diz kapağınızda sorun oluşup oluşmayacağının önemli göstergelerinden biri. Eğer sandalyede bacaklarınızı aralayarak oturuyorsanız, diz kapaklarınızın kaymasına neden olabilirsiniz. Diz kapağındaki kaymaların, özellikle de ofis çalışanlarının yaygın sorunu haline geldiğini belirten International Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Gürbüz, artık erkekler kadar kadınlarda da oturuş şekli nedeniyle aynı sorunun oluştuğunu söyledi. Prof. Dr. Gürbüz, erkeklerde sık rastlanan, bacaklarını iki yana açma ve dizlerini yere 90 derecelik bir açıyla kırma şeklindeki oturma biçiminin kadınlarda da görülmesi nedeniyle her iki grupta da 'ağa oturuşu' olarak tanımlanabilecek bu durumun diz kapağının kaymasına neden olduğunu vurguladı.

'Ağa' oturuş stili nedeniyle dizin üzerindeki diz kemiğini adeta bir şapka gibi örten diz kapağı, dış yana doğru kayıyor, kayma diz kapağındaki kıkırdağı yıpratıyor. Bu durumda ortaya çıkan sonuç, dizlerde şiddetli ağrı. Sorun daha da ilerlerse dizlerde protez uygulaması gerekebiliyor.

Doğru oturuş şekli nasıl? Bacak bacak üstüne atmak gibi pek çok oturuş şeklinin yanlış olduğuna değinen Prof. Dr. Hakan Gürbüz, uzun süre sandalyede oturanlar için doğru oturma şeklini şöyle tarif ediyor: "Sırtınız tamamen dik olmalı ve belinizin arkasını küçük bir yastıkla desteklemelisiniz. Bacaklarınızı kırarak değil, dizinizi kırmayacak şekilde düz ve birleşik uzatmalısınız. Bu oturuş şekli omurganızı düz tutar ve dizkapaklarınızın zarar görmesini engeller."

Kapak nasıl hasar görüyor? Prof. Dr. Hakan Gürbüz, diz kapağının nasıl zarar gördüğünü ise şöyle açıkladı: "Bacaklarımızı açarak oturmamızın sonucunda, iç taraftaki kaslar uzuyor, dıştaki kaslar ise kısalıp kalınlaşıyor. Diz kapakları da yerine oturdukları vadiye benzer yapıdan çıkarak dışarı doğru kayıyor. Arabanın silindir ve pistonu gibi, diz kapağının her bükülmesi sırasında kapak kemiği vadiye benzeyen ve diz kapağının oturduğu yapıya girip çıkıyor. Bunun sonucunda dizimizin ön dış yüzünde ciddi ağrılar oluşuyor."

Uzun yolculuklar, ağrıları artırıyor Diz kapağındaki ağrılar özellikle de koşarken ortaya çıkıyor. Koşma sırasında diz kapağı hızlı ve güçlü bir şekilde içine oturması gereken vadiye benzer alana girip çıkınca sorun daha da artıyor. Merdiven inmek çıkmak bu insanlarda sorun oluşturduğu gibi arabada uzun süre oturmak, uçakta hareketsiz kalmak, uzun yolculukları çok ağrılı hale getirebiliyor.

Diz kapağındaki kayma, aniden ortaya çıkmıyor. Zaman içinde başlayıp ilerliyor. Prof. Dr. Gürbüz, bu süreci, "Diz kapağının sağında ve solunda yer alan pilika denilen bir kılıf var. Her dizi büküp açmada bu pilika tabakası adeta dizdeki kıkırdağı zımparalıyor. Bunun üzerine kıkırdak yapı hasar görüyor, kıkırdağın üstünü soyuyor, döküyor. Daha çok 30'lu-40'lı yaşlarda görülen bu sorunlar nedeniyle ciddi ağrılar ortaya çıkıyor." ifadeleriylr açıklıyor. Dizdeki bu sorun mekanik olduğundan tedavisinin de mekanik olduğuna değinen Prof. Dr. Hakan Gürbüz, "Eğer evinizin tavanı her ay akıyorsa, siz de aktıkça temizletip boyatıyorsanız sorunu çözümlemiş olmuyorsunuz. Diz kapağı sorunlarında ilaç almak ya da başka önlemler sorunu çözümlemiyor. Sorunun derecesine göre ya artroskopik cerrahi ya da klasik cerrahi uygulamak gerekebiliyor." dedi. Artroskopiden sonra yaklaşık 10 gün boyunca dizde şişlik oluyor. Ancak kişi 3-4 hafta sonra normal hayatına dönebiliyor. Prof. Dr. Hakan Gürbüz, ağrıların, ağrı kesici ilaçlarla geçiştirilmemesi gerektiğini vurguluyor.