Afrin'de kontrolü sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri ve ÖSO, Suriye-Irak-Türkiye ve İran'da konfederatif yapı kurmayı hedefleyen PKK'yı köşeye sıkıştırıp 40 yıllık hayalini yerle bir etti.
Abone olTürk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Müşterek Görev Gücü (MGG) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı başarıya ulaştı. Hilal biçiminde yürütülen operasyonda, Mehmetçik Afrin kent merkezinde kontrolü sağladı.
Kuşatmayla birlikte TSK, kent merkezinde yerleşik sivillerin bulundukları yerleri terk etmesini sağlamak amacıyla günlerdir yayın yapıyordu. Bölgeyi kontrol altında tutmak isteyen PYD’nin silahlı kolu YPG’nin tüm tehditlerine karşın kent halkının bir bölümü, TSK’nın güneybatıdan açtığı tahliye koridorundan Afrin’i terk etti.
DAĞLIK ALANLARDA ÇATIŞMALAR YAŞANDI
Harekatın ilk günlerinde, Afrin bölgesine girişte dağlık alanlarda çatışmalar yaşandı. Örgüt, Kandil’den kaydırdığı ve “kadrolu” olarak adlandırdığı kuvvetleriyle Mehmetçik ve ÖSO’ya karşı koymaya çalıştı.
HAZIRLIKLAR BOŞ ÇIKTI
Düz ovada ilerleyiş daha sağlam ve kolay oldu. Örgütün özellikle Racu ve Cinderes’te yaptığı çatışma hazırlıkları boş çıktı. Kuzey ve doğu hattındaki dağlık bölgelerin alınmasıyla birlikte, örgüt kadrolarının konuşlandıkları alanlar ve yerleşim bölgelerini hızla terk etmesi, TSK, Müşterek Görev Gücü (MGG) ve ÖSO’nun işini kolaylaştırdı.
SABAHA KARŞI AFRİN'E GİRİLDİ
Harekatın 58. gününde sabaha karşı Afrin’e girildi. Daha önce dış mahallelere yanaşan ÖSO, dün sabah 05.00’ten itibaren kentin güneydoğu bölgesinden merkeze yönelik giriş yaptı. Örgütün direnecek gücünün olmadığını anlayarak çekilmesiyle 9 mahalleli kentte kısa sürede kontrol sağlandı.
PKK'YI ZORLAYACAK
Afrin sürecinin Türkiye lehine tamamlanması, hiç kuşkusuz Suriye - Irak - Türkiye ve İran’da konfederatif bir yapı kurmayı hedefleyen çatı yapı PKK’nın zor bir döneme girmesine neden olacak. Ortaya çıkacak tablo PKK’yı geriye götürebilecek.
PKK’nın, Abdullah Öcalan’ın her zaman özel bir önem verdiği ve neredeyse 40 yıldır hep planlarında varolan Afrin’i, bu kadar kayıp vermesine rağmen elinde tutmak istemesini şöyle açıklamak mümkün:
1. PKK, Suriye alanında kazandığı ve bugüne kadar sürdürmeyi başardığı “meşruiyet zemini”ni kaybetmek istemedi. PYD ve Amerika’nın bölgeye girmesiyle birlikte Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adıyla hareket eden PKK, özellikle Suriye’de savaş başlamasıyla birlikte uluslararası aktörlerce “meşru güç” olarak tanımlandı. Böylelikle PKK, Afrin’deki faaliyetleri sonrasında belki de kuruluşundan bu yana hiç bir zaman kazanamadığı meşruiyeti kazandı.
2. Afrin’i kaybetmesi sonrasında, PKK’nın Suriye ve Irak’ta kazandığı “biz alternatifiz” algısı yıkılma noktasına gelecek. Fırat’ın doğusunda bile varlığını korumak bu kapsamda yeterli olmayacak.
3. PKK’nın Afrin bölgesindeki varlığı stratejik olarak Türkiye’nin çevrelenmesi üzerineydi. Amanoslar - İskenderun hattının Suriye bölümünü kontrolü altında tutan PKK, Lazkiye’ye dolayısıyla Akdeniz’e ulaşmayı hedefliyordu. Şimdi bu alanı kaybetmesi, kendi vizyonunda kırılmaya neden olacak. Yanısıra, Akdeniz’e ulaşması da zorlaşacak. Bu durum, ileriki planlanan kazanımları derinden etkileyecek.
4. Afrin’i kaybetmesiyle birlikte PKK, Suriye alanındaki diğer mezhepsel ve etnik grupların “hamisi” olma şansını yitirecek.
5. PKK, Rusya ve Suriye rejiminin varlığı sebebiyle bölgedeki faaliyetlerini sınırlama noktasına gelecek. Daha önce her ne kadar Rusya ve Şam rejiminin varlığı olsa da PKK, PYD sayesinde bölgede istediği gibi hareket edip strateji geliştirebiliyordu. Örgüt, PYD üzerinden Fırat’ın doğusunda ABD, Suriye’nin batısında Şam yönetimi ve Rusya ile irtibatı kurup, temaslarını yürütüyordu. Afrin’i yitirmesiyle doğuya çekilmesiyle birlikte bu hareket kabiliyetini kaybetme noktasına gelecek. Fırat’ın doğusunda varlığını göstermek için ABD’ye daha çok bağlanacak, ABD politikalarına göre hareket etmek zorunda kalacak.
İşte bu gerekçeler nedeniyle Afrin basit bir toprak olarak görülmemeli. Afrin’in PKK ve bağlantılı yapılarından arındırılması, örgüte hiç beklemediği bir süreci yaşatacaktır.