Afganistan'da bayramın ilk gününde düzenlenen bombalı saldırı sonrasında Kabil'den bildiren Cem Sey halkın günlük yaşamının akışını şiddet ya da ölüm korkusuyla değiştirmediğini söylüyor.
Abone olÜlkenin kuzeybatısındaki Faryab vilayetinin başkenti Maymana’da bir camiye yapılan intihar saldırısına rağmen, Afganistan’da Kurban Bayramı’nın ilk günü ailelerin buluştuğu, yoksullarla dayanışmanın arttığı ve insanların güzel havanın tadını çıkardığı bir gün oldu.
Başkent Kâbil’de bayram ziyaretine giden insanlar sokakları doldurdu. Akşam saatlerinde kent merkezindeki lokantalar ve eğlence yerleri de canlıydı. Fakat Maymana saldırısı Afgan vatandaşlarının aklından da çıkmadı.
Bu tür saldırılar, Afgan vatandaşlarının artık alıştığı olaylara dönüştü. Dünyada “savaş” olarak adlandırılan Afganistan’daki çatışmayı, artık büyük kısmı kentlerde yaşayan Afganlar daha çok anlık patlamalar ya da noktasal çatışmalar olarak algılıyor.
Herkes bir bombanın ya da silahlı saldırının tesadüfen kendisini de vurabileceğini biliyor. Fakat günlük yaşamını buna göre değiştiren pek kimse yok.
Maymana’daki saldırı, Afganistan’da devam eden çatışmaları çok iyi karakterize ediyor.
Şimdilik 41 kişinin öldüğü ve 53 kişinin yaralandığı saldırı, vilayetin polis müdürü ve onu koruyan güvenlik personeli bayram namazının ardından camii terk ederken gerçekleşti.
Polis kılığındaki saldırganın sadece 20 güvenlik görevlisini değil, kendileri de bayram namazı kılmaya hazırlanan ve aralarında çocukların da bulunduğu 20 sivilin de canını alması Afganistan’daki çatışmada giderek yaygınlaşan bir eğilimin devamı.
Sivillerin zarar gördüğü olaylardan sonra sıkça olduğu gibi bu kez de saldırının sorumluluğunu şu ana kadar kimsenin üstlenmemesi artık çok rastlanan bir durum.
Kimse sorumluluk almadığı zaman ülkede iki senaryo üzerinde duruluyor. Saldırıyı gerçekleştiren ya komşu bir ülkenin gizli servisi –ki Afganlar hemen Pakistan ve İran’ı işaret ediyor- ya da Taliban adına mücadele eden, fakat onun artık kontrol edemediği gruplar.
Saldırının hemen ardından konuşan Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, bir gün önce Suudi Arabistan Büyük Müftüsü Şeyh Abdülaziz’in intihar saldırılarını “İslam’a aykırı” olarak tanımladığını hatırlatıp, kendi hükümetine karşı savaşan grupları, “sivilleri öldürerek, yabancıların emellerine hizmet etmekten vazgeçmeye” çağırırken, “yabancılar” kelimesiyle bu iki komşu ülkeyi kastediyordu.
Öte yandan, Taliban adına mücadele eden birçok grubun son aylarda özellikle okul, cami ve hastahaneleri hedef alan saldırılar gerçekleştirdiği de biliniyor. Bu yıl Afganistan’da yaşamını kaybeden sivillerin ezici kısmı, ülkedeki Batılı orduların bombardımanlarında değil, sivilleri hedef alan bu tür Taliban saldırılarında öldü.
Bu nedenle BM Afganistan Özel Temsilcisi Jan Kubis de saldırının hemen ardından bir kez daha Taliban’ı sivillere yönelik saldırılarını durdurmaları konusunda uyardı.
Camilerin uluslararası hukukun korumasında olduğu nuhatırlatan Kubis, “sivillerle savaşın tarafları arasında bir ayrım gözetmeyen intihar saldırıları uluslararası hukuka göre yasak olmasına rağmen hükümet karşıtı gruplar tarafından kullanılmaya devam ediliyor” dedi.
Ardından, bu saldırıları planlayanların sorumluluktan kurtulamayacağını da sözlerine ekledi.
Taliban’ın 2001 yılından beri verdiği silahlı mücadelenin son dönemde daha çok Afgan sivillere yönelik saldırılara dönüşmesi, Batı’daki algılamanın aksine, Afganistan’da daha çok Taliban’ın zayıfladığının ve ülkede güvenliğin bir nebze de olsa sağlamlaştığının işareti olarak değerlendiriliyor.
Bu çerçevede Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de, “2014 yılında yabancı askerlerin çekilmesinden sonra ülkenin herhangi bir güvenlik sorunu yaşamayacağını” da Maymana saldırısından sonra bir kez daha vurgulamaya özen gösterdi.