BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Afganistan şimdi barışa daha mı yakın?

BBC muhabiri Bilal Sarvari, Usame bin Ladin'in öldürülmesinin Afganistan'a olası etkilerini değerlendiriyor.

Abone ol

Afganistan'ın başkenti Kabil'de bir düğün çadırı.

Kalabalık, "Pakistan'a Ölüm", 'ISI'ya (Pakistan İstihbarat Servisi) Ölüm" ve "Teröristlerle İşbirliği Yapanlara Ölüm" sloganları atıyor.

Çoğunluğu Kuzey vilayetlerinden gelen 2000 kadar kişi, Emrullah Salih'in konuşmasını dinlemek için burada.

Pakistan'a karşı sert tavrıyla bilinen Salih, bir süre önce Afgan İstihbarat Servisi'nin başındaydı.

Etrafı korumalarla çevrili olarak kürsüye çıkan Salih, "Allah-u Ekber" diye başladığı konuşmasında "Pakistan'ın vatanımızı ele geçirmesine izin vermeyeceğiz" diyor.

'Kardeşimiz değil düşmanımız'

Kalabalık coştukça, Salih'in sesi daha da gür çıkmaya başlıyor.

Taliban'a gönderme yaparak, "Memleketimizin yakılıp yıkılmasını, kadın ve erkeklerimizin küçük düşürülmesini unutmadık. Ama Cumhurbaşkanı Karzai, sen onlara hala kardeşimiz diyorsun. Onlar kardeşimiz değil, düşmanımız" diye devam ediyor.

Bu sözlerle daha daha da coşan kalabalık ayağa kalkıyor, polis sükuneti sağlamakta zorlanıyor.

Salih, Afgan İstihbarat Servisi'nin başkanıyken, mücahit lideri ve Kuzey ittifakı komutanı Ahmed Şah Mesud'la birlikte Taliban'a karşı savaşmıştı.

Emrullah Salih, şimdi Taliban'la anlaşmaya ve Pakistan'ın Afganistan'ın geleceğinde herhangi bir rol üstlenmesine karşı çıkanlar nezdinde popüler bir figür.

Bin Ladin ve Molla Ömer

Yaşlı ve genç Afganlar, Salih'i görebilmek için yüzlerce kilometre yok katederek buraya gelmişler.

Kuzeydeki Tapisa vilayetinden gelen 49 yaşındaki Hacı Yasin, "Usame bin Ladin (El Kaide lideri) ve Molla Ömer (Taliban lideri) bir elmanın iki yarısı gibi. Molla Ömer'le barış yapmak Afganistan'ın katilleriyle barış yapmaktır" diyor.

Öğretmenlik yapan 28 yaşındaki Maniza ise, "Taliban liderleri Kabil'e gelmeli ve Afgan Anayasası'nı kabul etmeli. Kazanırlarsa, başımızın üzerinde yerleri var" diye söze giriyor.

Kürsüde, Salih mikrofonu eski dışişleri bakanı ve son seçimlerde Karzai'ye rakip olan Abdullah Abdullah'a veriyor.

'Taliban, Pakistan'ın uşağı'

Abdullah, söze Usame bin Ladin'in öldürülmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek başlıyor:

"Bin Ladin ulusal kahramanımız Ahmed Şah Mesud'un katilidir. Talibanla müzakere mi? Hangi koşullarda? Ne pahasına? Taliban, bir yabancı istihbarat servisinin emriyle teröristlere katıldı ama Karzai hergün onlardan özür diliyor."

Salih ve Abdullah konuşmalarında Afgan hükümetinin Taliban'la müzakere masasına oturması halinde taraftarlarını sokağa dökecekleri uyarısında bulunuyor.

Salih'in bir danışmanı, "Taliban'a etnik bir kimlik vermek yanlıştır. Taliban, Pakistan İstihbarat Servisi ve ordusunun uşağıdır. Kabil'e gelsinler öyle konuşalım" diyor.

'Taliban Mars'tan gelmedi'

Ancak Karzai'nin danışmanları, Salih ve Abdullah'ı seçim hesapları yapmakla suçluyor.

Danışmanlardan biri "Karzai, Afganistan'da barış ve istikrar için çaba harcıyor. Pakistan ishtibarat Servisi ve Pakistan Hükümeti'nin müdahalelerine karşı her zaman tepkisini göstermiştir." diyor.

Diğeri ise, "Emrullah Salih, Taliban'ın Mars'tan geldiğini sanıyor. Eğer Salih ve Abdullah'ın savaştan daha iyi bir çözümleri varsa gelip biz Afganlarla paylaşsınlar. Karzai, engeller ne olursa olsun barış için çalışacak" diye devam ediyor.

Gözlemciler, Usame bin Ladin'in öldürülmesinin Afgan hükümeti ve Taliban'a müzakere fırsatı verdiğini söylüyor.

Karzai halihazırda eski Cumhurbaşkanı Burhaneddin Rabbani'nin başkanlık edeceği bir Barış Konseyi oluşturmuş durumda.

Bu konsey, direnişçilerle uzlaşma yollarını araştıracak.

Ancak onlarca yıldır savaşla içiçe olan bir ülkede, barışa giden yolun da uzun ve zorlu olacağına dikkat çekiliyor.