AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Afgan göçmenler Konya'daki kamplarda özel olarak eğitiliyor" iddiasına yanıt verdi.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde Türkiye'deki göçmen sorunuyla ilgili değerlendirmede bulunmuş ve Afgan göçmenlerin Konya'daki kamplarda özel olarak eğitildiğini iddia etmişti. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kılıçdaroğlu'nun iddiasına yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu'nun "Afganlar Konya'da eğitiliyor, Türkiye'de sosyal patlamalar olabilir" ifadesini yalanlayan Çelik, "Türkiye güvenli bir ülkedir. Türkiye güven ülkesidir, Türkiye bir barış ülkesidir" dedi.
"Provokasyon girişiminden başka bir şey değil"
Çelik, "Biliyorsunuz çeşitli kere, güvenlik zafiyeti olduğuna dair yaptığı açıklamalarının hepsinin yalan olduğunu söyledik. Bugün de sürekli olarak sosyal patlamalardan bahsetmesi yine Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir provokasyon girişiminden başka bir şey değildir." diye konuştu.
Çelik, AK Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, parti teşkilatlarının, güçlü çalışmalara imza atarak önemli bir seçimden galibiyetle çıktığını söyledi.
Cumhur İttifakı'na destek veren partilerin teşkilatlarına teşekkür eden Çelik, "Her zaman söylediğimiz gibi kuşkusuz kazanan, milletimizin tamamı olmuştur. Artık önümüzde yerel seçimler var. İnşallah, belediye hizmetlerinden mahrum olmuş çeşitli illerimize de aynı başarılarla yaklaşarak Cumhur İttifakı'nın yerel seçimde de güçlü sonuç alacağına inanıyoruz. Çalışmalarımız bu yönde." diye konuştu.
Seçim sonuçlarının meşruiyeti tartışması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, koltuğuyla ilgili tartışmaları örtbas etmek için seçim meşruiyeti konusunu gündeme getirdiğini ve partisini yanlış çizgiye sürüklediğini dile getiren Çelik, bu tartışmaların millet nezdinde, demokratik kültürde bir karşılığının olmadığını ifade etti.
Ömer Çelik, eleştirisini şöyle sürdürdü:
"Siyasi etikten bu kadar çok bahseden birisinin, üst üste seçim kaybetmesine rağmen kendi partisinde bu derece tek adam rejimi kurmaya çalışması bir siyasi etik, ahlak meselesi değil midir? Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'nun demokratik yolla, şeffaf biçimde, yüksek katılımla yapılmış seçimlerde en yüksek oyu almış AK Parti ve Cumhur İttifakı'nı eleştirmek yerine, kendisinin ortaya koyduğu mağlubiyetin siyasi ahlak merceğinden ve siyasi etik penceresinden değerlendirmesini yapması, bununla yüzleşmesi gerekiyor."
Kılıçdaroğlu'nun, partisi ve ittifak ortaklarından habersiz, bazı partilerle anlaşmalar yaptığının ortaya çıktığını anlatan Çelik, şu görüşleri paylaştı:
"O zaman sormak gerekir; bu şekilde kapalı kapılar ardında karanlık siyasi süreç yürütmenin siyasi ahlak ve etik bakımdan bedelinin ve neticesinin ne olması gerekir? Dolayısıyla biz Kılıçdaroğlu'nun, kendi koltuğunun meşruiyetini kaybetmesiyle ilgili tartışmaları örtbas için milli iradeye saldırdığını net biçimde görüyoruz. Bunu siyasi tarihimizde çeşitli zamanlarda CHP yönetimi içerisinde yapanlar oldu. Bizim dönemimizde de buna cüret edenler oldu ama her seferinde milli iradeye çarparak bunun cevabını aldılar. Dolayısıyla biz, Sayın Kılıçdaroğlu'na, pek umudumuz kalmasa da demokratik, siyasi ahlak perspektifinden kendisinin şu anda koltukta kalma ısrarı ve gizli protokollerle partisini düşürdüğü durumu değerlendirmesi gerektiğinin tekrar hatırlatılması gerektiğini ifade ediyoruz."
"Türkiye güven ve barış ülkesidir"
AK Parti'li Çelik, Türkiye'de hak ve hürriyetler rejimini genişletmek için atılan adımların karşısına her zaman CHP'nin çıktığını belirterek, şöyle konuştu:
"Bütün bunları değerlendirmeden tutup da Türkiye'de iktidarın, vatandaşlarımızın bir kısmını tehdit ettiği gibisinden bir yaklaşımı ortaya koymasının gerçeklikle hiçbir alakası yoktur. Burada temel mesele şudur, Kılıçdaroğlu'nun hukuk açısından da siyasi açıdan da aslında genel başkanlık döneminin sona erdiği bir dönemdir. Nitekim genel başkan olarak hukuki açıdan da durum tartışmalı olmasına rağmen bunu sürdürmektedir. Bu tartışmayı örtbas etmek için sürekli seçim sonuçlarına saldırmakta, kendince toplumsal fay hatlarına jilet atmaya çalışmaktadır."
Kılıçdaroğlu'nun, "sosyal patlamalardan" bahsetmesinin provokasyon girişiminden ibaret olduğunu dile getiren Çelik, "Milletimizin sağduyusu, zor zamanlarda gösterdiği birlik ve beraberlik, her türlü sosyal patlama provokasyonunu, bu şekilde konuşanların ortaya koymaya çalıştığı yaklaşımları her zaman bertaraf etmiştir. Türkiye, güvenli bir ülkedir, güven ve barış ülkesidir. Milletimizin büyük ve muazzam tecrübesiyle bu barış, kardeşlik iklimi her zaman korunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılının "Türkiye Yüzyılı" olarak ilan edildiğini anımsatarak, siyaset alanında toplumun her kesimini kucaklayacak mesajlar verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Kendisi, Cumhurbaşkanımızı 'toplumun her kesimini kucaklayamamakla' eleştiriyor. Halbuki bugün açısından baktığımızda bunu söyleyen kişinin bırakın toplumun her kesimini, kendi partisi CHP tabanının tamamını kucaklayamadığını görüyoruz. Atatürk'ün hatırına CHP'ye oy verenlerin, bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığından ne kadar rahatsız olduğu herhangi analize ihtiyaç duymayan bir durumdur. Dolayısıyla, toplumu kucaklayacak mesaj vermek isteyen birisinin sosyal patlamalardan, siyasi yalanlardan ve yalan siyasetinden uzak durarak bu söylemini, tutumunu geliştirmesi gerekir. Netice itibarıyla Cumhurbaşkanımız, Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye Yüzyılı'nı ilan etmiştir. Türkiye Yüzyılı, her alanda ve kademede yoluna devam etmekte, adım adım inşa edilmektedir."
"Yalan siyasetine hiçbir alanda geçit vermeyeceğiz"
"Türkiye Yüzyılı aynı zamanda kadınların yüzyılıdır" diyen Çelik, şunları kaydetti:
"Filenin Sultanları, Türk kadınlarının gücünü, İstiklal Marşımızı Avrupa Birliğinin başkenti sayılabilecek bir yerde okutarak bütün dünyaya göstermiş oldu. Biz bu kardeşlik ve barış iklimi içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Onun dışında kendi koltuklarını korumak için ortaya konulan bu provokasyon, manipülasyon, dezenformasyonlarla da mücadelemizi en güçlü şekilde sürdüreceğiz. Bu yalan siyasetine hiçbir alanda geçit vermeyeceğiz."