Suç dosyası çok kabarık olan Saddam'ın nasıl yargılanacağı merak edilirken, Uluslararası Af Örgütü, Saddam'ın en adil bir şekilde yargılanmasını istedi.
Abone olUluslararası Af Örgütü, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in en adil bir şekilde yargılanmasını istedi. Örgütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Masası Şef Yardımcısı Merwat Rishmawi, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, adil yargılama için gerekenin yapılmasını isteyerek, "Saddam Hüseyin adil bir şekilde yargılanmalı. Saddam Hüseyin'i yargılayan sistem bunu garantilemelidir. 'Bu dava adil görülmedi' denmemesi için gereken her şey yapılmalıdır" uyarısında bulundu. Sağlıklı bir yargılamada en büyük sorunun hakimlerden kaynaklanacağını belirten Bayan Rishmawi, "Hakimlerin adil olup olmayacağı konusunda hiç kimse emin değil. Bu konuda kullanılacak bir kıstas da yok" dedi. Hakimlerin bu dava için gereken tecrübeye sahip olmadıkları konusuna da değinen Rishmawi, geçmiş Irak yasalarında Saddam'a yöneltilen suçlamalar olmadığı için, hakimlerin bu yargılamayı yürütecek tecrübeden yoksun olduklarını kaydetti. Bu sorunun aşılması için Saddam'ı yargılayacak özel mahkemenin eski Yugoslavya ve Ruanda davalarından yararlanmasını öneren Rishmawi, "Mahkeme uluslararası şahsiyetlerin davaya katılmasına olanak sağlıyor. Bu yüzden, geçmiş tecrübelerden yararlanılması çok önemlidir" dedi. Saddam Hüseyin'e yöneltilen suçların çokluğuna dikkat çeken Mishmawi, bunlar arasında Savaş Suçları, İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçlar ve soykırım suçlamalarının sayılabileceğini belirtti. Mahkemenin bu suçları kanıtlama konusunda bir zorluk çekmeyeceğini söyleyen Mishmawi, "Saddam hakkında o kadar çok kanıt, bilgi var ki, önemli olan bunların hangisinin mahkeme tarafından kullanılacağı. Esas mesele bu olacak" dedi. Bu suçları kuruluş mevzuatında barındıran mahkemenin, Saddam'a karşı 5 bin Kürdün öldürülmesi olayını, bilgisi dahilinde büyük çaplı sistematik kıyım emrini verdiği bir belgeyi sunmasını ya da baskıcı bir rejimin başında olmasını da kanıt olarak kullanabileceğini vurgulayan Mishwavi, ancak izlenecek prosedür ve kullanılacak suçlamalara ilişkin kuralların belli olmadığına dikkat çekti. Örgüt olarak idam cezasına karşı olduklarını, bu cezayı insanın yaşama hakkının ihlali olarak gördüklerini hatırlatan Mishmawi, Saddam Huseyin'in idama mahkum edilmesine karşı olduklarını söyledi. "İdam cezasına Iraklılar da karşı" diyen Rishmawi, "Ülkenin ileriye gitmesi, insan haklarına dayalı bir düzenin kurulması için bu cezanın uygulanmaması gerekir. Gelecek hükümetlere bu konuda büyük sorumluluk düşüyor" şeklinde konuştu. İdam cezasının koalisyon yönetimi tarafından askıya alındığını, bunun hala geçerli olduğunu anımsatan Mishmawi, geçici hükümetin de bu uygulamayı devam ettirmesinin ülkenin geleceği için önemli olduğunu söyledi. Saddam Hüseyin'in savunmasında kullanmayı planladığı 'Devlet Başkanı olarak dokunulmazlığım var' argümanının bu davada geçerli olamayacağını belirten Bayan Mishmawi, "Diplomatik dokunulmazlık, uluslararası hukukun kapsamına girmez. Mahkemenin mevzuatı da devlet başkanlarının, başbakanların diplomatik dokunulmazlık savunmasını kabul etmiyor. Saddam'a yöneltilen suçlar, bu argümanın savunma aracı olarak kullanılmasını engelliyor" dedi. Saddam Hüseyin gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya olan yakın çevresinin, 'Nuremberg Davası'na atıfta bulunarak, 'Bizler korku ve baskı karşısında verilen emirleri yerine getiriyorduk. Sorumluluğumuz yok' argümanını kullanamayacaklarını kaydeden Mishmawi, uluslararası hukukun 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana hayli gelişme gösterdiğini, artık bu tür davalarda af, diplomatik dokunulmazlık ve diğer mazeretlerin geçerli olmadığını vurguladı.