Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), 6-8 Ekim Kobani protestoları ve sonrasında polisin tutumunu eleştiren bir rapor yayınladı. Tanıklara göre polis bir şikayete "Karakolda kalma emri aldık" diye yanıt vermiş.
Abone olUluslararası Af Örgütü (Amnesty International), kamuoyunda 6-8 Ekim Kobani Olayları olarak bilinen çatışmalar sırasında ve sonrasında yaşanan insan hakları ihlallerini incelediği raporunda, polisin kimi zaman ölümle sonuçlanan olaylara müdahale etmekte geciktiğini, kimi zaman ise ateşli silah kullanarak ölüme sebebiyet verdiğini belirtti.
"Kobani Protestoları: İnsan Hakları İhlalleri" adlı rapor için Diyarbakır, Gaziantep, Siirt ve Şırnak'ta olaylar sırasında yaralananlar, hayatlarını kaybeden kişilerin akrabaları, avukatlar, aktivistler, insan hakları örgütleri, siyasi gruplar, belediyeler ve bunların yanı sıra İçişleri Bakanlığı'nın yerel temsilcileriyle görüşüldü.
Rapora göre çatışmalar sırasında bireylerin yaşam haklarının korunmasında eksiklikler oldu, ayrıca polis yer yer aşırı güç kullandı.
Af Örgütü raporunda, "Görüşülen birçok kişi protestocuların, karşıt görüşlü protestocuların ve o sırada olay yerinde bulunanların hayatını kaybettiği ya da yaralandığı karşıt görüşlü siyasi gruplar arasındaki çatışmalara polisin müdahale etmek için herhangi bir teşebbüste bulunmadığını anlattı" dedi.
Raporda yetkililerin buna gerekçe olarak kapasite eksikliğini öne sürdüğü ya da olayı daha da tırmandırmamak için polislerin kullanılmadığını söylediği belirtiliyor.
'Karakolda kalma emri'
Bu bağlamda Hüda-Par ile ilişkili Cami-Der'den bir kişinin polisi aradıklarında, polisin "karakolda kalmalarına dair emir aldıklarını" söyledikleri raporda aktarılanlar arasında.
Bu kısım raporda şöyle yer buluyor:
"Söz konusu yetkililer, Uluslararası Af Örgütü'ne polisin saldırı yerine gelmesini isteyen acil durum aramalarının 'karakolda kalmalarına dair emir aldıklarını söyleyerek' (olay yerinden 500 metre uzakta) polis tarafından reddedildiğini bildirdi. Cami-Der binasının ateşe verildiği ve tamamen yakıldığı saldırıda kimse yaralanmadı."
'Kamu soruşturması başlatın'
Polisin gerekli yerlerde müdahale etmemesinin yanı sıra, "güç ve ateşli silah kullanımındaki" ihlallere de dikkat çekilen raporda şöyle yazıldı:
"Gösterilerde ateşli silah bulunduran ve kullanan kişilerin sayısı düşünüldüğünde, birçok durumda polis memurlarının yaşamı korumak için ateşli silah kullanmaktan başka alternatif bir yolu olmadığı muhtemeldir. Bununla birlikte, görüşme yapılan birçok kişi Uluslararası Af Örgütü'ne, polis memurlarının yaşam ya da ciddi yaralanma tehdidi olmayan durumlarda, kamu malını korumak amacıyla saldırgan kalabalığı dağıtmak için ateşli silah kullandığı örnekler sunmuştur."
Örgüt, buna örnek olarak 8 Ekim'de Siirt'te yapılmak istenen 2 bin kişilik bir basın açıklamasının dağıtılması için gerçek mermi kullanıldığı iddialarını hatırlatıyor.
Ölüm ve yaralamalardaki sorumluluğun araştırılması ve soruşturulmasındaki eksikliklere de dikkat çeken örgüt, ulaşabildikleri bilgilere göre soruşturmaların açıldığı ve kovuşturmanın ilerlediği üç olay olduğunu belirtiyor.
Raporun sonuç bölümünde yetkililere tavsiyelerde bulunan Uluslararası Af Örgütü, Kobani olaylarıyla ilgili bağımsız bir kamu soruşturması yapılması önerisini dile getiriyor.