Nazlı Ilıcak, Adnan Menderes'in idamından önce hapishanede yaşananları yeniden gündeme getirdi. "Asmayı göze alamadılar, zehirlediler" iddiası ortalığı karıştırdı.
Abone ol"Menderes zehirlenmedi. İntihar etti" Bu sözler, Haziran 1960 ile Ekim 1961 arasında Yassıada'da muhafız subayı olarak görev yapan Mehmet Taşdelen'e ait. Taşdelen, 14 Eylül'ü 15 Eylül'e bağlayan gece saat 05.00'da Menderes'in fotoğrafını çekmek için odasına girdiğinde, onun kıpırdanmadığını ve ağzından köpükler çıktığını görerek, yetkililere haber veren muhafız subaylardan biri. Menderes'in avukatı Burhan Apaydın, intihar girişimi sonrasında, Menderes'in mide suyundan ve idrarından alınan numunede, Ekuanil'in hammaddesi meprobomat'ın bulunmadığını söylemiş, tahlil neticesinde sadece, Luminalsodik iğnenin hammaddesini oluşturan barbitürik asitin elde edildiğini hatırlatarak, "15 Eylül kararlarından bir gün önce, bu iğneyi yapmak suretiyle, Menderes'i komaya soktular. Çünkü, asıldığı takdirde, halkın galeyana geleceğini düşünüyorlardı" demişti. Burhan Apaydın'ın görüşlerini ihtiva eden "Menderes'i Zehirlediler" kitabımda, bazı çelişkilere işaret ediyor ve "Menderes'i zehirleyerek, sonradan olaya intihar süsü verildiği iddiasının doğru olabileceğini" yazıyordum. Neydi bu çelişkiler? 1) Madem Menderes, 33 Ekuanil'i yutarak intihar etti, neden, mide suyu ve idrarından meprobomat çıkmadı? 2) Ada Komutanı Tarık Güryay, yayınladığı hatıralarında, Menderes'in intihar hadisesini şöyle anlatıyordu: "Menderes'in odasının önünden geçerken nöbetçi subay ÔSizin yanınıza gelecektim. Saat 04.00'dan sonra Menderes'in odasından bir gürültü duydum; baktım karyoladan düşmüş; kucaklayıp yatağına yatırdım; sanki bayılmıştı' dedi." Oysa 6 doktorun hazırladığı raporda, olay farklı anlatılıyordu: "Sabaha karşı Menderes, 4'te tuvalete kalktı; tekrar yattı. Saat 6'da uyanmadığı görülünce, nöbetçi subay, Tabib Binbaşı Ahmet Karahaliloğlu'na haber verdi." 3) Alt koridor nöbetini saat 05.00'de devralan Mehmet Taşdelen ise, fotoğraf çekmek için Menderes'in odasına girdiğini, ama, en ufak bir çıtırtıdan dahi uyanan Menderes'in hiçbir tepki vermemesi üzerine, ona dikkatle baktığını ve ağzından köpüklü salyalar geldiğini görünce, şüphelendiğini söylüyor. 4) Yassıada sorumlularından Kâzım Çakır da, hatırlarında, 14 Eylül gecesi gördüklerini naklediyor: "Saat 20-21 arasında komutan Tarık Güryay, 5 dakika için Menderes'in odasına uğradı. 13 Eylül günü bütün tutukluların odalarının aranmasına rağmen, Menderes ile Bayar'ın odasında arama yapılmadığını Tarık Güryay'a hatırlattım. Güryay Ôİstemez' dedi. Acaba neden aratmadı?" 5) Menderes'in intihar etmek için kullandığını söylediği 33 Ekuanil ve 3 Nembutal hapı nasıl bir kibrit kutusu içine sığabilmişti? Ve bütün yoğun aramalara rağmen bu hapları nasıl gizlemeyi başarmıştı? Bu soruların cevaplarını olayı yaşayan emekli Dz. Albay Nurettin Özköse ve emekli Dz. Yzb. Mehmet Taşdelen veriyor. İyileşmeden idam edildi Ada Komutanı Tarık Güryay, nasıl intihar ettiğini Menderes'ten yazılı olarak talep etmiş ve Menderes de aşağıdaki satırları 17.9.1961'de kaleme almıştı: "Yassıada Garnizon Kumandanlığı Yüksek makamına... Aldığım Ekuaniller evvelden beri yanımda bulundurduğum ve verilmediği ve ihtiyaç hissettiğim zamanlarda kullanmak üzere saklamakta idim. O gece bir kriz halinde 30'dan fazlasını gece aldım. Takriben saat 04.00'da uyandığımda ani bir kriz neticesinde vaki olan bu hadiseden personelin hiçbir sun'i ve taksiri yoktur." Yazının bozukluğu ve cümle düşüklükleri, Menderes'in hâlâ ağır dozdaki ilâcın tesiri altında olduğunu gösteriyor. Buna rağmen, iyileşmesi beklenmeden idam edildi. Millî Emniyet Menderes'i dinliyordu Adnan Menderes 16 Eylül sabahı kendisine geliyor ZABITLARDAN: 16.9.1961- Saat 08.00 - Alt Kat 1 no'lu oda (Adnan Menderes kendisine geliyor): Menderes: Ah, ah, ah... Dr. Kebapçıoğlu: Çok mu acıdı Adnan Bey? Menderes: Aman doktor, aman doktor... Dr. Kebapçıoğlu: Ne oldu Adnan Bey? Çok mu acıyor? Buradan alalım da bu kolunuza takalım bunu artık. Menderes: Acıyor (Uzun bir sükût) Dr. Kebapçıoğlu: Geçti mi acısı, hı? Adnan Bey, bir parçacık su versek içer misiniz, su? Menderes: (Hırıltı) Su doktor, hı, hı, hı... Dr. Kebapçıoğlu: Gece âni olarak rahatsızlanmışsınız. Menderes: Hayır, dün akşamdan beri... 16.9.1961 - Saat 11.40 - Yassıada Garnizon Komutanı Alb. Tarık Güryay, Menderes'in odasına giriyor. Komutan Güryay: İyisin değil mi? Menderes: İyiyim, iyileştim. Komutan: Geçmiş olsun, geçmiş olsun. Menderes: Bu koluma iğne yaptırdım, bu kolumda bir şey yok, bilmem neden? Dr. Kebapçıoğlu: Şimdi biraz sonra bakarız. Komutan: Hap yuttun değil mi? Yani ne zaman şey yaptın böyle zehirlerle? Menderes: Zehirlenme yok doktor, bende bronşit var. Komutan: Neyse, geçmiş olsun. İyi olursun... İyi oldun bak, açıldın... Merak ettirdin bizi. Menderes: Sağol kumandanım, buraya gelişin büyük lütuf. (Komutan çıktı) 17.9.1961 - Saat 08.55 Menderes: Kumandanım karar ne oldu? Komutan: Yetişmedi. 10 Ekim'e kaldı, yetiştiremediler... İmkânı yok, bu kadar uzun şeyi bitirebilirler mi? o kadar zahmet, toplandık falan, 10 Ekim'e tehir ettiler. Menderes: (Fısıltı halinde) 10 Ekim... Komutan: Kaç gün var, 20 gün falan... Ethem Menderes: Var... Komutan: Yalnız senden bir ricamız var. (Fısıltı halinde) O gün sana iğne yaptılar... Menderes: Evet... Komutan: O gün iğne yapanları, nöbetçileri ve astsubayları, sana yemek getiren eri... Menderes: Evet... Komutan: Bir de o gece burada sabaha kadar nöbet tutan bütün subayları tevkif ettiler. Menderes: Evet... Komutan: Bir şey yaptılar diye şimdi onları tevkif ettiler. Menderes: Kim yaptı diye? Komutan: Onlar yani... Menderes: Onlar yapmadı kumandanım. Komutan: E, ne oldu, anlat öyleyse, bari hiç olmazsa çocukları kurtaralım. Menderes: Onlar yapmadı kumandanım, hiçbirisi yapmadı. Komutan: E, ne oldu? Menderes: Bende vardı o haplardan, birer ikişer, öteden beri... Komutan: Nasıl? Menderes: Vallahi... Komutan: Canım... Menderes: Allah kahretsin. Komutan: Allah aşkına doğruyu söyle. Menderes: Allah kahretsin kumandanım, hiç kimsenin kabahati yok. Komutan: Hiç kimsenin yok, peki nerede sakladın, bu kadar arama yapıyoruz. Menderes: Arama, şuramda saklıyorum. (bir yerini işaret ediyor herhalde) Komutan: Ben kanaat getireceğim ki, astsubayları hapisten çıkaracağım. Menderes: Kumandanım... Komutan: Nerede saklıyordun? Yerini göstereceksin! Söylemezsen vallahi şefaat edip çıkartmam. (Amirane bir eda ile) Menderes: Kumandanım, bir sigara kutusu içerisinde şurama koydum. (Galiba bir yerlerini işaret ediyor) Komutan: Nerene? (Amirane bir eda ile) Menderes: Partolonumun cebine, şuraya Komutan: Aramadılar mı orayı? Menderes: Belli olmadı kumandanım. Komutan: Var mı hâlâ orada? Menderes: Yok. Komutan: Kaç tane vardı? Menderes: 35-40 kadar vardı. Komutan: Kaç tane içtiniz? Menderes: 35-40 kadar Komutan: Ne idi içtiğiniz, Ekuanil mi? Menderes: Ekuanil. Komutan: Bizden istiyordun... Menderes: Hayır, Harbiye'den beri taa ordan beri, daha evvelden vardı, bulunuyordu. Daima bulunurdu. Ethem Menderes: Daima üstünde, daima yanında taşırdı... Komutan: Taşırdı ama 30 tane, 20 tane... Bakın. Ethem Menderes: Kaçta içtin o gece onları, hepsini birden mi içtin? Menderes: Hepsini birden içtim. Komutan: Burda, odada? Menderes: Burda, kalktım, sabaha karşı kalktım. 4'te mi idi, 4.5'ta mı idi, neydi? (sükût) Bunların hiçbirinin... Komutan: Hah, geldiler (Bu sırada kapı açıldı içeriye doktor girdi) Otur doktor, Ekuanil... (Menderes sözü kesti) Menderes: Ekuanil aldım doktor. Ekuanil aldım. Burada saklıyordum, eskiden beri, epey zamandan beri saklıyordum. Belki vermezler, şu olur bu olur diye. Doktor: Ha, Ekuani... Menderes: Ekuanil, iki tane de Nembutal vardı galiba, mabadi Ekuanildi ve bu personelin hiçbirisinin kabahati yok, hiçbirisinin zerre kadar.... Taa şeyden, Harbiye'den evvel hatta yanımda bulundururdum daima ihtiyaten, vermeyiverirler, ediverirler diye bulunurdum, içtim.. Katiyen hiç kimsenin kabahati yok. Komutan: Ön tarafında saklıyormuş. Menderes: Şurada. Doktor: Ne lüzum vardı? Menderes: Bir şok geldi, bu oldu sabaha karşı. Doktor: Kaçta? Menderes: 4.5'ta falan bu oldu doktorum. 4 ile 4.5 arasında. Doktor: Kaç tane Nembutal, Ekuanil içtiniz tahminen? Menderes: 40 kadar vardı. Doktor: Çünkü 10 tane, 20 tane alsanız size tesir etmez. Menderes: 40 tane vardı. Ethem Menderes: Daima uykusuzluktan öteden beri içer. Komutan: O halde dilinin altında saklıyordun bunları, içmiyordun. Menderes: Değil komutanım, burada duruyordu. Komutan: Veriyordu subay size için diye... Menderes: Veriyordu, subay. O subayın verdiği değil cebimde idi zaten. Komutan: Esasında. Menderes: Esasında Harbiye'den evvel yanımda idi kumandanım. Komutan: Biz burada yokluyorduk. Menderes: Burada belli olmaz kumandanım. Komutan: Kaç defa yoklattım bizzat. O halde yüzbaşı bu işte kabahatli. 16.9.1961 tarihini taşıyan Adli Tıp raporu: M.S.B. Yasıada Garnizon Kumandanlığı'nın 15.9.1961 gün ve 9125/262-61 sayılı yazısı ile birlikte gönderilen ve Yassıada Garnizonu'nda tutuklu bulunan Adnan Menderes'e ait olduğu bildirilen mide yıkama suyu, kan ve idrarın laboratuvarımızda yapılan tahlillerinde: 1) Mide yıkma suyunda (Barbiturique Acide) türevi bulunduğu, 2) Kanda (Barbiturique Acide) türevi bulunduğu, 3) İdrarda da (Barbiturique Acide) türevi bulunduğunu bildirir rapor verildi. Dikkat edilirse, raporda Ekuanil'in hammaddesi meprolat'a rastlandığı belirtilmiyor. Oysa Menderes, Ekuanil içerek intihar ettiğini söylemişti. Menderes'i koma halinde muayene eden doktorların raporu: Aşağıda isim ve imzaları bulunan heyetimiz 15 Eylül 1961 Cuma günü sabah saat 09.50'de, hasta olduğu bildirilen Adnan Menderes'i Yassıada'da odasında muayene ettik. Verilen malumata göre, mutad olarak her akşam aldığı bir adet Nembutal yerine, 14.9.1961 Perşembe günü saat 21.00'da görülen lüzum üzerine evvelce de ara sıra yapılmasına ihtiyaç hissedilen bir adet Lüminalsodik ampulü deri altından zerk edilmiş ve hasta mutad saatte yatmıştır. 15.9.1961 günü sabaha karşı saat 04.00'da sanık tuvalete gitmiş ve tekrar yattığı öğrenilmiş, mutad olarak erken uyanıp kalkmakta olan sanığın saat 06.00'da uyanıp kalkmadığını, derin uyumakta olduğunu gören nöbetçi subayı telefonla Nöbetçi Tabibi Tbb. Bnb. Ahmet Karahaliloğlu'na haber vermiştir. Menderes'in sıhhî durumu hakkında bilgi veren bu raporun altında, Yassıada'da görev yapan 4 doktorun (Tbb. Yb. Asabiye Mütehassısı Galip Bozalioğlu, Tbb. Bnb. Hariciye Müteassısı Zeki Kebapçıoğlu ve Tbb. Kd. Ütğm. Sedat Yürütken, Nöbetçi Tabibi Tbb. Bnb. Ahmet Karahaliloğlu') ve dışarıdan çağrılan Prof. Dr. Sedat Tavat ile Dr. Nevzat Yeğinsu'nun isimleri vardı. Doktorlar, Menderes'e iğne yapıldığını ve 6'da uyanmaması üzerine nöbetçi subayın Dr. Karahaliloğlu'na haber verdiğini belirtiyorlar.