BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,88
ALTIN 2.971,23
HABER /  GÜNCEL

Adli Tıpa göre İbrahim Şahin turp gibi

Adli Tıp Kurumu, Ergenekon tutuklusu İbrahim Şahin'in cezaevi koşullarında kalıp kalamayacağına ilişkin raporunu hazırladı.

Abone ol

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin hakkında Adli Tıp Kurumu'nca hazırlanan raporda, Şahin'in cezaevi koşullarında hayati tehlike oluşturacak tıbbi bulgularının olmadığı bildirildi.

Davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, İbrahim Şahin'in tutukluluğunun sürmesinde sağlık açısından sakınca bulunup bulunmadığı, tutuklu olmasının sağlık açısından hayati tehlike oluşturup oluşturmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu'na yazılan yazıya yanıt verildi.

Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca ortopedi ve travmatoloji, genel cerrahi, nöroloji, ruh sağlığı ve hastalıkları ile 2 adli tıp uzmanınca hazırlanan 9 sayfalık raporda, Şahin hakkında daha önceden alınan raporlara yer verilerek, değerlendirmede bulunuldu.

Buna göre, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nce 27 Mart 2009'da verilen raporda, nöropsikolojik testlerle Şahin'in belirlenen uzak ve yakın bellek kaybının halen sürdüğü, bellek açısından yıllık olarak yeniden muayene edilmesi gerektiği kaydedildi.

Bu raporda, hastanın yönelimi, genel bilgisi, yer ve zaman oryantasyonunun kısmen bozuk olduğu, mevsimi ve ayın kaçı olduğunu bilemediği ifade edilerek, dikkati odaklayabilme ve sürdürebilmenin bozuk, öğrenme puanının çok düşük olduğu, tanımada sorunlar bulunduğu ve yüz tanımada bozukluklar olduğuna işaret edildi.

''SÜREKLİ HASTALIK''

Raporda, görsel hatırlatma testlerinde de hastanın idrak, dikkat ve tesbit belleğinin ileri düzeyde bozulduğunun belirlendiği ifade edildi.

Yine aynı hastaneden 10 Nisan 2009 tarihinde verilen raporda da test sonuçlarının hastanın bellek kusuru olduğunu gösterdiği, ''demans'' değerlendirmesi için gerekli olan yürütücü işlevlerle ilgili yapılan ikili benzerlikler, atasözü yorumlama ve saat çizme testlerinde soyutlama becerilerinde ve dikkat sürdürmesinde bozulma olduğu anlatıldı.

Hastadaki soyutlama ve dikkat bozukluğunun ''demans'' olarak tanımlanabileceğine işaret edilen raporda, hastanın mevcut durumlarının ''sürekli hastalık'' kapsamında değerlendirilebileceği belirtildi.

Raporda, saat çizme testinde rakamları yerleştirmede tereddüt yaşadığı belirlenen hastanın, daha sonra kısmen doğru biçimde yerleştirdiği, planlama becerisinde nispeten zayıflıklar izlendiği, sayıları karışık bir biçimde sıraladığı dile getirildi.

3. ADLİ TIP İHTİSAS KURULU RAPORU

Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca 15 Temmuz 2009'da yapılan muayenesinde, Şahin'e başındaki cihaz sorulunca, ''Kulak yerine geçiyor. Tek tek yakın konuşulunca anlıyorum'' dediği belirtildi.

Raporda, Şahin'in ''cezaevinde olduğunu, buraya nereden geldiğini, ne kadardır burada olduğunu bilmediği, hakkındaki suçlamayı savcıdan duyduğunu söylediği, 9-10 yıl önce Adli Tıp'a geldiğini ifade ettiği, ''halen 2008'deyiz'' dediği, ay sorulunca ''yazdayız, haziran, temmuz, haziran sonu, bugün çarşamba olduğunu çocuklarımın ziyaretinden biliyorum'' dediği kaydedildi.

Şahin'in, ''Pil istiyorum, pil sahte. 4-5 saatte bitiyor. 1 hafta gitmesi lazım. Ben yalnız kalıyorum. Aleti çıkarıyorum, pil çok gidiyor'' dediği belirtilen raporda, Şahin'in yürüme ve denge bozukluğundan yakındığı, unutkanlık yakınması olduğunu ve sorulan soruları yazdığını söylediği ifade edildi.

Raporda, Şahin'in, değme alanını genişleterek yürüdüğü, hafif düzeyde dizartri, iki taraflı dismetri olduğu, düşüncelerini toparlama, ifadede yetersizlik, kognisyonda yetersizlik, yakın bellek bozukluğuyla kendisini gösteren travma sonrası kognitif yetersizlik, serebellar sendrom belirlendiği vurgulandı.

Nöropsikolojik değerlendirmede ise algı, dikkat ve tespit belleği işlevlerinin çok zayıf olduğunun görüldüğüne işaret edilen raporda, Şahin'in, yaptığı çizimlerde köşeleme ve birleştirmede güçlük ile basitleştirme gibi bulguların dikkat çektiği belirtildi.

Raporda sonuç olarak, Şahin'in halen cezaevi koşullarında hayati tehlike oluşturacak tıbbi bulgularının olmadığına oybirliğiyle karar verildiği kaydedildi.