Adana'da 3 gencin tecavüzüne uğradığını iddia eden kız duruşmasında bu kararından vazgeçti ve...
Abone olAdana'da 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' adlı televizyon dizisindeki gibi 3 gencin tecavüzüne uğradığını iddia eden 23 yaşındaki kız, duruşmada ifade değiştirdi.
Adana'da 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' adlı televizyon dizisindeki gibi 3 gencin tecavüzüne uğradığını iddia eden 23 yaşındaki kız., duruşmada ifade değiştirip, sanıklardan sadece 31 yaşındaki Nihat C.'nin kendisine tehdit ve şiddet uygulayıp, tecavüz ettiğini söyledi. Bunun üzerine mahkeme savcısı mütalaasında, sanıklardan Nihat C.'nin cinsel saldırı ve fuhuşa aracılık etme suçlarından 16 yıla kadar hapsini, diğer sanıkların ise beraatlarını istedi.
Dava konusu olay, 22 Mayıs 2010'da Karataş sahilinde meydana geldi. Çocuk bakıcılığı yapan kız, akşam iş çıkışı evine gitmeye hazırlanırken, bir kız arkadaşının aracılığıyla tanıştığı Nihat C.'nin, "Bir yerlerde oturup çay içelim" teklifini kabul etti.
Buluşma noktasına 2 erkek arkadaşıyla gelen Nihat C., kısa süre sonra genç kıza "Hadi gel seni otobüs durağına bırakalım" diyerek araçlarına bindirdi. Ancak iddiaya göre Nihat C., arkadaşları Metin A. ve Kadir A. ile, genç kıza bıçak çekerek Karataş İlçesi'ne götürdü.
Sahile geldiklerinde Metin A., kız ile cinsel ilişkiye girmek istedi. Mağdur kız kabul etmeyince de Nihat C., sopayla dövdü. Gençler daha sonra, kadını boş bir eve götürdü. Nihat C., "Benimle sabaha kadar birlikte olacaksın, yoksa seni burada keserim. Kimsenin de haberi olmaz" diyerek, genç kıza tecavüz etti. Sabah olunca da, Kadir A. odaya kapattığı genç kıza "Benimle de yatacaksın, yatmazsan buradan sağ çıkamazsın" diyerek, o da tecavüz etti.
Genç kadını, başka erkeklere de pazarlamaya çalışan sanıklar, başarılı olamayınca da, şikayetçi olmaması için tehdit edip kent merkezine bıraktı.
Genç kızın şikayeti üzerine çalışma başlatan polis, şüpheli gençleri yakaladı. Şüphelilerden Nihat C. ile Kadir A. ifadelerinin ardından tutuklandı. 3 sanık hakkında 'fuhuş' ve 'cinsel saldırı' suçlarından 7 ile 20 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklar, haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
NİHAT C.: "KENDİ RIZASIYLA BİRLİKTE OLDU"
Karataş'a gitme teklifinin mağdur kızdan geldiğini ileri süren Nihat C., "Karataş sahilinde bira içtikten sonra, köyde bulunan arkadaşımın evine gittik. Kız başının ağrıdığını söyleyerek, diğer odaya geçti. Ben de peşinden gittim. Kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdik. Sabah ben araç getirmeye gittim. Döndüğümde, Kadir'le cinsel ilişkiye giriyordu. Kendisini dövdüm. Sonra da, şehir merkezinde bıraktım. Suçlamaları kabul etmiyorum" diye ifade verdi.
KADİR A. "KENDİSİNE MÜŞTERİ ADAMADIK"
Kadir A. da Nihat'ın doğru söylediğini belirterek, "Kendisi benim yatağıma gelip, birlikte olmak istedi. Nihat da görünce kendisine vurdu. Biz kendisine müşteri aramadık. Zorla cinsel ilişkiye de girmedik" dedi.
KIZ: "NİHAT TECAVÜZ ETTİ, KADİR'LE KENDİ İSTEĞİMLE BİRLİKTE OLDUM"
Genç kız ise, "Sahilde Metin benimle birlikte olmak istedi. Ben hayat kadını olmadığımı söyleyerek kabul etmeyince, Nihat beni sopayla dövdü. Sonra bir eve götürdüler. Nihat bana tecavüz etti. Kadir'le de kendi rızamla ilişkiye girdim. Sonra, Nihat beni pazarlamak istedi" iddiasında bulundu.
Genç kız sevk edildiği Adli Tıp Kurumu'nda verilen raporda, ruh sağlığının bozulduğu bildirildi. Kurumun cinsel istismar dosyalarına bakan 6'ıncı İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 11 sayfalık raporda, "... 22- 23.05.2010 tarihinde mağduru olduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu oy birliği ile mütalaa olunur" denildi.
Mahkeme savcısı, esasa ilişkin mütalaasında mağdurun kendi isteğiyle birlikte olduğunu söylemesi üzerine, geçen duruşma tahliyesine karar verilen sanıklardan Kadir A. ile diğer tutuksuz sanık Metin A.'nin kesin ve inandırıcı delil bulunmaması sebebiyle beraatlarına karar verilmesini istedi. Diğer sanık Nihat C.'nin ise cinsel saldırı ve fuhuşa aracılık etme suçlarından 16 yıla kadar hapsini, ayrıca cinsel amaçlı hürriyeti tahdit suçundan da hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Mahkeme heyeti, sanık Nihat C.'nin avukatının esasa ilişkin savunma yapmak üzere talep etmesi üzerine duruşmayı erteledi.
GÖZÜN AYDIN BABAMI ÖLDÜRDÜM
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi'nde geçen cuma günü babası 46 yaşındaki Mehmet Lale'yi sokak ortasında tabancayla vururak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan 15 yaşındaki kızı Ö.L.'nin cinayeti işledikten sonra ablasına "Gözünüz aydın, babamı öldürdüm" diye mail attığı ortaya çıktı.
Merkez Bağlar İlçesi Lefkoşa Caddesi'nde geçen cuma günü saat 16.00 sıralarında Mehmet Lale, sokak ortasında başından tabancayla tek el ateş edilerek öldürüldü. Görgü tanıklarının ifadesine göre olayı gerçekleştiren genç kadın, kaçtı. Olay yerine gelen polis ekipleri, cinayeti işledikten sonra kaçan başında şapka olan kısa saçlı kadını aramaya başladı. Cinayet bürosu ekipleri öldürülen Mehmet Lale'nin yakınları ile görüşerek kimseyle husumetlerinin olup olmadığı konusunda bilgi aldı. Polis ile aile arasındaki görüşmeler sürerken aileden ilköğretim 8. sınıf öğrencisi Ö.L.'nin ortada olmadığı ortaya çıktı. Genç kızın son zamanlarda babası ile sürekli tartıştığı bilgisine ulaşan polis Ö.L.'yi kentin her yerinde aramaya başladı.
Öldürülen Mehmet Lale'nin evinin önü ve olayın gerçekleştiği sokakta devriye gezen polis, cinayetin işlendiği bölgede bir kadının elinde silahla gezdiği bilgisini aldı. Bölgeye giden polis ekipleri Ö.L.'yi burada cinayette kullandığı tabancayla birlikte gözaltına alarak polis merkezine götürdü. Yoğun güvenlik önlemleri altında nöbetçi mahkemeye sevk edilen genç kız, savcıya verdiği ifadesinde babasını öldürdüğünü itiraf etti.
Ö.L. ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"GEÇEN YIL BABAMI BIÇAKLA YARALADIM"
Ö.L.'nin savcılığa verdiği ifadede ilginç detaylar ortaya çıktı. Soğukkanlı bir şekilde nöbetçi savcıya olayı anlatan Ö.L., okula gittiğini, derslerinin iyi olduğunu ancak babasının iki hafta önce bilmediği bir nedenden dolayı kendisini okuldan aldığını söyledi.
Babası dışında ailede herkesle arasının iyi olduğunu belirten Ö.L., ifadesinde, şunları söyledi:
"Babam beni sık sık döver ve küfür ederdi, bu nedenle onu hiç sevmem. Geçen yıl babam beni yine çok kötü bir şekilde dövmüştü. Bende dayanamayarak mutfaktan aldığım bıçakla babamı omzundan yaralamıştım. Bu olay savcılığa intikal etmedi. Evde annem ve babam sık sık tartışır ve kavga ederdi. Bundan yaklaşık iki hafta önce yeni evli olan ağabeyimin eşinden bileziklerini alarak bozdurdu ve borçlarını ödedi. Kalan para ile kendisine markasını bilmediğim bir araç aldı. Önceki gün evde yemek yediğimiz sırada babam ve ağabeyim tartıştı. Babam, ağabeyimi dövmesine ve küfür etmesine rağmen sesini çıkarmadı. Bu yaşananlar beni çok etkiledi. Babamın daha önce yaptıkları aklıma gelince babamı öldürmeye karar verdim."
SİLAHI BOŞ BİR ARAZİDE KONTROL ETTİ
Öğle yemeğini ailece yedikten sonra babasının kahvehaneye gittiğini belirten Ö.L., "Babam çıktıktan sonra ona ait olan silahı bir poşetin içine koyarak dışarı çıktım. Evimize yakın bir yere giderek silahın çalışıp çalışmadığını kontrol ettim. Hatta yanlışlıkla iki el ateş aldı. Kontrol ettikten sonra babamın bulunduğu yere gittim. Babam kahvehanede arkadaşları ile oyun oynuyordu. Babam beni görünce neden geldiğimi sordu. Bende kendisine "Evde misafirin bekliyor' dedim. Babam önde ben de arkadan eve doğru yürümeye başladık. Ardından silahı çıkarıp babama yaklaştım. Tam ensesinin dibine gelerek silahı ateşledim. Ağabeyimin kuru sıkı tabancası olduğu için sık sık onunla uğraşıyordum. Bu nedenle silah kullanmayı ondan örgendim" dedi.
BABASINI VURDUKTAN SONRA KUAFÖRE GİDEREK SAÇLARINI KESTİRDİ
Babasını vurduktan sonra kuaföre gidip saçlarını kestirdiğini belirten 15 yaşındaki Ö.L., "Önce bir mağazaya gidip kendime şapka aldım. Ardından kuaföre gidip saçlarımı kestirdim. Daha sonra okulumuza yakın bir yerde bulunan internet cafeye gittim. Burada maillerimi ve facebook sayfamı kontrol ettim Sonra Ablam Azize'ye bir mesaj yollayarak, 'İçiniz rahat olsun, babamı öldürdüm' şeklinde mail attım. Tüm bu yaşananlar olurken tek başımaydım. Kimse bana yardım etmedi. Babamı tamamen kendi irademle vurdum. Hatta kuaförden çıktıktan sonra eve gitmek istedim ama polis olduğu için gidemedim. Yakalandığımda bile babamı vurduğum için hiçbir üzüntü duymadım, ağlamadım. Yaptıklarımdan dolayı pişman değilim" dedi.
BİNLERCE SAHTE İÇKİYİ MEKANLARA SATMIŞLAR
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
MİT'in desteğini alan Jandarma, İstanbul'daki ünlü gece mekânları ile güneydeki otellere 'dandik' koduyla sipariş aldıkları sahte içkileri yapıp satan şebekeyi çökertti
İstanbul'da sahte içki üreten şebekeye yönelik operasyonlar sonucu 8 kişi tutuklandı. Küçükçekmece'de bir simalathane ve Beylikdüzü'nde bir depoya yönelik operasyonda binlerce şişe sahte içki ele geçirildi. Jandarmanın yaptığı teknik takipte üretilen sahte içkilerin, İstanbul'da Etiler'deki bazı ünlü eğlence mekânları ile güneyde ise beş yıldızlı 17 otel ve tekel bayilerine satıldığı ortaya çıktı. Jandarmanın, adı geçen eğlence yerleri ve oteller hakkında fezleke hazırlayarak adli soruşturma için Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na, idari soruşturma için ise Tarım İl Müdürlüğü'ne gönderdi.
KAPALIYA KRAVATLI
Sabah'ın haberine göre İstanbul İl Jandarma ekipleri tarafından sahte içki çetesini takibe 7 ay önce başladı. Takip sırasında MİT ve polisten de destek alındı. Liderliğini sabıkalı Ercan K.'nin yaptığı çetenin telefonla aldığı siparişlerde; şişelenmiş içkilere "kravatlı", bidondan alınan açık içkilere ise "dandik" kod adının verildiği öğrenildi. Sağlıksız ortamlarda üretilen sahte içkilerde, etil alkolün yanı sıra ölümcül ve kör edici özelliğe sahip metil alkolün de kullanıldığını belirledi. İddiaya göre şebeke, yüksek miktarı metil alkol olan 60 litre alkole 120 litre su katarak votka, yine aynı miktarda su ve alkole kola katarak viski üretiyordu. Şişelere sahte bandrol ve etiketleri yapıştırılarak piyasaya sürülüyordu. Şebekenin imalathanesini mühürleyen jandarma, çöpten toplandığı belirlenen binlerce boş şişenin yanı sıra yine binlerce şişe sahte içkiye ve imalathane malzemelerine imha edilmek üzere el koydu. Şebeke, sahte içki ve sigarayı orijinalinin 5'te birine karşılık gelecek ücretlerle satıyordu. Örneğin 70 liralık bir viski, 14-15 liradan satılıyordu. Şebekenin, JB, Binboğa, Jack Daniel's, Marmara Blue, Efe ve Yeni Rakı gibi markaları kullandığı tespit edildi.
9 ÜNLÜ MEKÂN
Teknik takipte, sahte içki çetesine, İstanbul'da Etiler'de 9 ünlü eğlence mekânı, güneyde ise 5 yıldızlı 17 otelden sipariş geldiği ve bu işletmelere sahte içki satışı yapıldığı belirlendi. Satışlara ve siparişlere ilişkin telefon dinlemeleri tutanak haline getirilerek Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Jandarma, sahte içki satışına ilişkin topladığı tüm delilleri yine bir tutanakla ilgili İl Tarım Bölge Müdürlükleri'ne gönderdi.
6 AYRI OPERASYON
Yapılan 6 ayrı operasyonda 440 şişe sahte votka, 200 şişe sahte viski, 838 sahte bandrol ve binlerce paket sahte sigara ele geçirildi. İstanbul merkezli operasyonlarda gözaltına alınan 9 şüpheliden aralarında çete lideri olduğu ileri sürülen Ercan K.'nin de bulunduğu 8 şüpheli "ölüme sebebiyet verebilecek faaliyette bulunup haksız kazanç temin etmek" suçlamasıyla tutukladı.
POLİSİ ŞAŞKINA ÇEVİREN HIRSIZLIK
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Şanlıurfa'da küçük yaşta hırsızlık yapan iki kişiden biri çaldıkları hayvanları bırakarak kaçtı. Yakalanan bir çocuk korkudan gözyaşlarına boğuldu. Edinilen bilgiye göre olay 24 metre yolu yeni üst geçit altında meydana geldi. İddiaya göre iki küçük çocuk ellerinde el arabası içinde bulunan bir çuval ile sırrın mahallesine doğru seyir ederken polis ekiplerini gördüler. Polisleri gören çocuklar yanlarındaki el arabasını ve içinde bulunan çuvalı bırakarak koşmaya başladılar. Koşmalarını fark eden ekipler kısa süren kovalamaca sonucu kaçan çocuklardan M.D.(13) yakalandı.
Üst geçit altına bırakılan el arabası ve çuvalı inceleyen polis ekipleri gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü. Çuvalın içinden tavuk ve tavşan çıktı. Kovalamaca sonucu yakalanan M.D. ekiplerin nereden bunu çaldınız neden koştunuz sorusuna ise gözyaşlarına boğularak abi ben bir şey yapmadım arkadaşım çaldı bunları diyerek ağladı. Ağlayan M.D. yi polis ekipleri sakinleştirerek ifadesi alınmak üzere çocuk şubeye götürülürken çalınan el arabası, tavşan ve tavuk polis merkezine götürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.