Adana’da 2013 yılı Ocak ayından bu yana kuyumcudan 25 ayrı hırsızlık ve soygun gerçekleşirken, yaklaşık 1 milyon liralık 14 kilo altın çalın...
Abone olAdana’da 2013 yılı Ocak ayından bu yana kuyumcudan 25 ayrı hırsızlık ve soygun gerçekleşirken, yaklaşık 1 milyon liralık 14 kilo altın çalındığı, olaylarda 2 kişi ölürken 4 kişinin yaralandığı, sadece 3 olayın faillerinin yakalanamadığı bildirildi.
Adana’da son bir haftada; kuyumcudan vitrin camını kırmak suretiyle hırsızlık girişimi, kar maskeli pompalı tüfeklerle de 3 kuyumcudan soygun girişimi oldu. Vitrinin camını kırmak suretiyle altın çalmak isteyen şahıslar altınları çalamadan kaçtıktan sonra polis tarafından çok kısa sürede yakalandı. 2 kuyumcuda soygun gerçekleşirken, 1 kuyumcuda ise girişimde kaldı. İlk olayda pompalı tüfekle kuyumcuya giren 2 kişi, 35 bilezik aldıktan sonra kaçtı. Polis kısa sürede 2 zanlıyı ve onlara yardım eden 3 kişiyi yakaladı. Bu olayın ardından pompalı tüfekli 3 kişi bu kez de Bahçelievler Caddesi’nde bir kuyumcuya gelerek soygun yapmak istedi ancak, kuyumcu silah çekince zanlılar olay yerinden kaçtı. Bu zanlılar polis tarafından aranıyor.
Dün ise kuyumcuya gelen yine maskeli ve pompalı tüfekli 4 kişiden 3’ü, kuyumcuya girerek altınları çaldı. Kendilerine karşı gelen baba ve oğlu öldüren zanlılar, kuyumcuyu ve yoldan geçen 2 kız çocuğunu ise yaralayıp kaçtı. Zanlılar, kaçtıkları aracı bir köyde yakıp kayboldu. Polis şimdi her yerde bu zanlıları arıyor.
Bu olaylarla birlikte Adana’da Ocak ayından itibaren kuyumcudan 25 ayrı hırsızlık ve soygun oldu. Bu soygunlarda yaklaşık 1 milyon liralık 14 kilo altın çalındı. Polis olayların üzerine titizlikle giderek 22 olayın zanlısını yakalayıp adalete teslim etti. 3 olayın zanlıları ise her yerde aranıyor. Olaylarda 2 kişi ölürken, 4 kişi de yaralandı.
"KONUYU YA MECLİSE İNTİKAL ETTİRECEĞİZ, YA DA SİYASİLERİMİZLE GÖRÜŞÜP BİR ÇÖZÜM BULACAĞIZ"
Adana Kuyumcular Odası Başkanı Oğuz Başman yaşanan bu olayların ardından olayın maddi kaybın da ötesinde korkutucu bir noktaya ulaştığına dikkat çekerek, bugün kent genelinde faaliyet gösteren tüm kuyumcuların üzerinde ve iş yerlerinde ruhsatlı silah bulundurduğunu, bunu da yasal bir hak olduğunu ancak kuyumcuların silahlarını kullanmadığını söyledi. Başman, "Silahlı baskınlar devam etti ve üzülerek söylüyorum ki olay kontrolden çıkarak kan döküldü. Biz elimizdeki silahları kullanmak istemiyoruz" dedi.
Başman, özellikle cam kırarak hırsızlık yapan kişilerin çocuk olduğunu, bu nedenle ceza da almadıklarını söyleyerek şöyle devam etti:
"Bizde bu olay sadece hırsızlık olarak görülüyor. Silahlı soygunu kastetmiyorum vitrin camının kırılmasını kastediyorum. Silahlı değil de bir hırsızlık olayı olarak görülüyor. Kaldı ki bu suçu çıkaranlar da aşağı yukarı 15-16 yaşında çocuklar. Bu yüzdende Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na göre de bunların genel olarak yargılamaları tutuksuz olarak gerçekleştirilmekte, yaşlarının küçük olması da tutuklanmalarına bir engel teşkil ediyor. Böyle olunca da yasaların caydırıcılığını yitirmiş olması bu tür insanları suça teşvik ediyor. Özelikle son yaşanan 2 vatandaşımızın hayatını kaybettiği soygun artık burada işin tamamen dama dediği bir noktada. Daha doğrusu söyledikleri gibi sözün bittiği noktadayız biz. Bu ne olacak? Karşılığında alınan 3-4 kilo altın evet servettir, yaklaşık 350-400 bin civarında para insanın bir ömür boyu kazanamayacağı paradır. Ama o giden 2 canın karşılığı hele o baba oğul yani 18 yaşında genç bir fidanı kaybettik. Bunların yerine nasıl koyacağız. Hiçbir maddi bedel bunları ödemez. Demek ki bir yerde bir eksiklik var. Yasalar ne için konuluyor? Yasalar bir suçun cezasının infazı ve özellikle de suçu önlemeye yöneliktir, caydırıcılıktır. Demek ki bu gibi soygunlarda bu tip hırsızlıklarda caydırıcılık zayıf geliyor. O zaman ne yapacağız? O zaman suçun vasfını değiştireceğiz. Mesela bunu nitelikli yağma suçuna sokabilirsiniz. Yani gaspla eş değerdir bu şekilde karşılığında cezası çok ağırdır. Hele de böyle ölümlü sonuçlanan suçlarda cezanın daha da artması lazım. Esnaf arkadaşlarım ciddi anlamda tedirginler. Bu konuda bana da çok baskı var bu konu ile ilgili önümüzdeki birkaç gün içerisinde biz de yasal çerçevede tepkimizi dile getireceğiz. Başta sayın valimiz ve emniyet müdürümüz olmak üzere sayın bürokratlarımla görüşüp gereken konuyu ya meclise intikal ettireceğiz, ya da siyasilerimizle görüşüp bir çözüm bulacağız."
Başman, dükkanlarda güvenlik kameraları olduğunu, tabladan malın çalınması ve değiştirilmesiyle ilgili tezgahtarların hepsinin zaten uyarıldığını belirterek, "Ama vitrin camının kırılmasında elimizden geldiği kadar camlarımız bizim şu anda güvenlik anlamında kırılmaz camlardır. Fakat silahlı soyguna bizim yapacağımız nedir? Silahlı soygunda bizim de silah bulundurmamız yeterli değildir. Biz esnafız yani biz her gün atış yapmıyoruz, güvenlik görevlisi değiliz. Bu tür olaylara karşı kapı kilitlerimiz var, vitrin toplamada vitrin dizmede güvenlik tedbirlerimizi almaktayız. Anca yapabildiklerimiz bunlar" diye konuştu.
Meydana gelen olaylar karşısında kuyumculardan sağduyulu davranmalarını tavsiye ettiğini belirten Başman, şunları kaydetti:
"Çok üzücü bir olay ama geçtiğimiz hafta içerisinde yine bir silahlı soygun oldu, ondan önceki hafta yine bir silahlı soygun oldu. Çok şükür kimseye bir şey olmamıştı o zaman. Aralık ayı içerisinde yine silahlı soygunda bir arkadaşımız çok ağır yaralandı 4 kilo altını gitti şu anda bedensel olarak da bir sakatlığa uğradı. Bunlar evet üzücü olaylar bunlara karşı tepki göstermek faillerini yakalanamaması, yakalansa dahi ceza verilememesi tahammül edilebilir bir şey değil ama ben esnaf arkadaşlarıma meslektaşlarıma başkanları olarak sakin olmalarını, soğukkanlı olmalarını öneriyorum."
(İHA)