Adam gibi savaşmak yerine, puştluk yapan gazeteciler!
Kendini barışa adayan bir kişi, küs olduğu kişiyle aynı masada oturmaktan kaçar mı? Benden selamını esirgeme eyvallah, bir başka meslektaşından niye esirgiyorsun Allah'ın selamını?
Barış yazıları döşenen gazeteciler ne kadar barışçı?
Birbirleriyle barışık mı mesela, hergün barış olsun diye
çırpınanlar!
Hayır!
Birbirlerinin yüzüne bakmıyorlar!
Allah'ın selamını esirgiyorlar...
Dahası...
Katıldıkları davette, aynı masayı paylaşamayacak kadar
barıştan uzaklar!
Özetle...
Barış destanları yazan gazeteciler, sürekli savaş halindeler!
***
Nazlı'mın düğününde, gazeteci dostlarımı bir arada oturttum. Biri
çekti gitti, "beni o kişiyle nasıl aynı masada
oturtursun?" diye! Kırıldım, kızdım, selamı sabahı
kestiğime ilişkin bir mesaj attım bu arkadaşa.
Cevap:
"Ben ömrümü barışa adayan, sürekli barış için kalem
oynatan bir kişi olarak, küslüğü kabul etmem. Sen ister selam ver
ister verme, ben selamımı esirgemeyeceğim!"
Hoş bir mesaj!
Da...
Kendini barışa adayan bir kişi, küs olduğu kişiyle
aynı masada oturmaktan kaçar mı? Benden selamını esirgeme eyvallah,
bir başka meslektaşından niye esirgiyorsun Allah'ın
selamını?
Liste yapsak...
Sabaha kadar barıştan uzak gazetecilerin isimlerini alt alta yazmam
gerekiyor!
Köşeler barış sözcükleriyle dolu!
Ekranlarda boy gösterenler, barışı ağzından
düşürmüyor!
Meslektaşlarına da ömür boyu düşmanlık
yapıyor bunlar!
Sahte barışçılar, gerçek savaşçılar!
***
Gizli savaşçılar ayrı!
Onlar, savaşmıyor, puştluk yapıyorlar!
Gülüyor yüzüne, sen de adam sanıyorsun onu, dost biliyorsun!
Çok geçmeden, yüzüne gülen kişinin dostluğunu da, adamlığını da
çöpe atıyorsun!
Puşt çünkü!