BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,46
ALTIN 2.941,53
HABER /  GÜNCEL

Adalet Bakanı'ndan şaşırtan 'cevap'

Kendisine tecavüz eden onlarca kişinin serbest bırakılması üzerine Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e mektup yazan N.Ç. şimdi de soruşturma kıskacına girdi.

Abone ol

Kamuoyunda "Utanç Davası" olarak bilinen davanın mağduru N.Ç.'nin, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e "Benim yerimde kızınız olsaydı ne düşünür, ne tepki gösterirdiniz?" sorusunu yönelttiği mektubuna, Çiçek soruşturma ile yanıt verdi. Mardin'de aralarında kaymakamlık yazıişleri müdürü, ilköğretimokulu müdür yardımcısı ve 1 yüzbaşının da bulunduğu 28 kişi tarafından 7 ay boyunca tecavüze uğrayan 12 yaşındaki N.Ç., sanıkların serbest bırakılması üzerine Haziran 2003'te Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bir mektup yazarak, "Benim yerimde kızınız olsaydı ne düşünür, ne tepki gösterirdiniz?" sorusunu yöneltmişti. Adalet Bakanı Çiçek'in, N.Ç'ye yanıtı mektubun yazılmasından 3 ay sonra soruşturma şeklinde oldu. İHD Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin de soruşturmayı doğrulayarak, N.Ç. 19 Kasım'da polis nezaretinde Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'na giderek, TCK'nin "Anayasal kuruluşları tahkir ve tezyif etmek" fiilini düzenleyen 159. maddesi çerçevesinde Adalet Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yasaklaması üzerine N.Ç.'nin basına konuşmadığını belirten Keskin, N.Ç. ile Cumhuriyet Savcısı arasında geçen diyaloğu anlattı. "Savcı, N.Ç'ye 'Neden dilekçe yazdın? Devletten ne istiyorsun?' diye sormuş ve N.Ç. 'Yazdığım dilekçe değil, duygularımı anlattığım bir mektuptu. Devletten ne isteyebilirim ki? Mardinliyim ve 2002 yılında, 11 yaşındayken tecavüze uğradım. Bana tecavüz edenler serbest bırakıldı. Bu bana yapılmış büyük bir hakarettir. Sanıkların 20-30 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istiyorum' demiş. Bunun üzerine savcı 'Ne yani kanunların değişmesini mi istiyorsun?' diye sorunca N.Ç. de 'Evet' demiş. Hatta bu cevap savcının çok hoşuna gitmiş. Savcı bu cevaba gülmüş ve N.Ç.'ye 'çak' diyerek elini uzatmış". 'Soruşturma yeni travmadır' Türkiye'nin her yerinde özellikle de Bölge'de çocukların fuhuş sektöründe kullanıldığını ve bu sektörün yönetenlerle, bürokrasiyle bağlantılı olduğunu kaydeden Keskin, şöyle konuştu: "N.Ç.'ye 200'den fazla kişi tecavüz etti. Herkes serbest bırakıldı. Ama çocukça duygularını yazdığı bir mektuptan dolayı soruşturma başlatılıyor. N.Ç polis eşliğinde gidip savcılığa ifade verdi. Bu çocuğa yeniden travma yaşattılar. Şimdi onun devlete olan güvensizliği daha da artıyor. Devlet çok büyük bir sorumluluk altında. Bu mağduriyeti yaşayan çocuklara yaklaşımını göstermek açısından bu soruşturma önemli. Bundan sonra ya TCK'nin 159. madde gereğince dava açılacak ya da takipsizlik kararı verilecek. Ama açılan soruşturma da bir skandaldır." Benim yerime kızınız olsaydı!.. N.Ç.'nin mektubu özetle şöyleydi: "Sayın Bakan size bir öneride bulunacağım. Adım N.Ç., 13 yaşındayım, ben daha çocuğum. Küçük yaşta çekmediğim acı kalmadı. 12 yaşındaydım babam ve dedem yaşındaki onlarca adamlar bana 7 ay boyunca zorla tecavüz ettiler. Dava halen devam etmektedir. Ben bunların hiçbirini hak etmiyorum. Gazeteleri her gün takip etmekteyim. Gazeteyi her okuyuşumda çeşitli olaylarla karşılaşıyorum. Her gün bir geç kızın hayatı kararıyor. Yeter artık! Biz çocuğuz okumak istiyoruz. Oyun oynayacak çocuklarız. Ben artık hiçbir genç kızın hayatının kararmasını istemiyorum. O kötü acıyı ben çektim başka kimsenin çekmesini istemiyorum. Geleceğin nesilleri olarak biz çocukların her gün hayatı kararmaktadır. Çocuklar bu ülkenin teminatıdır diyorsunuz ama öyle değil. Bir tek bana değil tüm hayatı kararmış ve mağdur olmuş genç kızlara bu kötülükleri yapan suçlulara çok ama çok büyük bir ceza verilsin istiyorum. Bil bakalım biz bu cezayı niye istiyoruz eğer bu büyük ceza bir suçluya verilirse bir başka adam bu suçtan korkar ve o genç kızı kirletmez. Savaştan bugüne kadar onlarca kızın hayatı karardı. Kızların yaşı 10-11-12-13-14-15 hepsinin de yaşı bu. Ya sizin çocuklarınız yok mu? Öyle bir olay kızınızın da başına geldi diyelim ne düşünür ve nasıl bir tepki gösterirsiniz. O 'tecavüz' lafını duyunca ölmekten başka bir şey düşünmeyeceksiniz, her gün için için ağlayacaksınız. Öyleyse bizi de bir çocuğunuz olarak kabul edin. Bizim sizden istediğimiz para pul değil. Bizim sadece isteğimiz bu tür suçları önlemek için yoğun çaba harcamanızı ve suçluları bir an önce cezalandırmanızı istiyoruz. Benim davamda suç işleyen bütün sanıklar, suçlular şu an da serbest bırakıldılar. Elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar. Ya benim hayatım ne oldu biliyor musunuz? Bir düşünün bakalım. Şimdiye kadar bana hiç sahip çıkmadınız. Bana bir tek İnsan Hakları Derneği sahip çıktı. Bir tek onları çok seviyorum. Yazacaklarım bu kadar. Saygılarımla N.Ç." KAYNAK: ÖZGÜR GÜNDEM