Sosyal medya ile arasının iyi olmadığını söyleyen Acun Ilıcalı, Ekşi Sözlük için de 'klavyeyi bulunca vahşileşiyorlar' dedi.
Abone olAcun Ilıcalı, NTV ekranlarında yer alan ve Burcu Esmersoy'un sunduğu 'Yaz Gecesi' adlı sohbet programının konuğu oldu. Yeni projesi 'O ses Türkiye'nin formatını nasıl aldığını anlattı. Ilıcalı sosyal medya siteleriyle arasının iyi olmadığını söyledi, Ekşi Sözlük'e de ateş püskürdü.
Çok sesliliğe karşı olmadığını söyleyen Ilıcalı, "Ama mesela sokakta kalkıp da senin karşında iki kelimeyi bir araya getiremeyecek ya da en ufak bir şekilde 'gak' diyemeyecek insanların bir klavye bulup oralarda vahşileşmesini kabul etmiyorum." dedi. Ilıcalı şöyle konuştu: "Saygı denen bir olay vardır, bu kelime çok önemli. Saygıyı kaybetmediğiniz sürece her insan hakkında her eleştiriyi yapabilirsiniz. Saygıyı kaybedip de klavye buldum ben onun hakkında bunu diyeyime girerse iş orda yeri geldiğinde insanların haddini de bildiririm ben. Biz burda ciddi bir emek sarfediyoruz. İnsanlar takdir eder-etmez, beğenir-beğenmez, seyreder-seyretmez buna saygım her zaman sonsuz. Benim programımın beğenilmek zorunda olduğunu hiçbir zaman iddia etmedim ama burada kalkıpta 'lan Acun' diye konuşmaya başlayan bir adam gerekli muameleyi görmelidir. Ben annem ve babamdan saygılı olmayı, emeğe saygıyı insanlara zanda bulunmamayı öğrendim. İpini koparmış birinin klavye üzerinde canbazlık yapmasına karşı geliyorum tabii ki. Bu konuda da hürriyetin kısıtlanmasından yanayım. Saygı çerçevesinde olmasından yanayım.
Ilıcalı, Esmersoy'un "Bir röportajında programdan sonra şöyle bir göz gezdirim kalabalık durumdan ertesi gün raytinglerinin de nasıl olacağına bakarım demiştin." sözleri üzerine de "Ben onu Ekşi Sözlük için söyledim. Laf sokmak için değil. Ekşi Sözlük'te değerli insanlar da vardır. Okuduğum zaman hakikaten beğendiğim yorumlar da oluyor bazen, ama abuk-subuk, saygısız, seviyesiz yazılar da oluyor." dedi
"RUH HASTALARI DA VAR, DÜZGÜN OLANLARI DA"
Ilıcalı şöyle devam etti: "Genel olarak baktığımda zaman sevimli bulmuyorum. Zaten konu başlıklarına baktığınız zaman genel ruhaniyetin ya da maneviyetin yerlerde olduğunu görüyorsunuz. Ama onun içinde de değerli insanlar var yorumları var. Biz her sabah 10:00'da rayting alıyoruz, o zamana kadar tahminlerde bulunuyoruz. Ben onu onları aşağılamak için söylemedim, onlar öyle zannettiler. Olay şu; kaç entry girerse yarınki tahmin. Kötü anlamda söylemedim ama bazıları kompleks yaptı. Aralarında hakikaten ruh hastaları var, hafif sapık olanları var, deli olanları var ama iyi niyetli olanları düzgün olanları da var. O yüzden genelleyipte bir yargıda bulunmak istemiyorum. İnşallah aralarındaki garip tiplerde temizlenir."
"Twitter'a bakış açım farklı, Twitter halkın sesi gibi geliyor. Daha geniş bir yelpaze var. Orada insanların bir şey söylemesi yine saygı çerçevesinde, aynı görüşe sahip bir grup olmadığı için, sürekli aynı açıdan bakmadıkalrı için bir çoğu söylenenlere daha çok değer veriyorum. Arada bakıyorum da yani. Ama şimdi benim rahmetli anneme küfreden de çıkıyor Twitter'da. Oluyor adam bakıyor bu adamın parası var diyor, bende para yok diyor benim anneme küfrediyor mesela. O durumlar ben yeni sisteme başladım, direkt dava açıyorum hepsine. Çok net bir çözüm. Karşı tafı da bir anda 'yanlış anladınız, ben özür dilerim, ben yazmadım' gibi çok değişik bir moda giriyor. Amacım insanlara zarar vermek değil ama değerlerimde bir sıkıntı yaşadığımda gözüm kararır, gerekli cevabı veririm."
'O ses' bütün Hollanda'nın izlediği bir programdı. Programı izledim ve formata aşık oldum. Hollandalıları aradım 'Ben bu formatı istiyorum' dedim. Onlarda 'Başka birileriyle temas halindeyiz, görüşüyoruz. Sizin bir özelliğiniz var mı?' dediler. Orda çok kamikaze bir hareket yaptım. 'Telefonu kapatalım, Türkiye'den rastgele bir telefon numarası çevirip beni sorun' dedim. Yarım saat sonra beni aradılar.