BIST 9.680
DOLAR 34,64
EURO 36,47
ALTIN 2.913,44
HABER /  GÜNCEL

Açlık Sınırı 473 Milyon Lira

Türk-İş Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, yoksulluk sınırı da 1 milyar 437 milyon liraya çıktı.

Abone ol

Türk-İş Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin dengeli beslenebilmesi için yapması gereken ve açlık sınırı olarak nitelendirilen aylık harcama tutarı, ocak ayında geçen yılın aralık ayına göre yüzde 2.8 oranında artarak, 473 milyon 17 bin lira oldu. Açlık sınırı, aralık ayında 460 milyon 27 bin lira, 2003 yılı başında ise 401 milyon 396 bin lira olarak hesaplanmıştı. Açlık sınırı geçen yılın ocak ayına göre yaklaşık 72 milyon lira arttı. Gıda için yapılması gereken harcama tutarı geçen yılın aynı döneminde yüzde 5.6 düzeyinde artmıştı. Gıda harcaması tutarındaki son 12 aylık artış yüzde 17.9, 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 30.1 düzeyinde gerçekleşti. Gıda fiyatlarındaki artışın özellikle sebze fiyatlarından kaynaklandığı belirtilen açıklamada, “Yurdumuzun büyük bir bölümünü etkisine alan olumsuz hava şartları sebze ve meyve arzını olumsuz etkileyince yansıması fiyat artışlarında ortaya çıktı. Mevsim şartlarının etkisiyle meydana gelen fiyat artışı hesaplama dışı bırakıldığında gıda fiyatlarındaki aylık artış yüzde 1.1 olarak hesaplandı” denildi. Dört kişilik ailenin gıdanın yanı sıra, kira, ulaşım, yakacak, aydınlatma, su, giyim, eğitim, telefon, kültür gibi temel gereksinimleri için yapması gereken ve yoksulluk sınırı olarak nitelendirilen harcama tutarı ise ocak ayında 1 milyar 437 milyon 742 bin lira olarak gerçekleşti. Yoksulluk sınırı geçen yılın aynı döneminde 1 milyar 220 milyon lira düzeyinde bulunuyordu. Buna göre, çalışanlar aradan geçen süre içinde zorunlu gereksinimlerini karşılamak için 218 milyon lira daha fazla harcama yapmak zorunda kaldı. Yoksulluk sınırı, aralık ayında ise 1 milyar 382 milyon 782 bin lira düzeyinde bulunuyordu. Türk-İş açıklamasında, aynı dönem itibariyle net asgari ücretin 226 milyon liradan 303 milyon liraya çıkarıldığı ve aradan geçen bir yılda artış tutarının sadece 77 milyon lira ile sınırlı kaldığı vurgulandı. Açıklamada, “IMF işte bu artışı fazla bulmuş ve kamuoyuna yansıdığı biçimiyle siyasal iktidarı bu nedenle sorgulamıştır” denildi.