Hükümet ile BDP arasındaki diyaloglarda açlık grevelrini bitirmek için İmralı'ya avukatların gidişine dönük bir çözm formülü bulundu. İşte detaylar...
Abone olİNTERNETHABER.COM
Cezevlerinde on bine yakın tutuklu ve hükümlünün katılımıyla kitlesel bir nitelik kazanan açlık grevlerinde çözüm arayışları sürüyor. Hükümetin anadilde savunma hakkını tanıma yönünde adım atmasıyla taleplerden biri kabul edilse de Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesi yönündeki talep eylemin bitirilmesi önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor. Radikal gazetesi yazarları Eyüp Can, Deniz Zeyrek ve Oral Çalışlar bugün üç ayrı yazıda konuya dair çarpıcı bazı kulisler geçtiler.
Anadilde savunma hakkının tanınması yönündeki kararını kamuoyuna açıklayan hükümet, Bülent Arınç üzerinden Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesi konusunda da olumlu bazı sinyaller verse de Başbakan Erdoğan'ın aksi yöndeki tutumu kafaları karıştırmıştı. Radikal gazetesi yazarları hükümet ile BDP arasındaki görüşmelerde varılan son noktayı paylaştıkları yazılarda Öcalan ve avukatları arasında bir kaç gün için görüşme olabileceğini iddia ettiler.
HAFTALIK RUTİN GÖRÜŞME YERİNE YENİ BİR FORMÜL BULUNDU
Radikal'in Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek, "Adalet Bakanlığı’nda ve BDP’de Öcalan’ın birkaç gün içinde avukatlarla görüşeceği beklentisi var." dediği yazısında hükümet ile BDP arasındaki görüşmeler sonucu ortaya çıkan çözüm formülünü
"Adalet Bakanlığı yeni dönemde Öcalan’ın avukatları ile “her hafta çarşamba günü görüşme” şeklindeki rutinini sürdürmek istemiyor.... Bu durumda, üzerinde durulan ve büyük ölçüde kabul gören yöntemle Öcalan ile avukatlarının görüşmeleri ‘her başvuru için ayrı’ değerlendirilecek. Geçmişte, rutin görüşme taleplerini ‘gemi bozuk’, ‘hava durumu uygun değil’ gibi gerekçelerle geri çeviren savcılık da bundan sonra ret kararlarını talebin içeriğine göre verecek ve ret kararının yasal dayanaklarını avukatlara bildirecek."
EYÜP CAN: KARA GÖRÜNDÜ!
Radikal'in tepe ismi Eyüp Can, köşesinde yer verdiği kuliste hükümet ile BDP arasında bir yumuşama yaşandığını ve psikolojik eşğin aşıldığını kaydetti. Öcalan ile avukatlar arasında eskisi gibi rutin haftalık görülmelerin artık mümkün olmadığını belirten Can, yeni bir görüşme modeliyle sorunun aşılacağını
"Hükümet Öcalan'ın avukatları üzerinden her hafta düzenli bir biçimde örgüte mesaj vermesini istemiyor.
Müzakere sürecinde açıkça buna göz yumuluyordu.
Ama ne zaman ki müzakereler tıkandı, hükümet tecrit uygulamasına geçti.
Şimdi üzerinde durulan formül şu: Bir kere görüşecek avukatların KCK kapsamında yargılanıyor olmaması gerekiyor.
İkincisi, her hafta düzenli görüşmeler yerine Öcalan'ın talebi üzerine her defasında değerlendirmeye alınacak bir görüşme formülü üzerinde duruluyor.
Böylece giderek bir komediye dönüşen koster bahanesi de ortadan kalkmış olacak.
Aslına bakarsanız bunların hepsi teknik mesele.
Yeter ki sorunları derinleştirmek yerine çözme yönünde bir irade olsun.
Kara göründü."
ÖCALAN AVUKATLARIYLA GÖRÜŞMEK İSTEMİYOR MU?
Oral Çalışlar ise bir başka soruya yanıt aradığı yazısında Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmek istemediği yönündeki hiükümet kaynaklı iddiayı köşesine taşıdı. Adalet Bakanlığı ve BDP ile temasa geçen Çalışlar, Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmek istemediği yönünde hiç bir bilgi ve verinin olmadığını yazdı. Bakanlık yetkililerinin böyle bir iddiasının olmadığını belirten Çalışlar hükümetin karar aşamasında olduğunu
Çalışlar Bakanlı yetkilileri ve Gültan Kışanak'tan aldığı yanıtları taşıdığı köşesinde şöyle yazdı:
Adalet Bakanlığı'ndan, "Öcalan avukatlarıyla görüşmek istemiyor" gibi bir değerlendirme gelmiş değil. Böyle bir iddiada bulunmadılar, böyle bir bilginin kendilerinde olmadığını söylediler. Yani, 'Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmek istemediği' şeklinde bir durumdan söz edemiyoruz. Bu bağlamda, Arınç'ın açıklamasını "Öcalan görüşmek istemiyor" seklinde yorumlamamak gerekiyor.
Bu noktada hepimizi ilgilendiren ikinci kritik soru: Hükümet, "Öcalan'la avukatların görüşmesi" konusundaki "tecrit tutumu''ndan uzaklaşıyor mu?
Kışanak'ın soruma cevabı: "Tutumlarını değiştirecekferse acele etmelerini isteriz. Çünkü artık açlık grevleri iyice tehlikeli sınırlara geldi. Bir kaybın gerçekleşmesi halinde, tamiri imkânsız sonuçlar doğabilir."