Abdullah Öcalan'a yönelik tecritin kaldırılması ve Kürtçenin kamuda anadil olarak kullanılması talebiyle 7 cezaevinde başlatılan açlık grevi 483 tutuklu ve hükümlünün katılımıyla 38. gününde 58 cezaevine yayıldı.
Abone olTürkiye genelindeki 58 cezaevinde PKK ve PJAK'lı tutuklu ve hükümlülerin gerçekleştirdiği "süresiz-dönüşümsüz" açlık grevinde 38. gününde.
63 hükümlü ve tutuklunun sağlık durumlarının ise kritik eşiğe ulaştığı bildirildi.
PKK ve PJAK davalarından hükümlü ve tutukluların eylemi 12 Eylül'de Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması, Kürtçenin anadil olarak kamusal alanda kullanılması talepleriyle 7 cezaevinde bulunan 63 kişi tarafından başlatılmıştı.
Eylem, 38. gününde 483 tutuklu ve hükümlünün katılımıyla 58 cezaevine yayılmış durumda.
Cezaevlerindeki PKK davası hükümlü ve tutuklularının sayısının yüksekliği nedeniyle ay sonuna kadar eylemci sayısının 1000'i aşabileceği belirtiliyor.
Eylemciler, açlık grevlerinin bitirilmesi için ya 2 taleplerinin karşılanmasını ya da bizzat oluşturulacak bir heyet aracılığıyla Öcalan'ın çağrı yapmasını şart koşuyor. Eyleme, tutuklu BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile Van Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın da katıldığı gelen haberler arasında.
- Hükümlü ve tutukluların ailelerinin derneği TUAD-FED ise eylemlerin fiilen ölüm orucuna dönüştüğünü belirterek, şu iddialarda bulunuyor:
- Birçok cezaevinde mahkumlara B1 vitamini verilmiyor.
- Bazı mahkumlar da B1 vitaminini kendisi almıyor.
- Silivri ve Şakran cezaevlerinde, eylemciler tek kişilik hücrelere konuldu.
- Adalet Bakanlığı bürokratları, bunun nedenini, 'bilinçleri kaybolunca müdahale edeceğiz' diye açıklıyor.
- Tekirdağ Cezaevi'ndeki eylemcilere yönelik çıplak arama, saldırı gibi eylemler oldu.
- Türk Tabipleri Birliği, uzman bir heyetle, bütün cezaevlerindeki eylemcileri muayene etmek için Adalet Bakanlığı'a başvurdu. Ancak olumsuz yanıt aldı.
Wernicke Korsakoff riski
10 kişinin öldüğü, 1996 yılında cezaevlerinde gerçekleştirilen ölüm oruçlarında, B1 vitamini, tuz ve şeker kullanılmaması, eylemin 60'lı günlere ulaşmasının ardından ölüm olayları başlamıştı.
Uzmanlara göre, Hayata Dönüş Operasyonu'ndaki ölümlerle birlikte 132 kişinin yaşamını yitirdiği 2000 yılındaki ölüm oruçlarında ise B1 kullanımında ölüm vakaları daha sonra gerçekleşti.
B1 kullanmayan mahkumların, 40 ila 60 gün arasında, bir çeşit sinir hastalığı olan, tedavisi bulunmayan Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanma riski bulunuyor.
Özellikle eyleme başlayan ilk gruptaki 63 kişinin bazılarında hafıza kaybı, burun kanaması, sese karşı aşırı hassasiyet gibi şikayetlerin görülmeye başlandığı da cezaevlerinden gelen bilgiler arasında.
'Herkese B1 veriliyor'
Adalet Bakanlığı ise, özellikle Tekirdağ'daki açlık grevindeki eylemcilerin avukatlarıyla görüştükten sonra çıplak aramaya hedef oldukları, itirazlarda ise darp edildikleri, kendilerine B1 vitamini verilmediği, ayrıca eylemle ilgili mektup, faks ve yayın organlarının kendilerine ulaştırılmadığı iddialarını reddetti.
Bakanlık, tutuklulardan birinin avukatının güvenlik cihazının uyarı vermesi üzerine, elle arandığını belirtti. Aynı tutuklunun üzerinde de örgütsel yazı bulunduğu gerekçesiyle savcılığın bilgilendirildiği kaydedildi.
Adalet Bakanlığı, mektupların da okunduktan sonra sakıncalı bulunanlar dışında sahiplerine iletildiğini de savundu.