Ne yoksulluk ne açlık. Babanın kahrolduğu an çok daha başka. Öğretmenlerin sözleri halen kulaklarını çınlatıyor
Abone olVasıflı bir mesleği yoktu. İnşaat işçiliğinden hamallığa kadar bir çok yerde çalıştı. Ta ki boyun fıtığı olup, elden ayaktan kesilene kadar..
Üstüne kriz de eklenince 8 nüfuslu ailenin yükü en büyük çocuğun sırtına bindi. En küçüğü 6 aylık, en büyüğü 14 yaşında 6 çocuklu aile Hatay’ın Narlıca beldesinde hayata tutunmaya çalışıyor.
NE AÇLIK NE YOKSULLUK
34 yaşındaki İbrahim Avcu’nun kendi ifadesiyle en büyük acı ne yoksulluk ne de açlık. Onu kahreden okuyan iki çocuğunu okuldan alması olmuş.. O an acıların en büyüğünü yaşamış. Çünkü öğretmenleri çocukların geleceğini 1. sınıftayken parlak görmüş.
Valilik ve belediyeden yardım istemiş ancak yüzüne kapanmış. En büyük amacı da işe girip okuldan aldığı çocuklarını yeniden eğitimini sürdürmesi..
OKUMA YAZMAYI UNUTTU
14 yaşındaki Yaşar Avcu, haftada kazandığı 20 TL ile ailesini geçindiriyor. Okuma yazmayı söktüğü 1. sınıftan sonra okula gidemedi. O gün bugündür çalışıyor. Bu nedenle okuma yazmayı da unuttu. 2 yıl otomobil tamircisinde, 4 yıldan bu yana da mobilya döşemecisinde çalışıyor.
KENDİNDEN VAZGEÇTİ
Doktor olma hayalini kalbinin derinliklerine gömmüş. Kardeşlerinin geleceği için kendini feda etmiş. Tek tesellisi 5 kardeşinden 9 yaşındaki Gülperi’nin okula devam etmesi..
Sadece onu değil okuldan alınan diğer kardeşlerini de okutarak onları önemli mevkilerde görmeyi düşlüyor. Hayata dört elle sarılan Avcu’nun azmi görülmeye değer.. Umutsuz ve mutsuz değil, isyan etmiyor; mesleğinde ilerleyip zengin olacağı günlerin hayaliyle kendini ayakta tutuyor.